Taşmektep...

26 Eylül 2016 Pazartesi

Evet, Taşmektep.
Tarık Akan’ın kurduğu okul.
Bir idealini gerçekleştirmek için kurdu.
Başlangıçtaki heyecanını çok iyi hatırlıyorum.
Kendi okulum” demişti. “Bakırköy’de...” “Onu açıyorum.
Sadece vefa borcu değildi.
Yapmacıksız, üreten, yaratan insanlar yetiştirme heyecanı.
Köy Enstitülerini hep konuşuyorduk.
Hem matematik öğrenen, hem klasik müzik dinleyen çocuklar.
Okuyan. Okuduğunu anlayan. Anladığını düşünen çocuklar. Öğrendiğini tartışan özgür beyinli çocuklar.
Ezbere dayanmayan, dünyayı, yaşamı kavrayan çocuklar.
Böyle çocuklar yetiştirebilir miydik?
Bu sınav endeksli sistemde böyle bir eğitim olabilir miydi?
Böyle yetişen çocuklar sınavlarda başarılı olur muydu?
Taşmektep.
İşte bu soruların eşi olmayan yanıtıdır.
Evet, olurdu.
Böyle çocuklar yetişebilirdi.
Bu çocuklar sınavlarda başarılı olurdu.
Bu çocuklar hayatta başarılı olurdu.
Aslında bu çocuklar hayatta en başarılı olurdu.
Çünkü hile yapmazlardı. Çünkü başkasının arkasına saklanmazlardı. Çünkü bir emre biat etmek zorunda kalmazlardı.
Çünkü bu çocuklar Atatürk’ün amacına yürüyorlardı.
Atatürk, öğretmenlere;
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür insanlar yetiştiriniz” demişti.
Atatürk’ün bu sözleri, insanlığın eğitimde vardığı en üst noktadır.
Özgür akıl, özgür iradeye sahip olan insan. Aydınlanmanın evrensel hedefi. İnsanlığın binlerce yıllık mücadelesinin özeti.
İşte, çocuklarımız bu okulda böyle yetişeceklerdi.
Tarık Akan’ın idealleri bu okulda gerçekleşiyordu.
Okulunu emanet ettiği çağdaş eğitimci Ali Akdoğan okul velilerinin işbirliğiyle, seçkin öğretmenleriyle bu idealleri gerçekleştiriyor.
Bir okulun eğitim kadrosu elbette çok önemlidir.
Eğitimin doğru felsefesini paylaşan eğitimciler okulun yürütücü gücüdür.
Eşit yürütücü gücün bir kaynağı da okulun velileri olan anneler, babalardır.
Taş mektep ile yaptığımız çalışmalarda onlarla birlikte olma talihim oldu.
Ne istediğini bilen, neden istediğini bilen bilinçli insanlar her zaman bir kuruluşun temel güçleridir.
Öğrencinin sosyal ortamı, öncelikle evi, onun ilk eğitimini aldığı yerdir.
Bir çocuk yetişirken o ortamda yetişir. O ortamda konuşmayı öğrenir, o ortamda anne babasının neler yaptığını görür. Elbette sonraki hayatında bunları hatırlayacaktır.
Bu nedenle okul-aile işbirliği çok yönlü büyük önem taşımaktadır.
Buna önem veren okul da büyük bir güç kaynağını kendi gücüne katacaktır.
Eğitim bir ülkenin geleceğidir.
Köy Enstitülerini bugün kuramayız.
Ama o felsefede Kent Enstitüleri kurabiliriz. Diyeceksiniz ki,
Siz bunları söylüyorsunuz ama ülkemizFETÖ okullarından imam hatip okullarına geçmeyi zorlayan bir iktidarla yönetiliyor.
Doğrudur. Ülkemiz zorlanıyor.
Ama asıl güç, zorlukların içinde başarılı olmaktır.
Biz zorlukların içinde başarılı olacağız.
Geleceğin başarılı insanı, hiç kuşku duyulmasın ki özgür akla sahip insandır, özgür iradeye sahip insandır.
Neden binlerce yıldan sonra uygarlığa erişmiş ülke insanları hep özgür düşünceli, özgür iradeli insanlar oldular. Çünkü üretici insan budur, yaratıcı insan budur.
Geleceği belirleyecek olan da Mustafa Kemal’in gösterdiği yolda yürüyen insanlarımız olacaktır.
İşte bugün, böyle yetiştirdiğimiz Atatürk kuşakları.
Yarın, bu nedenle bizim olacaktır. Bizim ya da bütün insanlığın geleceği budur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları