Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkı
Ahmet Saltık
Son Köşe Yazıları

Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkı

10.04.2025 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Yaşam hakkı en temel insan hakkıdır.

“Sağlık Hakkı”, ilkini olanaklı ve anlamlı kılan temel haktır ve ulusaluluslararası hukuk metinlerinde güvenceye alınmıştır. Anayasa m.56, sağlık hakkını özel olarak netlikle tanımlar: “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” 17. md. ise “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” der. Tutukluhükümlüler de bu koruma ve güvenceden yararlanır. Çünkü Türkiye, -kâğıt üstünde de olsa- insan haklarına saygılı ve dayanan bir devlettir (AY m.2 ve 14). BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, “Hiç kimseye işkence, zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı işleme ya da cezaya tabi tutulamaz” der (m.5). Aynı bildirge, 25. maddesinde tıbbi bakım hakkını tanımlar. AİHS de 2. maddesinde yaşam hakkını ve ayrılmaz önkoşulu sağlık hakkını tanır. Dünya Sağlık Örgütü Anayasası kapsamlı sağlık tanımı verir. Bu tanım Türkiye’yi de bağlar (AY m.90/5). İç hukuka kattığımız Biyotıp Sözleşmesi m.2, insan yaşamı ve sağlığının, bilimsel ya da sosyal hiçbir gerekçeyle geriye atılamayacağını vurgular.

AİHS, m.3 uyarınca, “Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı muameleye tabi tutulamaz”. AİHM, cezaevinde gerekli sağlık hizmetlerinin sunulmamasını, bu maddeye aykırılık olarak değerlendirmektedir. AYMAnayasa Mahkemesi birçok kararında, sağlık hizmetine erişimin kısıtlanmasının kötü muamele yasağını ihlal edebileceğini belirtmiştir. Yaptırımlar Türk Ceza Yasası’ndadır; iyi bilinmektedir, bilinmelidir ve çok ağırdır.

Bir devletin hukuka ve insan haklarına olan bağlılığı, cezaevindeki insanlara nasıl davrandığı ile ölçülebilir. Sağlık hakkı, yaşam hakkının ayrılmaz parçasıdır ve yaşam hakkı, duvarların ardında bile dokunulmazdır. Hekimler için mahpus (hükümlü ve tutuklu) hastalara hizmet etik yükümdür. Özgürlüğü kısıtlı kişilerin, sağlık bakımından da sınırlanmaları “çifte ceza” anlamına gelir. Örn. cezaevinde ağır kalp hastasının etkin sağaltıma (tedaviye) erişememesi, bir mahpusun acil servise yineleyen sevkine karşın yatırılarak etkili hastane hizmetine ulaşmasının sağlanmaması/engellenmesi yalnızca basit bir ihmal değil, kasta varan açık hak ihlali ve suçtur.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümleri çok nettir:

Md.16: Ağır hasta ve engelli hükümlülerin cezası ertelenebilir.

Md.71: Hükümlülerin sağlık hizmetlerinden yararlanması ve düzenli muayenesi zorunludur.

Md.105/a: Ceza infazının hastalık nedeniyle ertelenmesi olanaklıdır.

Cezaevleri, yalnızca özgürlükten yoksun bırakma alanları değil, aynı zamanda kişi haklarının, insan onurunun ve hukuk devletinin sınandığı yerlerdir. Özellikle sağlık hakkı, tutuklu ve hükümlüler açısından hem yaşamsal hem de en kırılgan alanlardan biridir. İnsan hakları hukukunun temel ilkelerindendir: Bir insanın cezaevine girmesi, onun insan olmaktan kaynaklanan haklarını yitirmesi anlamına gelmez. Onlar Devlete emanettir. Masumluk karinesi unutulamaz! Sağlık hakkı, yaşama hakkının ayrılmaz parçası hatta onun özü ve önkoşuldur.

Mahir Polat, tutuklu bir kamu görevlisi yurttaştır. Koroner damarlarında altı stent vardır ve hipertansiyon hastasıdır. Kan basıncı denetlenememekte ve tehlikeli sınırlara çıkmakta, ciddi ölüm riski oluşturmaktadır. Zaten dolaşımı çok sorunlu kalp kası, yüksek kan basıncı ile iyice zorlanmakta ve ani ve ağır kalp krizine, kalp yetmezliğine zemin hazırlanmaktadır. Böylesi bir hastanın özel diyeti, egzersizi, spor planı olmalıdır. Sayın Polat’ın durumundaki bir hasta için en tehlikeli durum strestir. Avukatı ve ailesinin olağanüstü çabası ile hastaneye sevk edilmiş ancak anlaşılmaz biçimde hastaneden Adli Tıp Kurumu’na yönlendirilmiştir. Bu sevk yanlış ve yersizdir. İlgili hastane gerekirse hastayı yatırarak sağaltıma (tedaviye) alacak ve tıbbi rapor düzenleyecektir. Bu raporlar önce ara raporlar olacak, tablo yerleşince son durum raporu düzenlenecektir. Anılan hastane raporları Adli Tıp Kurumu’na onay için yollanacaktır. Bu onay kural olarak biçimseldir.

İnfaz yargıçlığı, hükümlülerin kesinleşen cezalarının infazı aşamasında yukarıda sayılan 5275 s. yasa normlarını yürütmekle yükümlüdür. Ancak Sayın Polat halen kesin hüküm almadığından tedbir olarak Sulh Ceza Yargıçlığı tarafından, soruşturma savcısı istemiyle tutukludur. İddianame hazır değildir ve koğuşturmaya geçilmemiştir. Bu aşamada haksız ve hukuksuz tutukluluğa itiraz makamı görevli sulh ceza yargıçlığıdır. Yargıçlık, kendisine ulaştırlan tıbbi raporları dikkate alarak, itirazda tutukluluk kararını kaldırabilir. Yargılama, iddianame tamamlanıp yetkili mahkemece kabul edildiğinde tutuksuz sürdürülebilir (koğuşturma aşaması). Soruşturma savcısı da şüphelinin avukatları, ailesi, kendisi eliyle ulaştırılan Adli Tıp Kurumu onaylı ya da değil, resmi tıbbi raporlara dayalı olarak, tutuklama kararı veren sulh ceza yargıçlığından bu tedbirin kaldırılmasını isteyebilir, istemelidir. Olağan dışı bir yaşam hakkı güvencesi olarak AY m.104/16, cumhurbaşkanına sürekli hastalık, sakatlık ve kocama nedeniyle kişilerin cezasını hafifletme veya kaldırma yetkisi bile tanımıştır.

Yaşanan tablo Türkiye’ye hiç yakışmıyor. Derhal, insan haklarına dayalı ve bağlı hukuk devleti olmalıyız. 

Yazarın Son Yazıları

Kovite benzer yeni salgın tehlikesi var mı?

2020-23 Kovit-19 pandemisinden bu yana yeni salgınlara hazır mıyız?

Devamını Oku
04.12.2025
Gıda güvenliği ve acil önlemler

Artan gıda zehirlenmesi ölümleriyle yüz yüzeyiz.

Devamını Oku
20.11.2025
Türkiye siyasetinde yeni paradigma: “Terörsüz Türkiye” mavi boncuğu ve MHP’nin kökten dönüşüm kumarı

Türkiye bir yıldır, milliyetçi cephenin Kürt sorunu-terörle mücadele söyleminde kökten değişimle sarsılıyor

Devamını Oku
06.11.2025
Sofradaki çifte kriz: Gıda güvencesi ve gıda güvenliği tehdidi

Türkiye, tarımsal özgücü (potansiyeli) yüksek bir ülke olmasına karşın, gıda-toplum beslenmesi alanında giderek derinleşen, yaygınlaşan ve sürdürülemez kerteye ulaşan çift yönlü bunalımla karşı karşıya.

Devamını Oku
23.10.2025
Fener Rum Patrikhanesi neden ekümenik olamaz?!

İstanbul Fener’de yüzlerce yıldır varolan Fener Rum Patrikhanesi (FRP), ülkemizin kültürel-tarihsel varsıllığının önemli bir öğesi.

Devamını Oku
09.10.2025
Türkiye’de sağlık hizmetlerinin temel sorunları

2003’te başlatılan kökü dışarıda Sağlıkta Dönüşüm Programı, günümüzde yurttaşlar ve sağlık çalışanları için ciddi ve derinleşen sorunlar doğurdu.

Devamını Oku
25.09.2025
Şafak yakındır...

Ülkemiz, 3 Kasım 2002’de iktidara getirilen proje parti AKP eliyle çok yönlü ve derin bir karmaşaya adım adım sürüklendi.

Devamını Oku
11.09.2025
Susuzluğun eşiğinde: Türkiye ve dünyada su kıtlığı

Konya’da bir çiftçinin 80 yıllık kuyusunda su bitti!

Devamını Oku
28.08.2025
‘Komisyon’ meşru mu?!

TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu (kısaca komisyon), anayasal-siyasal açıdan derinlikli değerlendirme gerektiriyor.

Devamını Oku
14.08.2025
AKP-MHP-DEM taşeron ittifakı ve uçurumun kıyısındaki Cumhuriyet

Ülke afetten afete sürükleniyor; bir karabasan gibi hatta ta kendisi yaşadıklarımız.

Devamını Oku
31.07.2025
AKP-MHP-DEM ortaklığı: Türkiye’den siyasal tarihe dersler...

“Terörsüz Türkiye süreci bir pazarlık süreci değil. İmralı’dan yapılan çağrıda da böyle bir pazarlığın olmadığı açıkça belli” diyen Bakan Tunç...

Devamını Oku
17.07.2025
Türkiye; 3 Temmuz 2025: Tarihin günlüğüne notlar...

“Bu toplumun yetiştirdiği 35 pırıl pırıl insan, saatler boyu süren bir süreç içinde devletin gözleri önünde, ilan ede ede yakılıyor.”

Devamını Oku
03.07.2025
İran’a emperyal saldırı: Sıra Türkiye’de!

1978’de İran’da şiddet gösterileri başladı...

Devamını Oku
19.06.2025
Laiklik... Neden vazgeçil(e)mez? Nasıl yitirdik, nasıl geri kazanmalı?

M. Luther’in Katolik Kilisesi kapısına 95 maddelik ültimatomunu çakmasıyla Protestanlık doğdu.

Devamını Oku
05.06.2025
Lozan Antlaşması’nın iptali için dava açılabilir mi?

Lozan Antlaşması (LA), 24 Temmuz 1923’te bağıtlanmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası toplumda siyasal ve hukuksal meşruluğunu belgeleyen, sınırlarını, egemenliğini tanımlayan kurucu antlaşmadır.

Devamını Oku
22.05.2025
AKP, şiddetin iktidarı: Toplumsal baskı ve sessiz yıkım

AKP, şiddetin iktidarı: Toplumsal baskı ve sessiz yıkım

Devamını Oku
08.05.2025
Ulusal egemenliğin gasbı: 105. yıl ‘Türkiye Cemahiriyesi!?’

Ulusal egemenliğin gasbı: 105. yıl ‘Türkiye Cemahiriyesi!?’

Devamını Oku
24.04.2025
Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkı

Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkı

Devamını Oku
10.04.2025
Çürüyen AKP rejimi ve meşru direniş

Çürüyen akp rejimi ve meşru direniş

Devamını Oku
27.03.2025
14 Mart’ın 198. yılı: Çökertilen sağlık sistemi

14 Mart’ın 198. yılı: Çökertilen sağlık sistemi

Devamını Oku
13.03.2025
Artan aşı reddi ve devletin ivedi yükümü

Artan aşı reddi ve devletin ivedi yükümü

Devamını Oku
27.02.2025
2024 nüfus verileri ve demografi politikamız

2024 nüfus verileri ve demografi politikamız

Devamını Oku
13.02.2025
32. Adalet ve Demokrasi Haftası kapanırken...

32. Adalet ve Demokrasi Haftası kapanırken...

Devamını Oku
30.01.2025
Beştepe’de bir mitralyöz

Beştepe’de bir mitralyöz

Devamını Oku
16.01.2025
AKP=RTE’nin 22 bin 104 TL planı ve sakladıkları

AKP=RTE’nin 22 bin 104 TL planı ve sakladıkları

Devamını Oku
02.01.2025
Sağlık bakanının öfke patlaması!

Sağlık bakanının öfke patlaması!

Devamını Oku
19.12.2024
Aile hekimleri ne istiyor?

Aile hekimleri ne istiyor?

Devamını Oku
05.12.2024
Efendiler, çalınanlar Hazine’ye geri konacak!

Efendiler, çalınanlar Hazine’ye geri konacak!

Devamını Oku
21.11.2024
‘Erdoğan’ın çaresizliği’ tehdidi

‘Erdoğan’ın çaresizliği’ tehdidi

Devamını Oku
07.11.2024
Yenidoğan Çetesi'nin anlamı

Yenidoğan çetesinin anlamı

Devamını Oku
24.10.2024
Genel Sağlık Sigortası (GSS)

Genel Sağlık Sigortası (GSS)

Devamını Oku
10.10.2024
Toplumun akıl sağlığı alarm veriyor!

Toplumun akıl sağlığı alarm veriyor!

Devamını Oku
26.09.2024
Çürüme, çöküş ve Erdoğan’a çağrı

Çürüme, çöküş ve Erdoğan’a çağrı

Devamını Oku
12.09.2024
Cumhuriyetin yargıcı mı, molla kadı mı?!

Cumhuriyetin yargıcı mı, molla kadı mı?!

Devamını Oku
29.08.2024
Ahmet Saltık yazdı...

23 yıllık AKP darbeciliği ve yıkımı

Devamını Oku
15.08.2024
Heybeliada konferansımız: Lozan Barış Antlaşması’na tehditler

Heybeliada konferansımız: Lozan Barış Antlaşması’na tehditler

Devamını Oku
01.08.2024
Yeni sağlık bakanımız Dr. Memişoğlu’na..

Yeni sağlık bakanımız Dr. Memişoğlu’na..

Devamını Oku
18.07.2024
TTB-Türk Tabipleri Birliği’nde yeni dönem

TTB-Türk Tabipleri Birliği’nde yeni dönem

Devamını Oku
04.07.2024
‘Kurban’(!?) Bayramı çağrışımları...

‘Kurban’(!?) Bayramı çağrışımları...

Devamını Oku
20.06.2024
Nüfus artışı sorunu!?

Nüfus artışı sorunu!?

Devamını Oku
06.06.2024