Ahmet Güvener

Tomografi Raporu - 2

02 Ocak 2015 Cuma

Geçen hafta Türk futbolunun yönetişim ve ekonomik konulardaki tomografi raporunu yayımlamıştık. Bu hafta bir veri daha elimize ulaştı. UEFA son 4 yılda 7 kulübümüzü değişik nedenlerle toplam 12 yıl UEFA müsabakalarından men etmişti. Bu da bir rekordur.
Bu hafta futbolu besleyen paydaşlarımız ile ilgili tomografi sonuçlarını gözden geçireceğiz. Öncelikle Türkiye’de lisanslı futbolcu sayımızın –300.000 civarında– nüfusa oranı bizi Avrupa’nın 54 ülkesi arasında 48.’liğe oturtuyor. 4000 civarındaki kadın futbolcumuzun bizi hangi sıralamaya koyduğundan bahsetmeyelim bile. 2012-13 sezonu itibarıyla U13 kategorisinde 1627 takım varken büyükler kategorisinde 3375 takım var. Halbuki sağlıklı bir futbol büyümesi için bunun tam tersinin olması lazım. Yani U13 kategorisindeki takım sayısının büyükler kategorisinden çok çok daha fazla olması gerekiyor.
Elit düzeye baktığınızda durum daha da vahim. CIES’in geçen hafta yayımladığı Avrupa’nın önde gelen 31 süper ligini kapsayan araştırmaya göre Türkiye gerek son 3 yılda altyapıdan A takımında oyuncu oynatma sayısında, gerekse bu yıl altyapıdan A takımına çıkan oyuncular sayısında SONUNCU sırada yer alıyor. Ayrıca Avrupa’nın en yaşlı ve yabancı oyuncu oynatma oranında en yüksek beşinciliğine sahibiz. Arda Turan’dan başka Avrupa’nın en üst 5 liginde oynayan tek bir futbolcumuz yok. Süper Lig ve PTT 1. Ligi’ndeki takımların altyapıları gerek tesis gerek organizasyon açısından uluslararası normların çok uzağında. Her şeyi bırakın, üç büyüklerden Beşiktaş’ın altyapısının çalıştığı Fulya tesislerini ziyaret edin ve vahameti görün. Altyapıların antrenörleri diplomalı fakat yetersiz. Çok komik ücretlere çalışıyorlar. Pedagojik formasyonları yok ve bu durum kulüp yönetimlerini hiç rahatsız etmiyor. Türkiye’de toplam 21.588 adet diplomalı teknik adam var. 453’ü Pro lisanslı olmak üzere 1061 teknik direktörümüz var. Oysa profesyonel takım sayımız 127. Yani nicelikte hiçbir sıkıntı yok hatta fazlalık var ama nitelik çok yetersiz. Türkiye’nin yetiştirdiği tek bir teknik adam bile Avrupa’nın üst 5 liginde yok.
Gelelim tesisleşmeye. Lisanslı oyuncu sayısının artması yönünde bir tesisleşme politikamız asla yok. Profesyonel takımı olmayan Afyon’a 13.000 kişilik stadyum yapıyoruz. Halbuki ülkenin ihtiyacı olan basit tesisleri yapan yok gibi. Basit derken tribünsüz tesislerden bahsediyorum, Avrupa’daki örnekleri gibi. Yoksa bu tesis ve pahalı organizasyon yapısı ile hedeflenen 1 milyon lisanslı futbolcuya futbol oynatmak imkânsız. Lütfen bir de 2-3 ayda biten ve göstermelik olarak yapılan İstanbul’daki U11 maçlarının Sarıyer’deki, Pendik’teki saha çizgileri bile olmayan tesislerini gezin görün ve durumu kavrayın. Spor Genel Müdürlüğü ve bakanlık profesyonel takımlara bu politikalar ile asla dolmayacak stadyumlar yapmak, belediyeler kendi profesyonel takımlarını desteklemek peşinde. O zaman bu basit ve çok sayıda tesisi kim yapacak?
SONUÇ: Türk futbolunun tüm organları iflas etmiş durumda, daha da vahimi tüm organları yöneten beyin –yönetişim modeli– bitkisel hayata girmek üzere. Hem de ortalama yaşı 30 olan bir nüfusa ve Gençlerbirliği, Mehmet Özkan - Altınordu ve Emrah Bayraktar - BJK altyapısı mucizelerine rağmen. Tek çare beyin naklinde, yani yeni bir yönetişim modelinde. Beyin kurtulmazsa diğer organları kurtarmak mümkün değil. Nakil yapılacak beyin var da acaba sporda her şeye karar veren iktidar hastayı bitkisel hayatta tutmayı mı yeğliyor, yoksa nakle izin verecek mi? Zaman gösterecek.    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hakem lobisi 9 Temmuz 2016
Kardiac Kids 17 Kasım 2015
Yeter artık 29 Eylül 2015

Günün Köşe Yazıları