Bayram gibi bayram ne zaman yaşanacak?

27 Haziran 2017 Salı

Kendimi bildim bileli bayram gibi bayram yaşayamadığımı düşünürüm. Doğrusu gazetecilikle geçmiş iki haneli yıllarım, 30-40-50’leri devirince, bayramları bayram gibi kutlayamamamın İslam dünyası için, nerede ise, “kader” denecek kadar olumsuz koşullar anlamına geldiğinin bilincine vardım.
En son ahlak dininin kitabına göre, en insancıl değerler, gelenekleri içinde barındıran İslam dünyasında, iç savaşlar bataklığında, sanki özellikle bayram günlerinde yaşanan kanlı çatışmaları, en vahşi sahneleriyle mezhepler savaşlarını, terör katliamlarını nasıl okumalıyız?
Ya da ağır yoksullaşma, yoksunlaşma, acımasız gelir dağılımı çarpıklıklarının, eğitim, kültürel dibe vuruş, cehaletin belgesi çaresizliklerini.. Bayram tatili yolculuklarında terör sayılarına ulaşan trafik canavarı ölümleri, yaralanmalarını.. İnanca göre de ahlaksızlık, teşhirciliğe evrimlenmiş, görgüsüzce sadaka dağıtımında yoksul insanlar için onursuz sahnelerin yaratılmasını.. Daha da kötüsü inanç üzerinden yapılan kirli siyasetin kirli oyunlarında, bayram günlerinin, inanç, geleneklerinin en vicdansız boyutlarıyla kullanılmasını.. Seçimler, yandaşlıkta araç yapılan, sadaka niyetine ücretsiz kampanyalara evrimlenmiş, hac, umre seferlerini..

***

Kılıçdaroğlu, “Adalet” Yürüyüşü’nün içindeki bayram kutlaması, dilekleri içinde, açlık grevlerinde, ölümcül dönemeç noktasındaki, “Nuriye Gülmen, Semih Özakça” için acil adalet, çözüm, açlık grevlerini sonlandıracak adımlar çağrısına öncelik verdi. Liderlik katındaki AKP, MHP’lilerden en azından insancıl bir üslup, yaklaşımı unutun, sanki daha bir yumuşak havada geçen bayramlaşma ziyaretlerinde bile gündeme alınmaya değer görülmedi.
Geçmişten ders almak hak getire. Bu ülkede adalet isteyen, cezaevleri koşullarının insancıllaştırılması için, ne kadar çok insanımız, gencimiz açlık grevleri yaptılar. Ne kadar çok sayılarla öldüklerini, ne kadar çok sayılarda da felç, bitkisel yaşama geçmiş olduklarını unuttuk.
İnsanların açlık grevleri ile hak aramaya kalkışmalarının ne boyutlarda bir çaresizlik, umutsuzluk noktası olabileceğini hiç düşündük mü?
AKP liderliği sözcülerinin, FetÖ’cü suçlamalarına anlamlı tek bir kanıt gösteremeden, ölüme, altın vuruş dönemecine ancak gün, saatler kalmışken vurdumduymaz eleştirili çıkışları akıl alır gibi değil..

***

Bayram günlerinde, medyamızın bayram tadında haberler vermek çırpınışları, trajik haberler ağırlığında daha bir cılız, çaresizliğin sergilenmesi oluyor. Bayram alışverişi, çocuklar ağırlıklı giysi, şeker satışları röportajlarında bile neşe yok. Bir iki çocuk sevinci yansımasına, ailelerin yokluktan beslenen pahalılık yakınmaları, esirgenmek zorunda kalmanın isyanları eklemleniveriyor. Üstüne esnafın “bittik tükendik, bayramla da nefes almanın olanağı yok..” mırıldanmaları eklemleniyor.
Bayramın ikinci gününde İslam dünyasının kutsal bayramı üzerinden verilen haberlerin çoğunluğu karabasan içeriğinde.. İngiltere’de bayram için toplanan kalabalığa araçla saldırı sadece bir ayrıntı.. Ya Musul çatışmalarından gelen harabe görüntüleri, ölümden kaçmaya çalışan sivilleri..
Bizden kanlı bayram terörü eylemi öncesi yakalanan IŞİD intihar eylemcileri. PKK sıcak çatışma, operasyon görüntülerine, eklemlenmiş yeni şehit haberleri, cenaze törenleri.
İran’dan başka bölgelerden Şii bayram kutlamalarında yeni Sünni saldırı, katliam eylemlerine ilişkin kınamalar. Amerika’nın güncel IŞİD operasyonları gerekçeli, en taze çatışma ittifakında silahlandırdığı terör örgütleri stratejilerine dönük İktidarları liderliğinden gelen en son, en sert eleştiriler.. Saatlerdir ana haberlerden tek bir bayram sevinci tadında haber duyulmuyor, görüntü verilemiyor..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları