Ne yapmalı? (24.05.2018)
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Ne yapmalı? (24.05.2018)

24.05.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türk Lirası’nın çöküşü, dış operasyon falan değil. Bunu iyi kötü ekonomi bilen herkes biliyor. Nedeni, artık AKP’ye oy veren Hatice Teyze’nin bile bu ülkenin geleceğine güvenmiyor oluşu, gizli gizli yastık altında biraz dolar biriktirmesi.
Seçim sürecinde birileri çıkıp sabah-akşam “Dış güçler operasyon yapıyor” diye propaganda yapsa da, gerçekte TL çöküyor, çünkü Türkiye çöküyor.
Bu kanama yeni değil, 2015’ten beri devam ediyor. Miladı, demokrasiden sapma kararını aldığınız andır. Zavallı TL’nin buraya kadar dayanmış olması bile mucize.
Karşımızda sürdürülemez bir finansal denge var. Bir yanda inanılmaz şatafatlı devlet harcamaları, diğer yanda yatırım yapılamayacak kadar kuralsız ve otoriter bir ülke görüntüsü. Kasaya girenle çıkan, eşit değil. Olmayan paramızla köprü, havaalanı, yazlık saray yapıp, sonra dolar yükselince şaşırıyoruz.
İkinci sıkıntı, adaletsizlik. Yatırım yapılamaz bir ülke görüntüsündeyiz, çünkü memlekette hukuk yok. Hukuk olmayan bir yere el âlemin şirketi de gelip fabrika açmak istemiyor. Para da getirmiyor. Gazeteciyi, akademisyeni, Ali’yi Veli’yi cezaevlerine atmaktan nefesi kesilmiş sevimsiz bir otoriter ülke görüntüsü ne Doğu ne de Batı’da hiçbir yatırımcıya cazip gelmiyor. Çünkü bu baskının istikrarsızlık getireceğini görüyorlar.
Üçüncüsü, yönetim biçimi. Türkiye, demokrasi ve katılım olmadan tek elden bir yönetim modeline yöneldi. Bunlar 17’nci yüzyılda iflas eden rejim modelleri. “Tek adam rejimi kötüdür” derken, sadece ahlaken değil, pratik olarak da bu tarz yönetimlerin başarı şansı olmadığından söz ediyorduk. Dünyada demokratik bir ülkeyi alıp tek elden yönetmeye çalışan kimse o işin hayrını görmemiştir. Tayyip Erdoğan değil Steve Jobs bile gelse bu ülke bu modelle yönetilemez.
Üçüncü sorun, kadroların kalitesizliği. Sesini çıkaran adamı kapı dışına koyup yönetici sınıfını kalitesiz şakşakçılarla doldurdunuz. Medyayı tamamen zapturapt altına alıp devasa bir ‘basın bültenine’ dönüştürüyorsunuz. Bu sayede etrafınızda sanal bir balon yaratıldı ve o paralel gezegende gerçeklerden kopuk, yapayalnız durumdasınız. Ha deseniz gerçekleri fısıldayacak kimse kalmadı.
Bir de tabii kurumsal çöküş var. Devleti ayakta tutan, adamlar değil kurumlardır. Ama o kurumlar son 5 yılda lime lime edildi. Türkiye’deki yandaşlık, particilik, kutuplaşma, darbe vs. derken, kurumların bütünlüğü kalmadı. Mıncık mıncık makarna. Bırakın yargıyı, eğitimi, 2001 yılında IMF sayesinde belli bir seviyeye getirilen Rekabet Kurulu, Merkez Bankası, EPDK, SPK ya da BDDK gibi yapılar bile içi boş, işlevsiz ve hükümetin emriyle hareket eden birer tabela kurum haline geldi. Adamlar zamanında ısrarla “Bu kurumlar bağımsız kalsın” derken bir bildikleri varmış. Çünkü 900 milyarlık bir ekonomiyi tek elden bakkal dükkânı gibi yönetmek mümkün değil. O kurumlara ihtiyacınız var.
Yapılması gereken, bu yönetim modelinden vazgeçmektir. Tek adam sistemiyle ve bu ölçüde kalitesiz kadrolarla, olmaz. İktisat teorisinde ‘faiz’ neden değil, sonuçtur ve ancak bunu tane tane size anlatacak kadrolarınız varsa bu ülkeyi yönetebilirsiniz.
İkincisi, demokrasiye dönmek zorundasınız. Öyle ya da böyle.
Konuştuğunuz bütün bankacıların, bütün ekonomistlerin, bütün yatırımcıların ağzından çıkan ilk cümlenin “OHAL’i kaldırın” demesi tesadüf mü? Adamlar basın özgürlüğünü, hapisteki gazetecileri çok taktığı için değil; ancak sınırsız yetkisi olan baskıcı bir devletin o ülkeyi istikrarsızlığa sürükleyeceğini bildikleri için söylüyorlar. Bunlar 20. yüzyılda onlarca defa test edilen konular.
Her durumda karşımızda acı reçete, muhtemelen önümüzdeki yıl itibarıyla bir IMF anlaşması var. Demokrasi olmadan bunları denemek, Türkiye’yi daha da zorlar. Venezüella noktasına getirir.
Yapılması gereken, IMF’nin eninde sonunda önünüze koyacağı acı reçete gelmeden, ülkeye nefes aldırmaktır.

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018