Kürt sorununda okur görüşleri 4

15 Nisan 2016 Cuma

Murat Somer’in art arda iki gün süreyle yayımladığım mektubuna gelen yorumların bir bölümünü pazar, salı ve perşembe günleri yayımlamıştım.
Bugün kısaltılmış mektuplarla devam ediyorum.

***

“CHP-HDP ittifakına ‘olabilir’ gözüyle bakan biriyim. Ama her iki partinin gerek oy kitlesinde ve gerekse de örgütsel yapılarında buna çok olumsuz yaklaşıldığını da bilmekteyim.
Bazen gerçek, imkânsız gibi görünenin içindedir.
CHP, Devleti ve Cumhuriyeti kurmuş bir parti olarak, vatandaşlık bağı ile bağlı olan Kürtlere karşı tarihsel sorumluluğun idrakine varırsa...
HDP ise özellikle ‘çözüm süreci’ denen yakın geçmişin büyüsünden kendini bir an önce kurtarıp Kürt sorununun çözümünde ‘meşru ve demokratik’ muhatap olarak siyaset sahnesindeki yerini güçlendirecek yeni politikalar üretirse…
CHP-HDP ittifakı (veya işbirliği) neden olmasın?
İsterseniz 68’in o ünlü sözünü hatırlatalım: ‘Gerçekçi ol, imkânsızı iste.’ A. D.”

***

“Amerika’nın Arizona ve New Meksiko eyaletlerinde nüfusun yarısı Latin kökenlidir. Miami şehrinde ise bu oran yüzde altmış civarındadır. Ancak ABD’de yaşayanların hepsi Amerikan kanunlarına uymaya mecburdur, kökenlerinden dolayı hiçbir etnik gruba bir ayrıcalık tanınmamaktadır.
Zaten Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde Belediye Reisleri Kürttür, bölgeyi temsil eden Kürt milletvekilleri de Meclis’e girmiş ve yörenin haklarını savunmaktadırlar.
PKK’nin ve onu perde arkasından destekleyen HDP’nin amacı, hak, eşitlik falan değil. Onlar bağımsız ayrı bir devlet kurmak istiyorlar. Olay bir isyan hareketidir tek çözüm başlarının ezilmesidir. Y. E.”

***

Öncelikle Kürt kimliğinin ve sayısal olarak da yoğunluğunun tespiti için Türkiye genelinde sayım yapılıp ben Kürt’üm diyene ayrı kimlik verilmeli. Sonrasında Diyarbakır ve çevresine özyönetim (sınırları kesin) tanınmalı. Türkiye’nin diğer bölgelerine seyahat ve çalışma konuları T.C. devletinin (yabancılara olduğu gibi) iznine bağlı olsun! L.A.”

***

“Kürt sorunu üzerine yazınıza gelen okur yorumları beni karamsarlığa itti.
Solculuk, devrimcilik, ilericilik, Atatürkçülük kimliğiyle yazıldığı belli olan çok sayıda yorumun, aslında AKP ve Tayyip Erdoğangillerle aynı görüşü paylaşıyor olduğunu görmek umutlarımı söndürdü.
Bu çoğunluk acaba Tayyip Erdoğan ile bu denli hemfikir olduklarının farkında mı değil, yoksa için için yapılanlara seviniyor da belli mi etmiyor? S. K.”

***

“İbn-i Haldun’un asabiyesi, Durkheim’ın kolektif bilinç anlayışı ve Ziya Gökalp’le birlikte oluşan Türkçülük doktrini ve daha birçok önemli unsur bir potada eritilerek derin analizler yapılmalıdır.
Ermeni sorunu gibi Kürt sorununun da ülke tarihimizin derinlerine inen kökleri bulunmaktadır. Bunları ayrıştırmak ve somut çözümler ortaya koymak sadece ve sadece üniversitelerde kurulması gereken ‘Kürt Enstitüsü’ ile mümkün olabilir. V.T.”

***

Pazar günü İzmir Kitap Fuarı’nda imza günüm var.
Beklerim.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları