Selfie çekelim mi?

05 Eylül 2016 Pazartesi

Geleceğini hak edemezsen, bugününü de elinde tutamazsın...

***

Selfie, bilirsiniz, özçekim. 
Cep telefonu kaldırılır, birbirine yanaşıp foto çekilir. 
Yeni köprüde selfie çekimleri kazalara neden oldu. 
İnsanlar arabalarını durdurup selfie çektiler.
Dünyada salgın. 
Özçekim. Kendini görmek, dayanılmaz bir şey olmalı. 
Yani, böyle gülüşerek kendini tarihin bir parçası yapıyorsun. 
İyi de kendini o fotoda görüyor musun? 
Yani oradaki sen misin? 
Gülüyorsun da mutlu musun? Rahat mısın? 
Eleştirmek için değil, biz de selfie çektik. 
Köprü elbette önemlidir. 
Köprüler hep mühendislik harikalarıdır. 
Çeliğin, daha kimbilir ne çeşit malzemelerin, büyük planlarla, büyük bir teknikle, büyük emekle köprü olması. Önemli. 
Ama siz, hiç ağaçlarla selfie çektirdiniz mi? 
Ormanda. Meşelerle, gürgenlerle, akağaçlarla, otlarla, çimenlerle. Yemyeşil bir dünyanın içinde olarak. 
Keşke onları da düşünseydiniz. 
Ülkeyi büyük kentlere doldurup çile çektirmenin nelere yol açtığı da akıllara gelseydi. 
Ama gelmedi işte. Olsun. 
Çaldılar ama çalıştılar, helal mi olsun, haram mı olsun, ne diyelim? Öyle diyenlere söylüyorum.

***

Sarayda da selfie çekildi mi acaba? 
Adli yıl açılış töreninde? 
Yüksek yargı üyeleri oradaydı da. 
Cumhurbaşkanı gelince ayağa kalkıp alkışlamışlar. 
Meğer yüksek yargı üyeleri ayağa kalkmaz, kimseyi alkışlamazlarmış. 
Çünkü onlar bağımsız olurmuş, cüppelerinde düğme de yokmuş. Bu nedenle cüppe iliklemezlermiş. 
Bizim burda öyle olmuyor. 
Yüksek yargı üyeleri ayağa kalkıp cüppelerini topluyorlar. 
Öyle elpençe divan durunca zaten cüppenin iki kenarı birbirine kavuşuyor. Öyle ki düğme olsa böyle kaftan gibi olmaz. 
Keşke onlar da selfie çekselerdi. Kendilerini görürlerdi. 
Bağımsızlık da böyle bir şey demek ki? 
Yargı bağımsızdır. Demekle olmalı. 
Burda böyle. İşine gelirse ne âlâ. Yoksa yallah.

***

Bir de “Yenikapı ruhu” diye bir şey çıktı. 
Nedir diyene anlatıyorlar. İşte, “uzlaşma var, milli birlik beraberlik var, el ele, kol kola her şeyi birlikte yapacağız” falan. 
Öyle mi oluyor? Evet, öyle oluyor. 
İktidar, karar verdiklerini yapıyor. 
Sonra da muhalefete bilgi veriyor. Bitti gitti. 
Muhalefet de, elbette CHP, düşündüklerini söylüyor. İktidar dinliyor. Teşekkür ediyor. İşbirliği böyle oluyor. 
İş iktidardan, birlik muhalefetten. 
MHP zaten muhalefet değil. İktidarın yedek parçası. 
“Yenikapı ruhu” işte böyle bir şey. Lokman ruhu gibi. Baygınlık gelince koklayacaksın, ferahlarsın.

***

Ruh deyince, Saray’da zikir yapılmış. Bin kişi bir şeyhin rehberliğinde zikir yapmışlar. Videosu var. Onca insanın halka olup zikir yapması görülesi bir şey. 
Laiklik kutlaması sayılır. Yani, o da var, bu da var misali. 
Şimdi bu FETÖ olayından sonra kimi saftirik laikler, “işte gördünüz durumu, bütün tarikatlar kapatılmalı” gibi ileri geri laflar ettiler ya. Al sana cevap. Hadi bakalım. Cemaatle tarikatı birbirine karıştırmayın. O ayrı, bu ayrı. Tamam mı?
Daha, kadın polis müdürünün tesettür üzerine şapkası var. 
O da tuhaf oluyor. Şapkayı kaldırmalı. Gavur âdeti. 
GATA, Askeri Hastanesi. Adını Abdülhamit koymuşlar. 
Yenikapı ruhudur. Olur. 
Kasımpaşa Deniz Hastanesi’nin adını da “Sultan Vahdettin” koyunca tamamdır. 
Osmanlı’nın kurucusu köprüde (Osmangazi), sonuncusu denizde (Vahdettin), hepsi de gözümüzün önünde. 
Yenikapı, ruhun şad olsun...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları