İki büyük sorun
Ahmet Yavuz
Son Köşe Yazıları

İki büyük sorun

18.04.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ülkemiz her biri diğerini etkileyen sorunlar yumağı gibi. Bunlara yeni biri eklendi: Rusya-Ukrayna savaşı. Rusya-ABD savaşı demek de mümkün. Bu savaşın süresinin uzaması, hatta çapının genişlemesi herkesten çok ülkemizi etkileme potansiyeli taşıyor.

Diğeri Türkiye’nin yürürlükteki Suriye politikasıdır. 

İlkinden başlayalım...

Stratejik Bakış köşesinde iki hafta önce Rus Ordusunun manevrasını analiz etmiş; Rusya’nın giriştiği harekâtın dayandırıldığı “Ukrayna halkının ve ordusunun direnmeyeceği” varsayımının hatalı olması nedeniyle planın işlemediğine, artık hedefin Donbas bölgesi olacağına, bu bölgeyi elde etmesinin de mümkün olduğuna yer vermiştik. Rusya’nın operasyonunun Odessa’yı içermesi durumunda ise savaşın uzayacağını ifade etmiştik. 

15 gündür yaşananlar, özellikle Moskova kruvazörünün vurulması ve batması savaşın gidişatını etkileyecek boyuttadır. 

Muhtemelen Rusya artık Odessa’ya planladığı çıkarmayı gerçekleştirecek ve Karadeniz’i Ukrayna’ya kapatmayı amaçlayacaktır.

Bu durum, savaşın süresini uzatacağı gibi alanını da genişletme riski doğurur. Savaş alan olarak genişleyebilir, taraflar ve yeni cepheleşmeler ortaya çıkabilir. Bundan en çok etkilenecek ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Bugüne kadar biraz da beğenmedikleri Montrö sayesinde tarafsız kalınabilmiştir. Esasında Türkiye jeopolitiğinin genlerine uygun davranılmıştır. Ancak savaşın farklı boyuta evrilmesi ülkemizi daha farklı bir politikanın mecburiyetleriyle karşı karşıya bırakabilir. Mevcut politika kararlılıkla sürdürülemeyebilir, sürdürülmesi bile maliyet doğurur. Şimdilik kuzeyimizdeki bu sorundan daha çok etkilenmemiz söz konusudur.

Gelelim ikinci konumuza...

SURİYE POLİTİKASININ GETİRDİKLERİ

AKP iktidarının Suriye politikasının iler tutar bir yanı yoktur. Baştan yapılan yanlış daha sonra atılan kimi doğru adımlara rağmen sonuç üzerinde etkili olamamıştır. Sorun, ulusal çıkarlara aykırı siyasi hedef belirlenmiş olmasından kaynaklıdır. 

Siyasal İslamcı bakış, ulusal çıkar kavramını altüst etmeye yetmiştir. Yaşanan budur. 

Mevcut politika, iddia edildiğinin aksine, PKK ile mücadelede uygulanan genel stratejiyle de örtüşmemektedir. 

PKK’nin artık ülke içinde kırsalda barınma olanağı hemen hemen kalmamıştır. İHA ve SİHA’ların devreye girmesi askeri strateji ve konseptlerde temelden değişikliğe yol açmıştır. PKK de bunu gördüğü için açılım sürecini benimsemiş görünerek Suriye sahasına öncelik vermiş, ABD’den aldığı destekle hayal bile edemeyeceği yerel bir güce dönüşmüştür. 

Her ne kadar Suriye’nin kuzeyinde K. Irak’tan Akdeniz’e uzanacak bir koridor, yapılan başarılı askeri harekâtla önlenmiş olsa da PKK’nin Suriye kolu Fırat Nehri’nin doğusunda özerk bir alanda kontrol sağlamıştır. Bu oluşumu sadece ABD’nin desteğine bağlamak yetersizdir. Onun etkisi kadar CB Erdoğan’ın Suriye politikası da sonuç üzerinde etkendir. İkisi aynı hedefte birleşmiştir: Esad rejimini yıkmak... PYD bu sayede kendisine alan açabilmiştir. 

O halde neden şikâyet ediliyor? Anlayan anlıyor da işin bu boyutunu anlamayan geniş bir kesim, başka bir konuyu anlıyor: Sığınmacılar...

SIĞINMACILAR

Halkımızın geniş çoğunluğu bu sorunu anladı. Çünkü yaşamına dokundu. Yaşanan fakirleşmenin ardında da bir ölçüde sığınmacılar olduğunu gördü. Esasında görülmesi gereken Suriye politikasının yıkıcılığıdır. Eksik de kavransa, bu, iyi bir adımdır. Önümüzdeki seçimlerde kişilerin tercihlerini etkileyecek bir düzeye ulaşmıştır. 

Yaşanan esasen bir dramdır. İnsanlık adına, ülkemiz adına, kimliğimiz adına, varlığımız ve bekamız adına...

Siyasi iktidar bilerek ülkemizi yaşanan düzensiz göçün sahnesi haline getirmiştir. Arka planında ülkeyi etnik kimliklere göre yeniden yapılandırma arayışı vardır. Üstelik bu yaklaşımında maalesef yalnız değildir. Bu gerçeği açıkça görmez ve göstermezsek vatanseverliğin gereğini yapmamış oluruz. 

“Kurtuluş’a evet, Kuruluş’a hayır” diyebilen bir siyasi iktidarımız var. Hepimizin ortak vatandaşlık kimliği olan siyasi Türk kimliği hedeftedir. Amaç Osmanlı’daki millet kavramını geri getirmektir. Yoksa hiçbir iktidar ülke sınırlarının kevgire çevrilmesine izin vermez. 

Laiklik zaten şeklen vardır ve ruhu öldürülmüştür. Cumhuriyet amorf bir hal almıştır. Bilimin rehberliği bir kenara itilmiştir.

Tehlike büyüktür. Bu tehlikeyi görenlerin ırkçılıkla suçlanması ise maksatlıdır. Hiç itibar edilmemelidir. Ülkenin bekasına yönelik bu tehdidi dillendirmek vatanseverlik gereğidir.

İki sorunun ortak etkisi daha kötü gelişmelere kapı aralayabilir...

Yazarın Son Yazıları

Sakarya’dan Afyon’a

Sakarya’dan Afyon’a

Devamını Oku
28.08.2023
Stratejik körlük

Stratejik körlük

Devamını Oku
14.08.2023
Adem Huduti’nin suçu ne?

Adem Huduti’nin suçu ne?

Devamını Oku
31.07.2023
Yeni vesayet odağı

Yeni vesayet odağı

Devamını Oku
17.07.2023
Wagner dersi

Wagner dersi

Devamını Oku
03.07.2023
Demirel

Demirel

Devamını Oku
19.06.2023
Yanlış tasarımın bedeli

Yanlış tasarımın bedeli

Devamını Oku
05.06.2023
Seçimi kazanmak mümkün

Seçimi kazanmak mümkün

Devamını Oku
18.05.2023
Fanteziye yer yok

Fanteziye yer yok

Devamını Oku
01.05.2023
Küçük dilimi yutacaktım

Küçük dilimi yutacaktım

Devamını Oku
17.04.2023
Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

Devamını Oku
03.04.2023
18 Mart’ın anlamı

18 Mart’ın anlamı

Devamını Oku
20.03.2023
Aktif fay hatları

Aktif fay hatları

Devamını Oku
06.03.2023
Yetkin aklı egemen kılmak

Yetkin aklı egemen kılmak

Devamını Oku
20.02.2023
Millet İttifakı’nın beyanları

Millet İttifakı’nın beyanları

Devamını Oku
06.02.2023
Seçimde ne oylanacak

Seçimde ne oylanacak

Devamını Oku
23.01.2023
Suriye-Ukrayna aksı

Suriye-Ukrayna aksı

Devamını Oku
09.01.2023
Kocatepe’yi saran ruh

Kocatepe’yi saran ruh

Devamını Oku
26.12.2022
Tercihlerin ve dayatmaların bedeli

Tercihlerin ve dayatmaların bedeli

Devamını Oku
12.12.2022
Dış politika dönüşümü

Dış politika dönüşümü

Devamını Oku
28.11.2022
Devletin yeniden yapılandırılması ihtiyacı

Devletin yeniden yapılandırılması ihtiyacı

Devamını Oku
14.11.2022
Mahir Ünalgiller

Mahir Ünalgiller

Devamını Oku
31.10.2022
Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Devamını Oku
17.10.2022
Dolaylı savaş

Dolaylı savaş

Devamını Oku
03.10.2022
Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Devamını Oku
19.09.2022
Kürt sorununda AKP’nin yıkıcı adımları

Kürt sorununda AKP’nin yıkıcı adımları

Devamını Oku
09.09.2022
Kürt sorunu var mı?

Kürt sorunu var mı?

Devamını Oku
08.09.2022
Kahramangiller!

Kahramangiller!

Devamını Oku
05.09.2022
Suriye’den çıkış stratejisi

Suriye’den çıkış stratejisi

Devamını Oku
22.08.2022
‘Büyük Savaş’ kaçınılmaz mı?

‘Büyük Savaş’ kaçınılmaz mı?

Devamını Oku
08.08.2022
Lozan’ı anarken

Lozan’ı anarken

Devamını Oku
25.07.2022
Sağım solum ezber

Sağım solum ezber

Devamını Oku
11.07.2022
Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

Devamını Oku
27.06.2022
Çatışmadan kaçınmak

Çatışmadan kaçınmak

Devamını Oku
13.06.2022
28 Şubat algısı ve yargısı

28 Şubat algısı ve yargısı

Devamını Oku
30.05.2022
"Biz ideali ve imanı götürüyoruz” diye başlayan yolculuk

.

Devamını Oku
19.05.2022
İçerde ve dışarda savaş

İçerde ve dışarda savaş

Devamını Oku
16.05.2022
Dip dalga büyüyecek

Dip dalga büyüyecek

Devamını Oku
11.05.2022
Savaşın gidişatı

Savaşın gidişatı

Devamını Oku
02.05.2022
İki büyük sorun

İki büyük sorun

Devamını Oku
18.04.2022