Ahmet Saltık

TTB seçimleri...

23 Mayıs 2024 Perşembe

Türk Tabipleri Birliği-TTB, 1953’te 6023 sayılı yasa ile kurulmuş kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur. Öncü İstanbul ve Ankara Tabip Odaları 1929’lara tarihleniyor. Cumhuriyetimizin kurucuları odaları teşvik ettiler. 1961 ve 1982 anayasaları demokratik güvence sağladı bu gibi kurumlara (m.122 ve 135).

TTB, 28-30 Haziran 2024’te seçimli genel kurula gidiyor (76. Büyük Kongre). Ancak yürütme organı merkez konseyi (MK) yargı kararı ile görevden alınmış durumda (30.11.2023). Dosya istinafta ve MK bir tür “askıda-geçici görevde”. Bu tablo son derece üzücü ve onur kırıcı. 105 bin hekimin üye olduğu (tüm hekimlerin yarısı!) büyük ve köklü bir meslek örgütünün tek yargıçlı bir asliye hukuk mahkemesince yürütme organının yetkisinin kaldırılması ve bir ay içinde seçime zorlanması, 1982 Anayasası’nın 135. vd. maddeleri, uluslararası hukuk bağlamında ne ölçüde anayasal, demokratik ve meşru? Bu tartışılabilir.

Ancak TTB-MK başkanı hakkında açılan ciddi bir ceza davası var: TSK’nin terörle savaşta kimyasal silah kullandığını ima eden, suçlayan demeçle. Başkanın birkaç ay tutuklandığı bu davada “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan verilen 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası kararı istinafta onandı. Bu kişinin dosyası çok kabarık, internette çok sayıda bilgi-belgeye erişilebilir. “Düzmece rapor uzmanı, Fincancı” başlıklı makale Cumhuriyet’te yer aldı (M. Kırıkkanat, 5.5.24). Yazarın şu satırları çok önemli ve bildiğimiz ölçüde yalanlan(a)madı:

“... Kamuoyu, Adli Tıp uzmanı Şebnem Korur Fincancı’yı TSK’nin PKK’ye karşı kimyasal silah kullandığı iftirasıyla tanıyor. Ama biz haberciler, bu kişiyi Av. Ceyhan Mumcu’nun iddiasına göre U. Mumcu, A. Taner Kışlalı, B. Üçok ve M. Aksoy’u aramızdan alan hain suikastların sanıklarını muayene bile etmeden yazdığı düzmece raporlarla koruyup cinayete azmettirenlerin ortaya çıkmasını engelleyen bir Cumhuriyet düşmanı diye biliyoruz.”

Fincancı TTB-MK başkanlığı görevini bırakmadığı gibi MK de kendisine sahip çıktı, sorumluluğu paylaştı. Nisan-mayıs aylarında 65 tabip odası, seçimli genel kurullarını yaptı. Belirlenen delegeler ve oda başkanarı büyük kongrede iki yıllığına TTB’nin yeni üç organını seçecekler. Katılım son derece düşük oldu. AKP iktidarının TTB’yi ele geçirmek üzere ciddi yüklenmesine karşın. Yüzde 30’lar ile yüzde 10 arasında katılım oldu.

Bu oranlar demokratik temsil meşruluğunu sorgulatabilir. Ayrıca 1996’dan bu yana, TTB yönetimine egemen olan bir grup (ED-TTB) adeta kemikleşmiş biçimde büyük kongre delegelerini, dolayısıyla iki yılda bir yapılan seçimleri kazanıyor. Müthiş bir oligarşik yapı hatta Çin Seddi benzetmesi abartılı olmaz. Örneğin -kişiselleştirmeyelim ama somut olsunson iki dönemde bizim yüksek onur kuruluna adaylığımız engellendi. Bu kurul disiplin dosyalarını inceliyor. Bizim 47+ yıl hekimlik deneyimimiz, hukuk fakültesi mezunu ve sağlık hukuku tezli yüksek lisansımız ve mülkiye (kamu yönetimi) mezunu olmamız bile bu kurula aday olmamıza yetmedi(!) Oysa bu görevi 1992-96 arasında iki dönem yapmıştık. Tüm ereğimiz, bu birikimle kurula katkı vermek, yeni üyelerin iyi yetişmesine çalışmak, daha adil kararlardı, olmadı! ED-TTB’den, TTB-MK başkanlığı da yapmış Hacettepe Tıp’tan bir sınıf arkadaşımız, dört yıl önce bizi arayarak “Donanımına diyecek yok ama sen bizim partiden değilsin demişti! Son derece katı bir oligarşik tutum ve ideolojik körlük, her türlü yaraşırlığı (liyakati) ayaklar altına alabiliyordu. TTB bu mu? Bu böyle gitmez! Ankara’dan öncülerin başlattığı bir ÇAĞDAŞ HEKİMLER girişimi ile yola koyulduk. Yasal meslek örgütümüzün düştüğü utandırıcı perişanlığa mutlaka, bu seçimde son verilmeli. Tüm hekimlere ve kamuoyuna, siyaset kurumuna çağrı yapılacak metinler hazırlanıyor. Temel ilkeler belli: Öncelikle, günümüzde çağdışı olan etnik kimlik siyaseti terk edilecek. Tüm hekimler eşit-onurlu işlem görecek ve kucaklanacak, TTB tarafından desteklenecek. Hekimlerin ve sağlık ortamının son derece ciddi, ağır sorunları var. Bu ikili birbirine seçenek olmadığı gibi ayrılamaz da! Genç hekimlerin tabip odası üyeliği teşvik edilecek, hekimsağlık sendikaları ve DKÖ ile dayanışma sergilenecek. Bizlere “Giderlerse gitsinler” dendiği, her gün türlü şiddet gördüğümüz ve geçinemediğimiz koşullarda, sağlık bakanının hepimizi “para sayan el hareketi” ile kendince damgalamasını kınayan kapsamlı savaşım verilecek. Bağımsız, bilimsel ve profesyonel TTB amaç!

Demokratik-laik, sosyal hukuk devleti olarak tüm yurttaşların anayasal eşitliği (m.66) temelinde özgür, çatışmasız, barış içinde, mutlu, umutlu, coşkulu, kalkınmış, güçlü bir Türkiye’nin, bugün ve gelecek kaygısı duymadan hastalarımızın ve halkın sağlığı için çalışan onurlu-bilge hekimleri olma kararlılığıyla!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nüfus artışı sorunu!? 6 Haziran 2024
TTB seçimleri... 23 Mayıs 2024
Sağlıkta çöküş... 9 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları