Ukrayna-Fransa karşılaşması 56. dakikada Cabaye’nin attığı golle bitti sanki. O ana kadar çok kaliteli bir mücadele vererek kazanma hırsıyla oynayan Ukrayna psikolojikman bir anda çöktü. Hatta ateşli seyircisi tarafından ıslıklandı. Yağmurla gelen bir saatlik erteleme tribündeki izleyicileri ıslattı ama Fransa hızlı Ribery, Benzema ve onlara katılan Menez ile son yarım saatte Ukrayna futbollarıyla çok fark attı. Ancak Fransa iyi oynasa da ilk kez sonucu etkileyen ve ikinci sarı kartı göstermeyerek Menez’i sahada tutan hakem de Björn Kuipers çok hatalıydı. Fransa orta alanda çok üstündü. Gusev’in kanadından golleri bulan ‘Horozlar’da Nasri, Benzema, Cabaye ve Menez çok başarılı oynadı.

Gecenin ikinci karşılaşması ise Avrupa Şampiyonası’nın belki de unutulmazları arasına girecek kadar heyecan doluydu. Goleriyle, temposuyla, bütün oyuncuların ortaya koyduğu kazanma ve takım oyunu gerçeğiyle beğeni kazandı. Roy Hutson, Shevchenko’nun attığı kafa gollerinden sonra Carroll’ı ilk 11’de oynatarak Gerrad’ın uzun ortasına Carroll’ın nefis kafasıyla atılan golün düşünürü oldu. Oyun içinde atılan güzel gollerin ötesinde iki ayrı devre ve değişik taktiklerle oynayan İsveç ile İngiltere’yi izlemek zevk verdi. Elmander’in arkasında serbest oyun kurucu olarak görev yapan İbrahimovic çok başarılıydı. İsveç Mellberg’le 2-1 öne geçtiğinde goller beklenecek kadar kaliteli bir futbol örneği veren her iki takım geceyi süsleyen bir oyun oynadı. Son yarım saatte İsveç’in kazanma isteği ile defanstaki zaafını iyi gören Hutson, Wellbeck, Walcott ve Young üçlüsünün harekliliğiyle oyunu iyi okuyarak sonuca etiki yaptı. İsveç iyi oyuna karşın böylesine bir düşüncenin karşısına yeni bir fikir koyamadığından kaybetti ve EURO 2012’ye veda etti. Sonuçta her geçen gün futbolseverleri mutlu eden 90 dakikalar Avrupa Şampiyonası’nın güzelliğini ve önemini artırıyor.