Umut karardır...

19 Mart 2018 Pazartesi

Her yerde bu soruyla karşılaşırım: Umutlu musunuz?
Her zaman bu yanıtı veririm: Umut karardır.
Eğer kararınız varsa umudunuz da vardır.
Ama umut dediğiniz bir bekleyiş ise boşuna hayal kurmuş olursunuz.
Umudunuz var mı?
Önümüzdeki seçimlerden umudunuz var mı?
Demokrasiden umudunuz var mı?
Adaletten umudunuz var mı?
Gelecekten umudunuz var mı?
Eğitimden umudunuz var mı?
Cumhuriyetten umudunuz var mı?
Hemen söyleyeyim ki;
benim umudum değil, kararım var.
Yaşamımı bu kararıma adamışlığım var.
Bu kararım için çabalarım var.
Bu kararım için çalışmalarım var.
Kararlılık umudun gücüdür.
Kararlı olmak size umut etme hakkını verir.
Umudu hak etmek için kararlı olmak şarttır.
Seçimlerde kazanmak mı istiyorsunuz?
Her gün, her saat çalışacaksınız.
Sonuç almak mı istiyorsunuz?
Yolunuzda olan herkesle birleşmeyi sağlayacaksınız.
Ben demekten vazgeçecek, biz demeyi öğreneceksiniz.
Demokrasi mi istiyorsunuz?
Önce siz demokrat olacaksınız.
Adalet mi bekliyorsunuz?
Önce siz adil olmayı bileceksiniz.
Eğitim mi diyorsunuz?
Eleştirel düşüncenin ne olduğunu anlayacaksınız.
Laik eğitimi özümseyeceksiniz.
Dogmaların zihinlere ne engeller koyduğunu göreceksiniz.
Cumhuriyeti kazanmak mı istiyorsunuz?
Siz güçler ayrılığının değerini bileceksiniz.
Meclisiniz kendi iradesinin sahibi olacak.
Yargınız emir kabul etmeyen bağımsız yargı olacak.
Yürütme her zaman denetlenebilir olacak.
Bunlar olmadığı zaman ne demokrasiniz olur ne de cumhuriyetiniz.
Bunları bileceksiniz.
Bunları anlatacaksınız.
Bunları halkınızla paylaşacaksınız.
Siz kararlı olacaksınız.
Üzerinize düşeni yapacaksınız.
Başkalarını eleştirerek rahatlamaktan vazgeçeceksiniz.
Sorumluluğunuzu alacaksınız.
Çalışacaksınız.
Kararlı olacaksınız.
İşte o zaman umutlu olmaya da hakkınız olacak.

***

Ankara’da Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Cumhuriyet okurları ile düzenlediği toplantıda bu düşünceleri paylaştık.
Dürüstlük Sevgili Çocuğum” kitabı üzerinden yaptığımız paylaşım aydınlığa açık zihinlerin, ülkemizin geleceği için nasıl bir güç olduğunu ortaya koydu.
Kendi gücünün farkında olmak, bu güçle neler yapabileceğini bilmek o gücü etkin kılan temel eksen.
Mustafa Kemal’in en büyük özelliği güçleri birleştirmedeki ustalığıdır.
Başarısının temel ekseni bu ustalıktır.
Ülkemin pırıl pırıl insanları işte bu gücü temsil ediyor.
Sevda Cenap And Vakfı’nda gene bu insanlarımızla buluşacağız.
Her buluşma Aydınlanma gücünün artışı, daha da etkinleşmesidir.
Cumartesi günü de Ankara Tabip Odası’nda Türk Tabipleri Birliği’nin Mücadele Tarihi konusunu iki eski Başkan, ben ve Prof. Dr. Gençay Gürsoy ile paylaşacağız. Demokrasi mücadelesinde meslek kuruluşlarının özel bir yeri, özel bir önemi var.
Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Barolar Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Türk Dişhekimleri Birliği geçmişte de günümüzde de demokrasi mücadelesi vermişlerdir.
Bu eğitimli, aydın güç her zaman Cumhuriyetten, her zaman demokrasiden yana olmuştur.
Toplumun içindeyiz.
Toplumla beraberiz.
Çünkü hiç unutulmasın, toplum bizleriz.
Biz halkız.
Biz halkımızla berabersek varız.
Bizim halkımızdan başka gücümüz yoktur.
Bugün hepimiz güvenli bir gelecek istiyoruz.
Birbirine güvenen insanlar toplumu olmak istiyoruz.
Birlikte yaşamaktansa mutlu olan insanlar olmak istiyoruz.
Üreten, çalışan, yaratan insanların toplumu olmak istiyoruz.
Öyleyse kararlı olacağız.
Kendi geleceğimizi kendimiz kuracağız.
Yanlış ellerdeki yetkiyi kendi elimize alacağız.
Birleşecek ve başaracağız.
Gelecekten umudumuz var mı?
Geleceğe kararımız var.
Bu karar bizim sorumluluğumuzdur.
O zaman umut hakkımız olacaktır...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları