Atsür: "Beşiktaş'a geri döndüğüm için çok mutluyum."

Beşiktaş'ın yeni transferi Engin Atsür, Radyospor'dan Özge Şen'e açıklamalarda bulundu.

Basketbola ailenin teşviğiyle başladığını okudum. O dönemlerde sporcu olmak hayallerinin içinde yer almıyor muydu?

Basketbola sekiz yaşında Geleceğin Yıldızları Spor okulunda başladım. O genç yaşlarda haliyle gelecek ile planlarım pek yoktu. En uzun vadeli planım mahallede yapacağımız bir daha ki futbol maçının saat kaçta olacağıydı! (Gülüyor) Ebetteki ailemin bütün bu süreçte bana desteği çok büyüktü. Beni hiçbir zaman hangi sporu yapmam konusunda zorlamadılar.

Kolej dönemindeki başarılarını nasıl değerlendiriyorsun? Geleceğini o günlerde şekillendirdiğini söyleyebilir miyiz?

Üniversite yıllarım benim için her anlamda bir olgunlaşma dönemi oldu. Okula ilk adım attığımda genç bir çocuktum fakat dört yıl sonra mezun olduğum gün artık bir adam olduğumu hissettim. Basketbol anlamında bana elbetteki çok şeyler kattı ve bugün sahaya yansıtmaya çalıştığım oyunumda kolejin etkileri çok büyük.

Neden NBA olmadı? Hedeflerinin içinde NBA'de yer almak yok muydu?

NBA tabi ki her basketbolcunun oynamak isteyeceği bir lig. Kolejdeki son senemde böyle bir şansım olduğunu zaman zaman gördüm fakat gerçekleşmedi. NBA atletik oyuncuların domine ettiği bir lig, genetiksel olarak benim ve birçok avrupalı oyuncu bu yüzden bu lige stil olarak çok uymuyor...

Ciddi sakatlıklar yaşadığın dönemler oldu. Yaşadığın sakatlıklar oyun tarzını ya da psikolojini nasıl etkiledi?

İki ağir sakatlık yaşadım ve bu sakatlıklar bana vücudumu daha iyi tanıma fırsatı tanıdı. Bu tarz şanssızlıklar insanı mental anlamda çok zorluyor, bunları aşmayı başarırsanız bu süreçlerden çok güçlü ve kazanan olarak çıkabiliyorsunuz. Bu olumsuzluklara karşı savaşıp negatifleri pozitife çevirebildiğimi düşünüyorum.

Türkiye'nin en iyi takımlarında forma giydin, çok başarılı sezonlar geçirdin. Bu bakımdan kariyerini nasıl değerlendiriyorsun?

Büyük camiaların parçası olmak benim için her zaman bir gurur kaynağı oldu. Şampiyon takımların parçası olma şansını elde ettim. Taraftarlar önünde sahada olmak bambaşka bir duygu. Spor seyirci önünde olduğu zaman çok farklı bir hal alıyor. Bu süreçte en kaliteli oyuncular ve teknik ekiplerle çalışmak bana ayrı bir tecrübe katti. Tabi ki hedefler hiçbir zaman bitmiyor, her yaz uzun bir maratona çıkmaya hazırlanıyoruz ve sonunda birinci gelmek benim en büyük hedefim.

Bu yıl yeniden Beşiktaş İntegral Forex için mücadele edeceksin. Neler düşünüyorsun?

Beşiktaş Integral Forex'e geri döndüğüm için çok gururlu ve mutluyum. 2009-10 sezonunda Beşiktaş'ta hem takım olarak hem de kişisel anlamda çok güzel bir sezon geçirmiştim. Hedefim kaldığım yerden devam edip Beşiktaş takımına ve camiasına yeniden layık olmak.

Yeniden Beşiktaş'ta oynamaya nasıl karar verdin?

Açıkçası benim için kolay bir seçim oldu. Yeni bir oluşum içerisinde beni de bu takımın bir parçası olarak görmek istediklerini öğrenince çok gururlandım ve bu noktadan sonra düşünecek fazla bir şey yoktu.

Sizleri zor  bir sezon bekliyor. Sezon öncesi hazırlıklar, takım içindeki atmosfer nasıl?

Bu sene TBL gerçekten çok zorlu geçecek. A'dan Z'ye tüm takımlar çok iyi kadrolar kurdular. Bu zorlu maratona başlamadan iyi bir hazırlık dönemi geçirmek hem fizik-kondisyon hem de takım kimyası için çok önemli. İlk etapta Bolu'da güzel bir kamp dönemi geçirdik ve şu ana kadar her şey çok pozitif geçiyor.

Beşiktaş İntegral Forex'in bu yıl için hedefleri neler?

Beşiktaş'ın hedefi her zaman katıldığı her platformda birinci olmaktır. Biz de oyuncular olarak bunun bilincindeyiz. Bir çok takım belki ekonomik anlamda daha büyük hedeflerle yola çıktılar fakat bizim hedefimizde değişen bir şey yok.

Tüm bunların dışında Engin Atsür, sosyal hayatında nasıl biridir?

Sade ve sakin bir sosyal hayatım var diyebilirim. Mesleğim gereği geriye kalan boş zamanlarımı her zaman mesleğime paralel bir şekilde geçirmek durumundayım. Ailem ve arkadaşlarımla vakit geçirmek, doğa ile iç içe olmak önceliklerim. Yeni yerler görmeyi, yeni insanlarla tanışmayı ve yeni lezzetler tatmayı çok seviyorum.

Son olarak basketbolcu olmasaydın, hangi meslekle uğraşıyor olurdun?

Bu benim için çok zor bir soru çünkü sekiz yaşımdan bu yana basketbol her gün hayatımın içinde. Eğer basketbolcu olmasaydım sanırım iyi bir aşçı olmak isterdim. O da çok zor ve saygı duyduğum bir meslek.