Adalet...

Adalet...

14.12.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Adalet sözü sık geçmeye başladığı zaman orada bir sorun olduğunu bilirsiniz.
“Adalet herkese lazım olur” dendiğinde bilirsiniz ki birilerinin canı yanmıştır.
Oysa adalet, hak dağıtımının her türlü etkinin dışında olması gereken yoludur.
Ancak, adalet kadar baskı altına alınan, etki altına alınan başka bir alan olmamıştır.
Can Dündar ve Erdem Gül Silivri Cezaevi’nde yatıyorlar.
Bu yatışın süresi ne olacak” sorusunun yanıtı bilinmiyor. Çünkü bu iki gazeteci arkadaşımız suç işledikleri için değil, bilinen bir gerçeği ortaya koydukları için oradalar.
Onlar “adaletin gereği olarak” değil, “adalet olmadığı için” oradalar.
Bir yargıç, Murat Aydın artık dayanamadı. Oturdu, bir mektup yazdı.
Can Dündar’a ve Erdem Gül’e yazdığı mektupta anlattı ki:
Tüm bu yaşananların hukuk, adalet, yargı adına yapıldığı söylendiğinde içim eziliyor... İçinde bulunduğum mesleğe, 30 yıla yakındır eğitimini alıp uygulamasını yaptığım hukuk bilimine olan aidiyet duygumu yitiriyorum.
Bu mektubu yazan yargıcı kutlamak yetmez, bu mektubu “adalete saygısı olan” herkes imzalamalıdır.
Yargıç Murat Aydın, “ben cesur biri değilim” demiş. Aslında elbette uygarlık cesareti var ama bu satırları yazdıran duygu salt cesaret değildir. Bu satırları bir yargıca yazdıran duygu, öncelikle kendi kişiliğine duyduğu saygıdır.

***

Değerli dostlarım, sevgili okurlarım.
Yaşamak ne zaman değerlidir? Ne zaman kendimize “değerli bir hayatım var” deriz? İşte bizim nasıl bir insan olduğumuzu ortaya koyacak olan bu sorunun yanıtıdır.
Onurlu bir yaşam yaşıyor muyuz?
Yaptıklarımızın doğru, dünyaya yararlı olduğunu bilerek yaşıyor muyuz?
Haksızlıkların, adaletsizliklerin karşısına çıkıyor muyuz? (Yoksa sessiz mi kalıyoruz, bana ne mi diyoruz?)
Kendimizi toplumumuzdan, insanlıktan sorumlu tutuyor muyuz?
Eşitsizliklerin karşısına çıkıyor muyuz yoksa üstlerde yer almaya mı çabalıyoruz?
Ölçek budur, bunlardır.
Orda burda yakınmakla, birbirine konuşmakla yetinmek, gerçeklerden kaçınmak demektir.
Adalet ne zaman adalet olmaktan çıkıp zorbalığın aleti olur?
Güç dengesi bozulduğu zaman.
Birisi kontrol edilemez gücü eline geçirirse orada adalet olamaz.
Güç kontrol edilmelidir.
Kuvvetler ayrılığı bu demektir.
Yasama, yürütme, yargı bir elde toplanırsa, güç kontrol edilemez duruma gelir.
Bugün Türkiye’de olan budur.
Başkanlık sistemi ile istenen de bu durumun yasallaşmasıdır.
Onun için de bugün ülkemizde adalet yoktur.

***

Adalet bir duygu değildir.
Acıma duygusu adalet değildir. Üzülmek, öfkelenmek adalet değildir.
Adalet bilinçtir.
Adalet, “hakkın haklı olana verilmesi” bilincidir.
İşte o bilinç, haksızın, zorbanın karşısına dikilir.
İşte o bilinç, onurlu bir yaşam uğruna riski göze alır.
İşte o bilinç, oturur, cezaevinde suçsuz olarak yatanlara bir mektup yazar.
O bilinç bu ülkenin bütün hukuk insanlarında olmalıdır.
O bilinç bu ülkenin bütün insanlarında olmalıdır.
O bilinç, bütün meslek insanlarında olmalıdır.
O bilinç bütün annelerde, bütün babalarda, kadınlarda, erkeklerde olmalıdır.
İşte o zaman, ancak o zaman,
Bu ülkede adalet gerçek anlamda adalet olacaktır.
Gerisi mi? Gerisi yaşadıklarımızdır...  

Yazarın Son Yazıları

Çalınan gelecek!...

Çalınan gelecek!...

Devamını Oku
29.04.2024
Istakozun intikamı!

Istakozun intikamı!

Devamını Oku
22.04.2024
Başarının psikolojisi...

Başarının psikolojisi...

Devamını Oku
15.04.2024
Özeleştiri?...

Özeleştiri?...

Devamını Oku
08.04.2024
Kaderinizi seçtiniz mi?...

Kaderinizi seçtiniz mi?...

Devamını Oku
01.04.2024
Hapishanedeki Ali Sirmen...

Hapishanedeki Ali Sirmen...

Devamını Oku
25.03.2024
Liderlerin ruhsal durumu...

Liderlerin ruhsal durumu...

Devamını Oku
18.03.2024
Ben başkan olamazsam?

Ben başkan olamazsam?

Devamını Oku
11.03.2024
Kimi neden seçiyoruz?

Kimi neden seçiyoruz?

Devamını Oku
04.03.2024
Erdal Atabek yazdı...

Ruh sağlığımızı koruyalım...

Devamını Oku
26.02.2024
Kendi iktidarının sömürgesi...

Kendi iktidarının sömürgesi...

Devamını Oku
19.02.2024
Erdal Atabek yazdı

Seçilecek aday...

Devamını Oku
12.02.2024
‘Körü körüne inanç’...

‘Körü körüne inanç’...

Devamını Oku
05.02.2024
Bilinçaltı itirafları...

Bilinçaltı itirafları...

Devamını Oku
29.01.2024
‘Çetelerin’ siyaseti...

‘Çetelerin’ siyaseti...

Devamını Oku
22.01.2024
Aday...

Aday...

Devamını Oku
15.01.2024
Tarihle savaşmak!...

Tarihle savaşmak!...

Devamını Oku
08.01.2024
Atatürk’ün adı yetti!...

Atatürk’ün adı yetti!...

Devamını Oku
01.01.2024
2024: Çatışma yılı mı?..

2024: Çatışma yılı mı?..

Devamını Oku
25.12.2023
Şiddet!...

Şiddet!...

Devamını Oku
18.12.2023
PISA gerçekleri...

PISA gerçekleri...

Devamını Oku
11.12.2023
Prof. Dr. Orhan Öztürk...

Prof. Dr. Orhan Öztürk...

Devamını Oku
04.12.2023
Eğitim kimin derdi?

Eğitim kimin derdi?

Devamını Oku
27.11.2023
Fenomen!...

Fenomen!...

Devamını Oku
20.11.2023
Saray darbesi mi?

Saray darbesi mi?

Devamını Oku
13.11.2023
Cumhuriyet Halk Partisi...

Cumhuriyet Halk Partisi...

Devamını Oku
06.11.2023
Rauf Bey sendromu ve Cumhuriyet...

Rauf Bey sendromu ve Cumhuriyet...

Devamını Oku
30.10.2023
Savaş budur!

Savaş budur!

Devamını Oku
23.10.2023
Zehirli miras: Nefret...

Zehirli miras: Nefret...

Devamını Oku
16.10.2023
Hafız...

Hafız...

Devamını Oku
09.10.2023
Hatamızdan ders alabilmek!...

Hatamızdan ders alabilmek!...

Devamını Oku
02.10.2023
Karakter ne midir?

Karakter ne midir?

Devamını Oku
25.09.2023
Psikolojik dayanıklılık...

Psikolojik dayanıklılık...

Devamını Oku
18.09.2023
Atam nereye bakıyor?...

Atam nereye bakıyor?...

Devamını Oku
11.09.2023
Misyon ruhu...

Misyon ruhu...

Devamını Oku
04.09.2023
İşgale direnen toplum...

İşgale direnen toplum...

Devamını Oku
28.08.2023
Beyin yıkama...

Beyin yıkama...

Devamını Oku
21.08.2023
Medrese...

Medrese...

Devamını Oku
14.08.2023
İlkeler-başkanlar-örgütler...

İlkeler-başkanlar-örgütler...

Devamını Oku
07.08.2023
Önce laiklik demiyorsa?

Önce laiklik demiyorsa?

Devamını Oku
31.07.2023