Cumhuriyet'in haberiyle ekonomiyi anlattı: AKP'lilere, MHP'lilere, HDP'lilere, İYİ Partililere, CHP'lilere seslendi

Abone Ol google-news

Avrasya Yatırım'dan ekonomist Evren Devrim Zelyut, "Boğaz'da kaçak var" başlıklı haberi nedeniyle Cumhuriyet'e terör soruşturması açılamasına tepki gösterdi. Ekonomiyle basın özgürlüğü arasındaki bağlantıya dikkat çeken Zelyut sosyal medya hesabından demokrasinin önemini vurguladı.

10 Mayıs 2020 Pazar, 14:39

Zelyut, "Boğaz'da kaçak var" başlıklı haberi nedeniyle Cumhuriyet'e terör soruşturması açılamasının ekonomideki kötü gidişatın bir işareti olduğunu ve basın özgürlüğünün ve demokrasinin ülkedeki ekonomiyi nasıl etkilediğini Avrasya Yatırım'ın youtube hesabından tek tek anlattı.

AKP'LİLERE, MHP'LİLERE, HDP'LİLERE, İYİ PARTİLİLERE, CHP'LİLERE SESLENDİ

Haber hakkında yaptıkları açıklamalar ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un şikâyeti üzerine, CHP Grup Başkanvekilleri Özgür Özel ve CHP'li Engin Özkoç'a soruşturma açılmasına da değinen Zelyut, Cumhuriyet'in haberine ilişkin olarak "Siz işinize gelmedi diye bir gazeteye terörle bağı olmayan bir olayda bir kamelya olayından dolayı terör soruşturması başlatamazsınız. Türkiye, Amerika, Almanya, Fransa, Japonya gibi gelişmiş olsun istiyor muyuz? Bunu herkes istiyor değil mi? AKP'li kardeşler de istiyor, MHP'liler de, HDP'liler de, CHP'liler de, İYİ Partililer de değil mi hepimiz de istiyoruz. O zaman arkadaşlar bunun bir şartı var. Demokrasiye inanacaksınız. Demokrasinin en önemli kurumlarından biri de özgür basındır" ifadelerini kullanarak tepki gösterdi.

Basının demokraside önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Zelyut ekonomiyle olan bağlantısını şöyle açıkladı:

Basın demokraside neden önemlidir? Çünkü eğer birinin yanlışı varsa, birinin hatası varsa özgür basın bunu rahatlıkla yazmalıdır, yazar. Vatandaş da bundan haberdar olur. Haberdar olduğu zaman da. Vatandaşın bundan haberdar olacağını bilen siyasiler de hatalardan ve yanlışlardan kendilerini sakınırlar. Dolayısıyla burada basının sistemi çok güzel bir şekilde kontrol etmesi, sistemde bir dengeleme görevi yaptığını söyleyebiliriz. Böylece o ülkeye demokrasi ve basın çalışıyorsa o ülkeye hem içerden hem dışardan gönül rahatlığıyla gelir fabrika kurar, hisse senedi alır, tahvil alır, her türlü yatırımı yapar. Neden her türlü yatırımı yapar biliyor musunuz? Çünkü yarın öbür gün ben bu ülkeye fabrika kursam tahvilini, hissesini alsam hükümetten birisiyle de bir ihtilafa düşsem acaba basın beni yazabilir mi? Evet basın gelişmişse  beni yazar. Hukuk sistemi savcılar, hakimler benim hakkımı adil bir şekilde koruyabilir mi? diye sorar. Evet koruyabilir derse bu cevabı alırsa o ülkede demokrasi gelişmiştir. O ülkeye dışarıdan ve içeriden yatırımcılar gelip yatırımını yapabilirler. 

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ EKONOMİYİ NASIL ETKİLİYOR?

Sermaye hem içerideki sermaya hem dışarıdaki sermaye adaletin, hukukun tarafsız olduğu basının da bir hakem gibi özgür olduğu yere gelirler. Türkiye'de hapse atılan gazeteciler, soruşturma açılan gazeteler varken yabancı sermayenin bizden kaçması Allah aşkına şimdi soruyorum sürpriz bir gelişme midir? Sürpriz bir gelişme değildir. Bakın yabancı sermaye kaçtığı zaman ne oluyor? Sizin ülkenizden dolar dışarıya çıkıyor. Yabancı sermaye kaçtığı zaman doların çıkmasıyla beraber ne oluyor? Dolar TL kuru yukarıya çıkıyor. Dolar TL kuru yukarı çıktıkça siz ne yapıyorsunuz? İmalatta dış girdi bağlantısı nedeniyle daha pahalı ürünler üretiyorsunuz. Yabancı sermaye kaçtıkça fabrika kurmak için buraya gelen insanlar azalıyor. Ne oluyor? İşsizlik oluyor. Evlerinizde oturuyorsunuz cebinizde paralarınız bitiyor. Dolayısıyla bir demokrasi dediğimiz bir basın özgürlüğü dediğimiz hadiseler sizin iş gücü durumunuza, işsizliğinize kadar bağlanabilen gerçeklerdir. Ama hükümet derse benim dediğim dedik çaldığım düdük. Bir tek ben vatanseverim. Bana karşı olan herkes de vatan hainidir derse arkadaşlar. İşte böyle sakat bir anlayış ülkede tansiyonu yukarıya çekmeye devam eder. Ne olur bunun sonucunda toplumda bir gerginlik oluşur. Karşıya söz hakkı vermezeniz, yaşam hakkı vermezseniz işin ucu siyasi kutuplaşmaya gider, ve bir kısır döngü bir siyasi çatışma olur. Toplumun üretmek için kullanması gereken enerji çatışmaya gider. Enerji boşa akar gider. 

"SİYASİ TANSİYONUN ARTMASI EKONOMİK TANSİYONU ARTTIRIYOR"

Siyasi tansiyonun artması ekonomik tansiyonu arttırıyor, kuru arttırıyor, faizleri yukarıya doğru çıkartıyor. Bunu engellememiz için iç ve dış güveni tekrar geri getirmemiz lazım. İç ve dış güven olmadan bu işleri düzelmemiz çok zor. Güveni korkutarak, suçlayarak, tutuklayarak sağlayamazsınız. Suçlayarak, tutuklayarak, korkutarak, sopayla, hödle zödle. Bu ülkeyi nereye götürrüsünüz biliyor musunuz? Kuzey Kore olmaya götürürsünüz, İran olmaya götürürsünüz dünyadan soyutlanır sadece benim gerçeğim doğru diyerek yanlış ve sakat bir anlayışın peşinde bütün ekonomiyi daha beter sıkıntıların içine sokarsınız. İşsizlikltir, enflasyondur bütün bunlar artar. Ama ne kadar çok demokrasiyi, insan haklarını, evrensel değerleri benimsersek ekonomimiz daha güçlü yarınlara gider. 

NE OLMUŞTU?

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun'un Kuzguncuk'taki evinin yanında kiraladığı arazide inşa ettiği yapıların İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından kaçak olduğu tespit edilmiş ve tutulan zapta göre yapı sahibi aykırılıkları ortadan kaldırma sözü vermişti. Altun'un bu araziyi Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden aylık 258 liraya kiraladığının ortaya çıkması da tartışma yaratmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Altun'un ikametgah adresi ve fotoğrafının bazı basın yayın organlarında yayınlanarak 'terör örgütlerine hedef göstermek' suçu işlendiği gerekçesiyle Cumhuriyet'e soruşturma başlatmıştı. Fahrettin Altun’un avukatları, haber hakkında yaptıkları açıklamalar ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle CHP Grup Başkanvekilleri Özgür Özel ve Engin Özkoç hakkında da suç duyurusunda bulundu.