İletişim fakültelerinde ders verirken, haber kaynaklarından alınan bilgileri, İngilizcesinden naklen şöyle sınıflandırıyoruz:
“On the record”: Söylenen her şey yazılabilir.
“Background”: Söylenen şey, söyleyene atfedilmeden yazılabilir.
“Off the record”: Söylenen şey, yazılmamak kaydıyla söylenmiştir. Sır olarak saklanır.
Genelde haber kaynağımızla buluştuğumuzda, ağzından çıkanı nasıl yansıtacağımızı açıkça konuşuruz. Önümüzde teyp vardır; kaynağımız “Bunu kaydetmeyin lütfen” der; teybi durdururuz.
“Bunu bana atfen yazmayın” der, bazen “güvenilir bir kaynak” diye yazarız, bazen izlenim olarak yansıtırız.
Bir uyarı yapılmadıysa da demeç olarak veririz.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder ile Adıyaman’daki buluşmamızda, haberciliğin bu üç unsuru da vardı.
Teybimiz baştan sona açıktı.
Bazıları demeçti, olduğu gibi yansıttık.
Bazısı sadece özel sohbetti, sır olarak sakladık.
Bir kısmı da tahminler, ihtimaller, yorumlardı; onları da dünkü yazımda kendi izlenimim olarak aktardım.
Sohbetin genelinden çıkardığım sonuçla, HDP’nin AK Parti ile bir koalisyona hevesli olmadığını, buna karşın “yeniden iktidar olurlarsa” dışardan destek fikrine “çözüm süreci”nin yaşatılması şartıyla uzak olmadıklarını yazdım.
Konunun hassasiyetini bildiğim için de gayet dikkatli bir dil kullandım. “Çözüm süreci şartıyla” olduğunun altını çizdim.
Hangi koşullarda olabileceğini de (kimseye atfetmeden) madde madde aktardım. Hatta “Erdoğan’ın son laflarından rücu etmesi gerekir” cümlesindeki gibi bana ait olmayan sözcükleri de tırnak içinde kullandım.
Sayın Demirtaş, haberin “kötü niyetli” olmadığını vurgulamasına rağmen, “Ne içerden, ne dışardan destek niyetimiz yok” diyerek bu yanlışı düzelteceğimizi umduğunu söylemiş dün...
Bu gazeteyi bilenler, kötü niyetle manşet atılmayacağını bilir. Bir izlenimin manşet olması siyasi soruna yol açtıysa, “İzlenim sahibinin yorumudur” denilip geçilebilirdi.
Biz, tanıklarımıza da güvenerek “izlenim”imizden “rücu” etmeyelim. Kötü niyetli olmadığımızı teslim ettiği için de Selahattin Başkan’a teşekkür edelim.
Cumhuriyet kötü niyetle haber yapmaz
Yazarın Son Yazıları
Murat Sabuncu’ya açık mektup
Nazi devrinin başlangıcı gibi
Tükeniyoruz, hadi artık!
Allah’ın sopası yok ki...
Niye çıldırdılar?
Doğum günün kutlu olsun Türkiye!
3 kıtadan 3 kadın
Ümidin düşmanları
Ümidin düşmanları
Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu
O duvar, o duvarınız…
Oyunun kuralları değişiyor
Suskunluk sarmalı
Suskunluk Sarmalı
Cesarete ödül, zulme şamar
Tarık Akan’ı öldüren sancı
Saray ve yeldeğirmeni
Büyük gözaltı
Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor
Mafya hukuku
Veda vakti
Yeni Kapı’nın ardı
Askerin boşluğuna kim yerleşecek?
Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?
Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder
Uluslararası dayanışma büyüyecek
Uçaktaki Avrupa
Avrupa şokta
Gün dayanışma günü
Gençlerin sesi: Cumhuriyet
Söylenemeyeni söylemek
Delikanlılık ve ciğer üzerine
Cumhuriyet olmasa…
Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...
Genç Cumhuriyet
Yeniden yürüyüş vakti
İsveç Ulusal Basın Kulübü, ‘İfade Özgürlüğü Ödülü’nü bu yıl bana ve Erdem Gül’e vermeyi kararlaştırdı. Erdem’le bu gece Stockholm’de bu ödül töreninde olacağız. Bazıları ‘Ülkeden kaçtığımızı’ yazmış arkamızdan... Hiç sevinmesinler... Onlarla işimiz henüz bitmedi. Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz.
Daha da güçlüyüz
Yarın olsun!
Ben böyle gözü pek kadın görmedim