Kemal Kılıçdaroğlu

Kemal Kılıçdaroğlu

03.02.2014 02:27
Güncellenme:
Takip Et:

‘Bizde Dreyfus Çok Ama Emile Zola Yok…’

CHP Genel Başkanı bu sözleri söylemiş, internette okudum. Yayın organlarımızdan neden duymadığımı bilemiyorum, çünkü çok önemli sözler.
500 avukatın yargıç ve savcı olup görev yerlerinin açıklanması törenini görünce Dreyfus olayı aklıma geldi. Acaba hukuk fakülteleri eğitimleri sırasında bu olayı inceliyorlar mıydı? Belki de artık unutulmuştur diye ben genç yargıçların ve savcıların dikkatine sunmak istiyorum.
Albert Dreyfus başarılı bir Fransız subayıdır. 1894 yılında bir ihbarla el yazısıyla yazılmış bir mektup nedeniyle Almanlar hesabına casusluk yapmakla suçlanır. Başka bir kanıt olmadığı halde askeri mahkemece suçlu bulunur. 1894 yılında askerlerin ve halkın önünde rütbeleri sökülür, kılıcı kırılır. Dreyfus suçsuz olduğunu her aşamada söylese de etkisi olmaz. Bu arada Dreyfus’un suçluluğu konusunda kuşkular doğar, fakat dikkate alınmaz.
Her şeyin bittiği sanıldığı zamanda ünlü Fransız yazarı Emile Zola, zamanın etkili gazetesi L’Aurore’da cumhurbaşkanına hitap eden bir mektup yazar: “J’accuse - İtham ediyorum.” Gazete, birinci sayfasında bu başlığı taşıyan mektubu yayımlar ve mektup bomba gibi patlar.
Fransa’nın gururu olan Emile Zola, bir romancı, bir yazar, bütün ününü ortaya koyarak suçlanmış bir subayı savunmaktadır. Üstelik de bu subay Yahudi asıllıdır. Fransız aydınları Zola’yı destekleyen bir bildiri yayımlarlar. Olay büyür. Bu arada, el yazısıyla yazılan mektubun Dreyfus’a ait olmadığı başka bir subaya, binbaşı Esterhazy’e ait olduğu ortaya çıkar. Dreyfus gene de aklanmaz. Uzun çabalardan sonra 1906 yılında, olaydan 12 yıl sonra Dreyfus davası yeniden görülerek beraatla biter, rütbesi ve kılıcı geri verilir.
Dreyfus olayı budur.
Emile Zola da budur. Emil Zola, sadece güçlü bir roman yazarı değildir. Döneminin ahlakıdır, vicdanıdır, gerçek bir şövalyesidir. Bu da bilinsin.

***

Genç yargıçlar, genç savcılar:
Yargıçlar, geçmişte söylendiği gibi vicdanlarıyla cüzdanları arasında sıkışmazlar.
Yargıçlar ve savcılar, vicdanlarıyla siyaset arasında da sıkışmazlar.
Yargıçlar ve savcılar, ahlak ve vicdan demek olan adalet için, yalnız adalet için, sadece adalet için çalışırlar.
Adalet, hukuk kuralları içine sıkıştırılmış uygulamalar demek değildir.
O kurallar, o uygulamalar adaletin dışında da kullanılmıştır. Siyaset için kullanılmıştır, ideoloji için kullanılmıştır, iktidar için kullanılmıştır, zorbalık için kullanılmıştır, para için kullanılmıştır.
Ama adaleti, kendisinden başka hiçbir şey için kullanamazsınız.
İlk göreve başladığınız zaman idealleriniz vardır. Sonra ideallerinizle yaşamanın zor olduğunu anlamaya başlayanlar, günlük hayatın realiteleri virajından saparlar.
Bu sapma her türlü etkiye açık bir alana giden yoldur. Orada görevini koruma, yükselme, “herkesin öyle yaptığı” yollu kendini haklı görme mekanizmaları devreye girer. Böylece idealler aşınır ve düzenle uzlaşılır. Bu uzlaşma ya da ideolojik bütünleşme adaletin yerine gelmesi açısından büyük riskler alanıdır. İdealist yargıç, idealist savcı, kendi yalnızlığını taşımakta zorlandığı zaman ödünler vermeye başlar.
Aslında yalnızlaşan adalettir. Dreyfus’lar böylece suçlanır. Böyle savcılar tarafından suçlanır, böyle yargıçlar tarafından suçlu bulunur ve hapsedilir. Dreyfus Şeytan Adası’nda hapsedilmiş ve beraat etmesi üzerine oradan getirilmiştir.
Eğer o davanın savcıları ve yargıçları adaletten sapmasalardı, Emie Zola’ya da gerek kalmayacaktı.
Şimdi, adaletin olmayışını da aşalım, insan hayatı gibi tartışılmayacak bir hakkı göz göre göre ortadan kaldırılan Prof. Fatih Hilmioğlu’nun durumuna bakalım.
Neden hâlâ hapishanede?
Neden tedavi altında değil, neden dışarda değil?
Eğer biz onun hayatını kurtaramıyorsak;
Hastaneleriniz ne işe yarıyor?
Adalet saraylarınız ne yapıyor?
Hekimlerinizin işlevi ne?
Hukukçularınız neye yarıyor?
Bizim Emile Zola’larımız nerede?
Nerede? Neredeler?
Biz nasıl yaşıyoruz?
Biz ne için yaşıyoruz?
Soruyorum?...  

Yazarın Son Yazıları

Çalınan gelecek!...

Çalınan gelecek!...

Devamını Oku
29.04.2024
Istakozun intikamı!

Istakozun intikamı!

Devamını Oku
22.04.2024
Başarının psikolojisi...

Başarının psikolojisi...

Devamını Oku
15.04.2024
Özeleştiri?...

Özeleştiri?...

Devamını Oku
08.04.2024
Kaderinizi seçtiniz mi?...

Kaderinizi seçtiniz mi?...

Devamını Oku
01.04.2024
Hapishanedeki Ali Sirmen...

Hapishanedeki Ali Sirmen...

Devamını Oku
25.03.2024
Liderlerin ruhsal durumu...

Liderlerin ruhsal durumu...

Devamını Oku
18.03.2024
Ben başkan olamazsam?

Ben başkan olamazsam?

Devamını Oku
11.03.2024
Kimi neden seçiyoruz?

Kimi neden seçiyoruz?

Devamını Oku
04.03.2024
Erdal Atabek yazdı...

Ruh sağlığımızı koruyalım...

Devamını Oku
26.02.2024
Kendi iktidarının sömürgesi...

Kendi iktidarının sömürgesi...

Devamını Oku
19.02.2024
Erdal Atabek yazdı

Seçilecek aday...

Devamını Oku
12.02.2024
‘Körü körüne inanç’...

‘Körü körüne inanç’...

Devamını Oku
05.02.2024
Bilinçaltı itirafları...

Bilinçaltı itirafları...

Devamını Oku
29.01.2024
‘Çetelerin’ siyaseti...

‘Çetelerin’ siyaseti...

Devamını Oku
22.01.2024
Aday...

Aday...

Devamını Oku
15.01.2024
Tarihle savaşmak!...

Tarihle savaşmak!...

Devamını Oku
08.01.2024
Atatürk’ün adı yetti!...

Atatürk’ün adı yetti!...

Devamını Oku
01.01.2024
2024: Çatışma yılı mı?..

2024: Çatışma yılı mı?..

Devamını Oku
25.12.2023
Şiddet!...

Şiddet!...

Devamını Oku
18.12.2023
PISA gerçekleri...

PISA gerçekleri...

Devamını Oku
11.12.2023
Prof. Dr. Orhan Öztürk...

Prof. Dr. Orhan Öztürk...

Devamını Oku
04.12.2023
Eğitim kimin derdi?

Eğitim kimin derdi?

Devamını Oku
27.11.2023
Fenomen!...

Fenomen!...

Devamını Oku
20.11.2023
Saray darbesi mi?

Saray darbesi mi?

Devamını Oku
13.11.2023
Cumhuriyet Halk Partisi...

Cumhuriyet Halk Partisi...

Devamını Oku
06.11.2023
Rauf Bey sendromu ve Cumhuriyet...

Rauf Bey sendromu ve Cumhuriyet...

Devamını Oku
30.10.2023
Savaş budur!

Savaş budur!

Devamını Oku
23.10.2023
Zehirli miras: Nefret...

Zehirli miras: Nefret...

Devamını Oku
16.10.2023
Hafız...

Hafız...

Devamını Oku
09.10.2023
Hatamızdan ders alabilmek!...

Hatamızdan ders alabilmek!...

Devamını Oku
02.10.2023
Karakter ne midir?

Karakter ne midir?

Devamını Oku
25.09.2023
Psikolojik dayanıklılık...

Psikolojik dayanıklılık...

Devamını Oku
18.09.2023
Atam nereye bakıyor?...

Atam nereye bakıyor?...

Devamını Oku
11.09.2023
Misyon ruhu...

Misyon ruhu...

Devamını Oku
04.09.2023
İşgale direnen toplum...

İşgale direnen toplum...

Devamını Oku
28.08.2023
Beyin yıkama...

Beyin yıkama...

Devamını Oku
21.08.2023
Medrese...

Medrese...

Devamını Oku
14.08.2023
İlkeler-başkanlar-örgütler...

İlkeler-başkanlar-örgütler...

Devamını Oku
07.08.2023
Önce laiklik demiyorsa?

Önce laiklik demiyorsa?

Devamını Oku
31.07.2023