Coşkunun doruğu...

15 Şubat 2017 Çarşamba

“Forte 24 Genç Yetenek” projesi hiç de uzun bir geçmişe sahip değil. Oysa önceki gece izlediğimiz konserin coşkusu, yıllardır birlikte yaşayan köklü bir ailenin şöleni gibiydi.

Çağdaş Eğitim Vakfı’nın “Forte 24 Genç Yetenek” projesi hiç de uzun bir geçmişe sahip değil: 2009 yılında başlatılmış. Oysa önceki gece Zorlu Performance Center sahnesinde izlediğimiz konserin coşkusu, yıllardır birlikte yaşayan köklü bir ailenin şöleni gibiydi. Türkiye’nin aydınlık yüzünü gördük. Alçakgönüllü ve abartısız bir organizasyondu. Çağdaş eğitime gönül vermiş bilge kişilerin öncülüğündeki Kutup Yıldızları projesi bugüne dek 37 yetenekli gence karşılıksız eğitim desteği vermiş. Forte 24 Genç Yetenek Projesi ise eğitiminin üst düzeyine gelen ve artık dünya üstünde parlamaya başlayanların desteklendiği bir proje.
Yıllardır Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlediğimiz konserlere ve Cumhuriyet’teki köşeme öyle çok genç yetenek başvurdu ki! Zaman içinde kiminin başarısıyla gurur duydum, kiminin çaresizliğine pencereler aradım. Dün geceki konserde çalan Forte 24 gençlerinin bir kısmını da çok yakından tanıyordum. Onların, artık dünyanın en önemli okullarındaki ilerlemelerini, ünlü orkestralara solist olmalarını izliyorum.
Konserde çalan bütün sanatçıların içten ve gönülden yorumları, salonu tıka basa doldurmuş dinleyiciyi de yürekten etkiledi. Yalnız burs alanlar değil, onlara yol göstermiş Cihat Aşkın, İbrahim Yazıcı, Fazıl Say ve Bülent Evcil gibi ünlü sanatçılarımızın işbirliği de ayrıca kıvanç vericiydi.
Şef İbrahim Yazıcı’yı baştan sona orkestrasının başında izlerken, bir şef ne emeklerle yetişir, diye düşündüm. Öyle ya, 5-6 yaşında bir piyanist, 8-10 yaşında bir kemancı, 15-16 yaşında bir şancı ortaya çıkabilir. Ama orkestra şefliğine küçük yaşta başlanmaz. Önce bir çalgının uzmanı olarak mezun olur, sonra şeflik. Onun enstrümanı, bazen yüz kişiyi aşan bir orkestra ailesidir. Bir şefin elinden her şeyi alabilirsiniz ama beynindeki o zengin orkestra dünyasını çekip alamazsınız. Üstelik İbrahim gibi çok boyutlu bir müzikçi yalnız şef değil, çok üstün bir piyanist ve hatta ülkemizde çok az bulunan iyi bir orgcu.
Cihat Aşkın’ın sanat yönetmenliğinde düzenlenen program “J.S.Bach” ile başladı ve “J.S.Bach” ile bitti. Bu çerçeve içinde “klasik” müziğin duvarları genişletilmişti. Müzik Duke Ellington’a kadar uzanırken, Halit Ergenç ve Zühal Olcay gibi isimler de programa renk kattılar. Ben hayatımda Nâzım’ın Masalların Masalı adlı şiirini Halit Ergenç kadar doğal ve abartısız okuyan birine rastlamadım. Müziğin içinde güzel bir renk, hatta bir sürpriz oldu.
Bir anlamadığım “gala konser” başlığı! Herhalde ilk kez bu sanatçıların bir araya geldiği bir dinleti olduğu için, operanın ilk temsili gibi “gala” adı verilmişti.
Bu çocuklarımız yarınlarda aydın birer sanatçı olarak Türkiye’yi dünyanın her yerinde temsil edecekler. Onlarla ne kadar gurur duysak ve Çağdaş Eğitim Vakfı’na ne kadar teşekkür etsek azdır.
Yolunuz açık olsun Emre Engin, Merve Kocabeyler, Salihcan Gevrek, Elfida Su Turan, Iraz Yıldız, Sesim Bezdüz, Onur Abacı, Berfin Aksu, Utar Artun, Bulut Gülen ve Elvin Ganiev.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları