28 Şubat algısı ve yargısı
Ahmet Yavuz
Son Köşe Yazıları

28 Şubat algısı ve yargısı

30.05.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ülke öyle bir tünele dönüştü ki içinden geçen her şey farklılaşıyor. Algı gerçeğin yerini alıyor. 

28 Şubat süreci ve yargılamaları benzer bir algıya kurban edildi. Algısı hakikate dönüştü. 

28 Şubat, kestirmeden söyleyelim; hiç de iddia edildiği gibi darbe değildir. Ülkede 12 Eylül sonrası din-devlet ilişkilerinde Atatürk Cumhuriyeti çizgisi dışına çıkılması sonucu, tarikat-cemaat yapılarının devleti kuşatmasını kırmaya yönelik bir adımdı. O günün yasal mevzuatı çerçevesinde Milli Güvenlik Kurulu’nun askeri kanadının, tehdit olarak gördüğünü, siyasi kanada anlatmasından ve onları göreve davet etmesinden ibaretti. Siyasi kanat da gelen bu talebi değerlendirdi ve kabul etti. Birtakım adımlar attı. 

Bu süreçte askeri kanadın içinde tavrı ve tarzı yadırgananlar oldu. Bu tür nobran tavırlar hep olmuştur. Kimi siyasetçiler ve bürokratlarda da olduğu gibi... Hükümet kararlarının uygulanması esnasında kimi yanlışlar da yapıldı. Bunlar dönemin ruhuyla ilgiliydi. Bunları eleştirmek mümkün. Hatta çok ileri giderek askerin siyasete karıştığı da ileri sürülebilir. 

KARARLAR KURUMSALDI

Ama yapılan suçlama, yasal bir grup olan Batı Çalışma Grubu’nun hükümeti ıskat etmesi! Oysa MGK kararlarının altında imzası olarak TSK komuta heyetiydi. Yani kurumsal ve yasal bir tavırdı. İddia bile kendi içinde çelişkili...

Altını kalın bir şekilde çizelim: Eğer o insanlar gerçekten darbeci olsalardı ya da darbe yapmak isteselerdi, o günün koşullarında darbeyi yaparlardı. Geniş bir kesim de alkışlardı. Aynı 12 Eylül’de olduğu gibi...

28 Şubat sürecinde TSK’den atılanların tamamı ya bir tarikat ya da cemaat mensubuydu... Esasında o dönem MGK’de dile getirilen tehdidin ne kadar gerçekçi bir değerlendirmeye dayandığı da 15 Temmuz 2016’da yaşanan meşum darbe girişimiyle doğrulanmıştır. 

Devlet memurun emir alacağı tek merci, kendi amiridir. Bu, herkes için geçerlidir. TSK mensubu için ise herkesten çok geçerlidir. Zira onun elinde silah vardır ve o silah sadece ve sadece anayasal çerçevede kullanılabilir. Oysa bir cemaat/tarikat mensubu devlet hiyerarşisindeki amirinden ziyade, cemaat abisinden, tarikat liderinden emir almaya yatkındır. Bu, bir ülke, bir ordu için felaket demektir. 28 Şubat kararları doğru uygulansaydı demokratik yaşam ve hukuk devleti daha az zarar görürdü.  

Bu yargılamalar hukuk felaketidir. Hatta bir insanlık dramıdır. 

Yasal bir oluşum olan Batı Çalışma Grubu bir cunta faaliyeti olarak gösterilmiş; bu grubun hükümeti ıskat ettiğine karar verilmiştir!

Oysa bizatihi dönemin başbakanı Erbakan istifasından dört gün sonra 21 Haziran 1997’de yaptığı basın açıklamasında, televizyon ekranlarında şu ifadeleri kullanmıştı: “... Efendim ülkede bir gerginlik varmış da hükümet bunun için istifa etmişmiş... Hayır! İşte bizim istifa mektubumuz açıkça ortada... Başarılı bir hükümet, sadece ahde vefa örneği gösteriyor, protokolünün gereği olarak en güzel bir ahlak örneği gösteriyor. Bu, siyasi tarihimize böyle geçecek! Bütün milletimizin kalbini fetheden bir güzel olaydır. Bundan 70 milyon hepimiz iftihar etmeliyiz ve ediyoruz 70 milyon olarak…” (Alican Türk, Bitmeyen Sömürü, Galiati, 2021, s. 269)

Ancak bu basın açıklaması, ilgili mahkemelerce dinlenmedi ve yok sayıldı. Maalesef Yargıtay katında da... Sadece bu bile  verilen kararın hukuki değil siyasi olduğunu görmeye yeter. Ayrıca mahkeme, sahte olduğu açık olan birçok belgeye de gerçeklik vasfı yüklemiştir.

Anayasa Mahkemesi Başkanı, her konuşmasında adil yargılanmayla ilgili hukukun üstünlüğünü öne çıkaran iç rahatlatıcı mesajlar veriyor ancak yüksek mahkeme konuyu aylardır bir türlü ele almıyor!

Ortada bir darbe varsa, hukuk devletinedir! 

Bir Fransız atasözüne göre, “İnsan kendi mezarını kendi dişleriyle kazarmış”... Siyasi ve hukuki karar vericiler de kendi geleceklerini kendi kararlarıyla hazırlıyorlar. Hatırlatalım; rüzgâr ekenin fırtına biçtiği bir dünyada yaşıyoruz...

Böyle giderse birbirimizi yemekten ülkeyi harap edeceğiz!

Yazarın Son Yazıları

Sakarya’dan Afyon’a

Sakarya’dan Afyon’a

Devamını Oku
28.08.2023
Stratejik körlük

Stratejik körlük

Devamını Oku
14.08.2023
Adem Huduti’nin suçu ne?

Adem Huduti’nin suçu ne?

Devamını Oku
31.07.2023
Yeni vesayet odağı

Yeni vesayet odağı

Devamını Oku
17.07.2023
Wagner dersi

Wagner dersi

Devamını Oku
03.07.2023
Demirel

Demirel

Devamını Oku
19.06.2023
Yanlış tasarımın bedeli

Yanlış tasarımın bedeli

Devamını Oku
05.06.2023
Seçimi kazanmak mümkün

Seçimi kazanmak mümkün

Devamını Oku
18.05.2023
Fanteziye yer yok

Fanteziye yer yok

Devamını Oku
01.05.2023
Küçük dilimi yutacaktım

Küçük dilimi yutacaktım

Devamını Oku
17.04.2023
Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

Devamını Oku
03.04.2023
18 Mart’ın anlamı

18 Mart’ın anlamı

Devamını Oku
20.03.2023
Aktif fay hatları

Aktif fay hatları

Devamını Oku
06.03.2023
Yetkin aklı egemen kılmak

Yetkin aklı egemen kılmak

Devamını Oku
20.02.2023
Millet İttifakı’nın beyanları

Millet İttifakı’nın beyanları

Devamını Oku
06.02.2023
Seçimde ne oylanacak

Seçimde ne oylanacak

Devamını Oku
23.01.2023
Suriye-Ukrayna aksı

Suriye-Ukrayna aksı

Devamını Oku
09.01.2023
Kocatepe’yi saran ruh

Kocatepe’yi saran ruh

Devamını Oku
26.12.2022
Tercihlerin ve dayatmaların bedeli

Tercihlerin ve dayatmaların bedeli

Devamını Oku
12.12.2022
Dış politika dönüşümü

Dış politika dönüşümü

Devamını Oku
28.11.2022
Devletin yeniden yapılandırılması ihtiyacı

Devletin yeniden yapılandırılması ihtiyacı

Devamını Oku
14.11.2022
Mahir Ünalgiller

Mahir Ünalgiller

Devamını Oku
31.10.2022
Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Devamını Oku
17.10.2022
Dolaylı savaş

Dolaylı savaş

Devamını Oku
03.10.2022
Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Devamını Oku
19.09.2022
Kürt sorununda AKP’nin yıkıcı adımları

Kürt sorununda AKP’nin yıkıcı adımları

Devamını Oku
09.09.2022
Kürt sorunu var mı?

Kürt sorunu var mı?

Devamını Oku
08.09.2022
Kahramangiller!

Kahramangiller!

Devamını Oku
05.09.2022
Suriye’den çıkış stratejisi

Suriye’den çıkış stratejisi

Devamını Oku
22.08.2022
‘Büyük Savaş’ kaçınılmaz mı?

‘Büyük Savaş’ kaçınılmaz mı?

Devamını Oku
08.08.2022
Lozan’ı anarken

Lozan’ı anarken

Devamını Oku
25.07.2022
Sağım solum ezber

Sağım solum ezber

Devamını Oku
11.07.2022
Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

Devamını Oku
27.06.2022
Çatışmadan kaçınmak

Çatışmadan kaçınmak

Devamını Oku
13.06.2022
28 Şubat algısı ve yargısı

28 Şubat algısı ve yargısı

Devamını Oku
30.05.2022
"Biz ideali ve imanı götürüyoruz” diye başlayan yolculuk

.

Devamını Oku
19.05.2022
İçerde ve dışarda savaş

İçerde ve dışarda savaş

Devamını Oku
16.05.2022
Dip dalga büyüyecek

Dip dalga büyüyecek

Devamını Oku
11.05.2022
Savaşın gidişatı

Savaşın gidişatı

Devamını Oku
02.05.2022
İki büyük sorun

İki büyük sorun

Devamını Oku
18.04.2022