Futbolcuların da annesi var!

Yarın anneler günü. Gazeteci yazar Serdar Dinçbaylı futbol emekçilerinin de sevenlerinin olduğunu, bu doğrultuda liglerin haziranda başlamasının doğru olmayacağını kaleme aldı

İşte o yazı:

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, Süper Lig, TFF 1., 2. ve 3. Lig ile Bölgesel Amatör Lig'in (BAL) 12-13-14 Haziran'da başlayacağını açıkladı. Ulusal medyada çalışan arkadaşlarımız artık gölgelerinden bile çekinmek zorunda bırakıldıkları için sosyal medya dışında fazla tepki görmedi bu karar.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve TFF Başkanı Nihat Özdemir peşpeşe yaptıkları açıklamalarla liglerin başlatılması kararında topu birbirlerine attılar. İki karar verici makamın da gönlü yok bu kadar erken bir başlangıca. Anlaşılan istek yüksek bir yerden geliyor.

Futbol emekçileri için “Piyangolu idam” anlamına gelen bu kararı alacak her kimse, bu yazı o kişinin vicdanına yönelik yazılmıştır.

SOKAKTA YASAK, STATTA SERBEST

Ligler henüz toplam vaka sayısı 100’ü bulmadığı bir dönemde durduruldu. Tek bir ölüm vakası yoktu. Tüm AVM’ler, kuaförler, kafeler açıktı. Yolda gördüğümüz arkadaşımıza sarılıp öpebiliyorduk, ekmek için sıra beklemiyorduk. Tıbbi maskeyi ancak filmlerde görüyorduk. Çocuklarımız sokak aralarında Ronaldoculuk, Messicilik oynayabiliyorlardı. Bizler de halı sahalarda yeteneklerimizi sergiliyorduk.

Şimdi bunların tamamı hayal. Vaka sayımız 140 bine merdiven dayadı. Vefat sayımız maalesef 3 bin 689. Günde neredeyse 2 bin yeni vaka var. Sokakta top oynamak yasak. Sen sokakta yasak ettiğin futbolu statta nasıl oynatmayı düşünürsün. İstediğin kadar seyircisiz oynat, seyircisiz maç demek yaklaşık bin 500 kişilik bir organizasyon demek!

İŞİN BİR DE İNSANİ YÖNÜ VAR

Seyircisiz maçta rol alacak futbolcunun, teknik heyetin, idari kadronun, sağlık ekibinin, federasyon yetkililerinin, güvenlikçinin, ulaştırma görevlilerinin, basın emekçilerinin, hepsinin; anası, babası, çocuğu, eşi, dostu, kısaca hepsinin üzerine titrediği sevenleri var. Sen bu kararı alıyor olsan çocuğunun 2 saatlik kanlı-terli bir gladyatör dövüşü içinde bulunmasına gönlün razı olur muydu!

Hiçbir futbolcu bu kadar erken sahaya dönmek istemiyor. Özellikle bu noktada federasyon, futbolcu ve teknik ekiplere danışmalı, başaktörlerin isteği doğrultusunda bir karar almalıydı.

Diyelim ki ligleri başlattın. X takımının 6 yıldız oyuncusu maça, “Can güvenliğim yok” diyerek çıkmadı. O oynattığın lige, “Lig” diyebilecek misin?

KÖTÜ ÖRNEK ÖRNEK DEĞİLDİR

Her toplum kendi kriterleriyle yaşar. Ülkemizde ne Almanya’nın disiplin ve zenginliği var ne de Hırvatistan’ın ıssızlığı. Liglerini haziranda başlatma kararı alan birçok Avrupa ülkesinin nüfusu İstanbul’un çeyreği kadar değil. Vaka sayıları ise hiçbir zaman günlük 100’ü geçmedi. Tek istisna olarak liglerini 26 Haziran’da başlatacağını açıklayan İspanya’yı düşünebiliriz. Hatalı ya da geç alınmış kararlar neticesinde 26 bin vatandaşını kaybeden bir ülkeyi örnek almak ne kadar doğru olur düşünmek gerek!

YAYINCI KURULUŞ SÖMÜRÜSÜ

Bir de bu işten cebini dolduran var.

Kim mi?

Ligler tatil edilir edilmez izleyicilerini de kulüpleri de mağdur eden yayıncı kuruluş.

Liglerin kaldığı yerden başlamasını aç bir yırtıcı kuş gibi bekleyen LİGTV, bir yandan da kulüpleri ve federasyonu sıkıştırmaya devam ediyor. Kulüplere, “Sıkıştırılmış lig kararı alınır, haftada 2-3 maç oynanırsa alacağınızın ancak yarısını veririm” diyor. Anlaşılıyor ki tam ödeme alabilmenin tek yolu normal düzendeki haftada bir maç sistemi.

Oysa, aynı BeIN Sports ligler tatil edilince yaptığım şahsi iptal başvurusuna, “Sezon sonuna kadar kredi kartından taahhüt etmişsiniz, iade ya da iptal söz konusu değil” cevabını verebiliyor. Mafya gibi; girdin mi çıkamıyorsun!

Futbolumuzun en büyük sıkıntılarından biri olan Katarlı yayıncı kuruluş koronalı günlerde de futbol emekçilerinin sağlığıyla oynuyor!

Önüne gelene “Eyyyy” çekmesiyle müsemma Sayın Cumhurbaşkanımız bir an Katarlılar ile olan dostluğunu göz ardı etse “Futbol emekçilerinin hayatını kurtaran lider” olarak tarihe geçer.”

serdardincbayli@gmail.com