Sorumun cevabını baştan vereyim: Evet! Hoşunuza gitmeyebilir bu cevap ama öyle. Yeniden yapılanma ve değişim boyutları başka şekilde ilgi alanı yaptı futbolu. Oyunun endüstri olması konuyu netleştirir. Ekonomik güç burada yeni değişik yüzlerin oluşumuna çanak açtı. Artık saha içi ve dışındaki futbolu değerlendirerek ayırmak kolay gibi.

Köln Akademisi’nde hocamız olan Dettmar Cramer’in bizlere verdiği dersi takip ederken çok farklı olarak geleceği düşünme birlikteliğimizin ortak noktasında bulunduğumu anladım. Derwall beni sevgi ve saygıyla kucaklarken bugünü işaret eden cümlesini kulağıma fısıldadı. Stankovic ile Veselinovic’ten farklı olamayan, “Altını oyuyorlar dikkatli ol” diyorlardı. Hatta öyle ki bana Milli Takımı veren kurul şu cümleyi söylediğinde büyük tepkim olmuştu: “Zaten bizde futbol yok”. 

Gençleri bizi selamlarken disipline et mantığını onaylatmak için duvara asılan örnek resime tepkim olmuş ve sadece “Ben futbol adamıyım. Bu durumu değiştirmek benim için basit bir gerçektir!” diyerek dikilmiştim. Futbol adamı yerine kerhen konulan bir genç hoca olurken onlara ayrılırken gerekli dersi gol yemeyen başarılı futbol takımı yaratma gücümle vermiştim. 

PARA GÜCÜ SAHAYA YANSIMIYOR

Niye anlattım bunu? Çünkü futbolumuzun çehresi bir kez daha değişiyor. Artık dolar ve Avro’nun egemen olduğu bir futbol dünyamız var. Saha dışında dönen paraların gücü, içindeki futbol gerçeğine pek yansımıyor. Akdeniz Oyunları’nda ve gençlerin kadrolarında Türkiye şampiyonu kadrodan kimse bulunmuyorsa bu hatırlatmayı yapmak görevimdir. Çünkü bir kadın Fransa takımı izledim, oyunun temposu, atılan goller ve oyun bana estetik yönden yıllar önce bunu söyleyen Cramer’i hatırlattı. Evet ben de sizlere söylemeliyim. Futbol saha içi ve dışında oynanan iki yönlü atak ve savunma değil, oyundur. Prensipler sahada başka, dışında değişik uygulanıyor artık. Diploma, kariyer önemli değildir sanki!