Proje

31 Ekim 2016 Pazartesi

Proje, “önceden tasarlanan” demek. Düşünülen, planlanan, programlanan.
Program da, pro-gram, önceden yazılan demektir.
Böyle olduğuna göre,
Bir projeyi tasarlayanlar var demektir.
Kimlerdir bunlar?
Bilmek gerekir.
Niyetleri nedir? Anlamak gerekir.
Kim kimin projesidir?
Kim ne niyetle bu projeyi tasarlamıştır?
Amaçları nelerdir?
Bunları bilirsek taşları yerine koyabiliriz.
Eğer bilmezsek, biz de birilerinin projesi olabiliriz.
Yoksa öyle miyiz?
Bugünün Türkiye’si birilerinin projesi olmasın?
Bir de böyle düşünelim.

***

Musul’a girmek kimin projesi olabilir?
Musul, Kerkük petrol bölgeleri.
Suriye dışardan karıştırıldı.
Irak iki kez ABD tarafından işgal edildi.
Suriye’de ABD var, Rusya var.
Ortadoğu çatışan çıkarların savaş alanı.
Türkiye de bu alana kendi isteğiyle girdi.
Bu gelişme kimin projesidir?
Türkiye’nin mi?
Yoksa Türkiye bu savaşa sürükleniyor mu?
Girmek kolaydır ama çıkmak zordur, kimi zaman çıkamazsınız.
Atatürk Kurtuluş Savaşı’nı bitirdiği zaman, “Paşam, Selanik’i alalım” demişlerdi, “doğduğunuz şehir.”
Atatürk “hayır” dedi. “Sınırlarımız çizildi. Almıyoruz.”

Misak-ı Milli sınırları “Ulusal And” ile çizilmiştir.
“Ne bir karış toprak veririz, ne bir karış toprak alırız.”
Bitti.
Türkiye bugünlere kadar barışla geldi, barışla yaşadı.
İç barışında zorlukları oldu ama bunlar da bir biçimde aşıldı.
Şimdi ülkenin durumu nedir?
Sünni İslam siyaseti ülkenin iktidarıdır.
İktidarın iç siyaseti Sünni İslam yaşam biçimidir.
İktidarın dış siyaseti Osmanlı döneminin canlandırılmasıdır.
Projeniz bu olursa elbette çatışmadan kurtulamazsınız.
1923 Cumhuriyeti’nden geride ne kaldı?
Projeye kuşbakışı bakınız.

***

1923 Cumhuriyeti, Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu yapıdır.
Bağımsızlık, ulus olma, laik eğitim, laik yaşam, barışçı dış politika bu yapının temelleridir.
2016 Cumhuriyeti, bağımsızlıktan vazgeçmiştir. Bir yanıyla Batı devletleriyle, asıl yanıyla İslam devletleriyle bağlanmıştır.
Ulus olma parçalanmış, ülke; SünniŞii, dindar olan-olmayan, Türk-Kürt-Etnik gruplar, bizden olan-olmayan diye bölünmüş, parçalanmıştır.
Laik eğitim yok edilmek istenmektedir. Okullar imam hatip okullarına çevrilmekte, üniversiteler medreseye dönüştürülmek istenmektedir. Bu amaçla zorlamalar yaygınlaşmaktadır.
Laik yaşam, bütünüyle Sünni İslami yaşama dönüşmesi için her alanda zorlamalar yapılmaktadır. Yasal zemin dışında desteklenen militanlarla yaşama müdahale edilmektedir.
Dış politika akıl dışı bir Osmanlı fetih siyasetine çevrilmiş, Ortadoğu savaşına girilmiş, ülke sonu belirsiz bir maceraya sürüklenmiştir. İşte, 93 yıl sonra “manzara-i umumiye” budur.

***

Ey vatandaş,
Ey yurttaş,
Bu ülkede yaşayan insanlar,
Nerede olursanız olun, hangi partiyi tutarsanız tutun, ne iş yapıyorsanız yapın,
Bu gidişe razı olacak mısınız?
Bu projenin bir parçası olacak mısınız?
Bu durumu kabul edecek misiniz?
Kendinize sorun.
Evet, kendinize sorun.
Bakalım, yanıtınız ne olacak?..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ben başkan olamazsam? 11 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları