‘Şeraitin’ kestiği parmak acıyor

‘Şeraitin’ kestiği parmak acıyor

30.04.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Artık yılan hikâyesine dönüşen YSK’nin İstanbul seçimleriyle ilgili kararını beklerken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir konuşmasında çok bilinen şu deyişi kullandı:
- Şeriatın kestiği parmak acımaz.
Sayın Cumhurbaşkanı bu açıklamayı yaparken, eski Cumhuriyet çalışanı arkadaşlarımız, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği ve istinafta kesinleşen karar gereği cezalarının kalan kısmını çekmek üzere Kandıra Cezaevi’ne başvuruyorlardı. Güray Öz, Hakan Kara, Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Emre İper ve Önder Çelik haklarında verilen cezalar 5 yıldan az olduğu için temyiz hakkına sahip olmadıklarından cezalarının kalanını çekmek üzere hapishanenin yolunu tuttular.
Onlarla aynı durumda olduğu halde yattığı süre çarptırıldığı cezanın infazını karşıladığından Kadri Gürsel yeniden hapse girmekten kurtuldu.
Aynı davadan 6 yıl 3 ay ile 7 yıl 13 ay arasında ceza alan Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık, Aydın Engin, Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya’nın dosyaları ise temyize gönderildi. Ve ortaya garip bir durum çıktı:
5 yıldan az hüküm giyenler, hapse giderlerken, 5 yıldan fazla ceza yiyenler, temyiz hakları olduğundan, şimdilik serbest durumdalar. Uzmanlar bu durumu “hukuk garabeti” olarak niteliyorlar. Savunmanlar, bu garabetin giderilmesi için başvuru yapıyorlar. Adalet Bakanı Gül de Anayasa Mahkemesi’nin 57. kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada bu çarpıklığın giderilmesi için çalışmalar yapıldığını söyledi.

***

Yetkililerin bu yöndeki açıkmalarına karşın şimdiye dek bir şey yapılamadığı göz önünde bulundurulunca Adalet Bakanı’nın açıklamalarına ne kadar itibar etmek gerekir bilemeyeceğim ama görünen o ki bizzat Bakan bile durumdan rahatsızdır.
Kısacası bu kez “parmak acımıştır.
Acımanın nedeni parmağın gerçekten şeriat (hukuk) tarafından değil de “şerait”(şartlar) tarafından kesilmiş olmasıdır.
Son dönemlerde Türkiye’de sık sık görüldüğü üzere, bir tasarrufun hukuki olması için, onun salt hukuk kuruluşlarından sadır olması yeterli değildir. Ama aynı zamanda hukuka uygun olması da zorunludur. Hukuki mercilerden sadır olması onun hukuki olması için zorunlu şartıdır, yeterli şart ise hukukun temel ilkelerine uygun olmasıdır.
Cumhuriyet davasının hiçbir aşamasında hukuk mercileri hukukun temel ilkelerine uymamışlardır.
Yargılanmaların tutuklu olarak yapılması hukuka aykırıydı.
Ama yargılamalar tutuksuz olarak yapılsaydı bile hukuka aykırılık açısından bir şey değişmeyecekti.
Çünkü 21. yüzyılda insanların gazetecilik yaptıkları için suçlanmalarının hukukta yeri yoktur.

***

Duruşmalar sırasında da bu değerli gazeteci arkadaşlarımızın, FETÖ’nün amaçlarına hizmet ettikleri gibi bir iddiayı ispatlayan herhangi bir delil sunulabilmiş değildir. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği hüküm hiçbir delile dayanmamaktadır.
Söz konusu dava ispatlanmamış, soyut iddialardan öte bir şey çıkaramamıştır ortaya.
Bu durumda dava yalnız kimi hükümlülere temyiz hakkı tanınmamasıyla değil, aynı zamanda temelinden maluldur.
Parmak şeriat tarafından değil, şerait tarafından kesildiğinden kamuoyunun canını çok, ama çok acıtmaktadır.  

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023