Lozan’ı anarken
Ahmet Yavuz
Son Köşe Yazıları

Lozan’ı anarken

25.07.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Dün Lozan Konferansı’nın 99. yılını kutladık. Önümüzdeki yıl Cumhuriyet’in 100. yılı münasebetiyle iki kutlamayı bir arada yapacağız. 

Çifte kutlamanın başka iki nedeni daha var: Birincisi, Lozan hakkında Cumhuriyet düşmanlarınca uydurulan ve merdiven altı öğretiyle saf insanların zihinlerine mıh gibi çakılan yalanların miadı dolacağı için... İkincisi, yüz yıldır dışarıdan ve içeriden yapılan yıkıcılığa rağmen ayakta kaldığı ve son 20 yılın tahribatını aşarak daha da güçleneceği için...

Lozan, iki savaşın diplomatik boyutta hesaplaşmasıydı. İlki Birinci Dünya Savaşı’nda mağlup olan Osmanlı’nın, diğeri Kurtuluş Savaşı’nı kazanan yeni Türk devletinin... Masanın üstünde bir yanımızla zayıf diğer yanımızla kuvvetliydik. Görevlendirilen heyetten beklenen açıktı: Bağımsızlığı ve egemenliği sağlamak. Diğer adıyla Misakı Milli’yi gerçekleştirmek...

Koşullar ağırdı. On yıllık savaştan çıkılmıştı. Türk ordusunun gücü sınırına yaklaşmıştı. Milletin dayanma gücü tükenmişti. Bir an önce barış yapmak, halkın yaralarını sarmak en öncelikli görevdi... Ülkenin en gelişmiş bölgesi olan Ege, geri çekilen Yunan ordusu artıklarınca yakılıp yıkılmıştı. Örneğin Salihli’de mevcut 8 bin evden sadece birkaç yüzü ayakta kalmıştı (H. Edib, Türk’ün Ateşle İmtihanı, s.236).

Sovyetler dışında dış desteğimiz yoktu. Onların beklentisi de kendi çıkarlarıydı. Boğazlar rejimiyle yakından ilgiliydiler. Hemen herkes karşımızdaydı. Görev zordu. İtilaf devletleri gemileri İzmir’de, boğazlarda demirli; Yunan ordusu Meriç’in batısında savaş hazırlığı içindeydi. 

Diğer bir zorluk da Büyük Millet Meclisi’ndeki havadan kaynaklıydı. 

Özellikle 2. Grup mensuplarının eleştirileri Musul konusunda yoğunlaşıyordu. Bir yıl önce Türk ordusunun taarruz gücü olmadığı için barış yapılmasını talep edenler, o koşullarda Musul için savaş istiyorlardı! Heyet başkanı İnönü hedef tahtasıydı. Bazı vekillerin tutumu, “tuhaf ve anlaşılmaz bir zihniyeti” yansıtmaktaydı (A. Coşkun, Diplomat İnönü, s.249)...

Esasen Mustafa Kemal Paşa Musul’un alınması için öteden beri elinden geleni yapmaktaydı. Henüz Yunan ordusu denize dökülmeden 7 Eylül 1922’de Musul’a taarruz hazırlığı emri vermişti. Lozan Konferansı sürerken bölgeye kuvvet kaydırılmak istenmiş ancak bir süredir bölgede görev yapan Özdemir Bey müfrezesiyle yetinilmişti. Bu yetersiz kuvvet giriştiği askeri harekâtta başarı sağlayamadı, Revandiz’de yenildi, Nisan 1923’te İran’a sığındı. İranlılar mayıs ayında müfrezeyi Türkiye’ye teslim etti (C. Erikan, Kurtuluş Savaşı Tarihi, s.392-394).

Konferansta çözüme bağlanamayan Musul meselesi Milletler Cemiyeti’ne havale edildi. Sorunu kuvvet kullanarak çözebilecek askeri güç olmadığı gibi, savaşmanın doğru bir yol olacağına inanılmıyordu. Zira Mustafa Kemal, savaş başlayınca nasıl biteceğini kestiremiyordu. Bölge zaten lafzen Misakı Milli sınırları içinde, fiilen dışındaydı. 

Atatürk iki nedenle Musul’u önemli ve değerli bulmaktaydı: Petrol ve Kürtlerin tamamının Türkiye sınırları içinde kalması gerekliliği. Onların farklı ülkelere bölünmesinden doğabilecek sorunları öngörmüştü (Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt 14, s.269). Sorunun çözümü için elinden geleni yaptı ama o koşullarda ötesi mümkün değildi. Emperyalizm lehine olacak şekilde ulaşılan sonuç günümüzde yaşanan bölgesel sorunların da kaynağını oluşturmaktadır. Bu konuyu ayrıca yazacağım.

Boğazlar konusunda tam egemenlik de ancak 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi’yle sağlanabildi. Hatay’ın anavatana katılmasıyla Misakı Milli gerçekleştirilmiş oldu. 

Türkiye için konferansın başarı ölçütü, “bağımsızlığı ve egemenliği” tam olarak sağlamış olmaktı. Zafer bu noktadadır.

Lozan’a, Montrö’ye ve onun önemini uygarca bir duyuruyla gözler önüne seren ve bu nedenle yargılanmakta olan saygın emekli amirallere, sığınmacı baskısı altında inim inim inleyen başta Hatay olmak üzere ülkemize sahip çıkma zamanıdır! Evimizin tapusuna sahip çıktığımız gibi...

Yazarın Son Yazıları

Sakarya’dan Afyon’a

Sakarya’dan Afyon’a

Devamını Oku
28.08.2023
Stratejik körlük

Stratejik körlük

Devamını Oku
14.08.2023
Adem Huduti’nin suçu ne?

Adem Huduti’nin suçu ne?

Devamını Oku
31.07.2023
Yeni vesayet odağı

Yeni vesayet odağı

Devamını Oku
17.07.2023
Wagner dersi

Wagner dersi

Devamını Oku
03.07.2023
Demirel

Demirel

Devamını Oku
19.06.2023
Yanlış tasarımın bedeli

Yanlış tasarımın bedeli

Devamını Oku
05.06.2023
Seçimi kazanmak mümkün

Seçimi kazanmak mümkün

Devamını Oku
18.05.2023
Fanteziye yer yok

Fanteziye yer yok

Devamını Oku
01.05.2023
Küçük dilimi yutacaktım

Küçük dilimi yutacaktım

Devamını Oku
17.04.2023
Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

Devamını Oku
03.04.2023
18 Mart’ın anlamı

18 Mart’ın anlamı

Devamını Oku
20.03.2023
Aktif fay hatları

Aktif fay hatları

Devamını Oku
06.03.2023
Yetkin aklı egemen kılmak

Yetkin aklı egemen kılmak

Devamını Oku
20.02.2023
Millet İttifakı’nın beyanları

Millet İttifakı’nın beyanları

Devamını Oku
06.02.2023
Seçimde ne oylanacak

Seçimde ne oylanacak

Devamını Oku
23.01.2023
Suriye-Ukrayna aksı

Suriye-Ukrayna aksı

Devamını Oku
09.01.2023
Kocatepe’yi saran ruh

Kocatepe’yi saran ruh

Devamını Oku
26.12.2022
Tercihlerin ve dayatmaların bedeli

Tercihlerin ve dayatmaların bedeli

Devamını Oku
12.12.2022
Dış politika dönüşümü

Dış politika dönüşümü

Devamını Oku
28.11.2022
Devletin yeniden yapılandırılması ihtiyacı

Devletin yeniden yapılandırılması ihtiyacı

Devamını Oku
14.11.2022
Mahir Ünalgiller

Mahir Ünalgiller

Devamını Oku
31.10.2022
Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Devamını Oku
17.10.2022
Dolaylı savaş

Dolaylı savaş

Devamını Oku
03.10.2022
Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Devamını Oku
19.09.2022
Kürt sorununda AKP’nin yıkıcı adımları

Kürt sorununda AKP’nin yıkıcı adımları

Devamını Oku
09.09.2022
Kürt sorunu var mı?

Kürt sorunu var mı?

Devamını Oku
08.09.2022
Kahramangiller!

Kahramangiller!

Devamını Oku
05.09.2022
Suriye’den çıkış stratejisi

Suriye’den çıkış stratejisi

Devamını Oku
22.08.2022
‘Büyük Savaş’ kaçınılmaz mı?

‘Büyük Savaş’ kaçınılmaz mı?

Devamını Oku
08.08.2022
Lozan’ı anarken

Lozan’ı anarken

Devamını Oku
25.07.2022
Sağım solum ezber

Sağım solum ezber

Devamını Oku
11.07.2022
Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

Devamını Oku
27.06.2022
Çatışmadan kaçınmak

Çatışmadan kaçınmak

Devamını Oku
13.06.2022
28 Şubat algısı ve yargısı

28 Şubat algısı ve yargısı

Devamını Oku
30.05.2022
"Biz ideali ve imanı götürüyoruz” diye başlayan yolculuk

.

Devamını Oku
19.05.2022
İçerde ve dışarda savaş

İçerde ve dışarda savaş

Devamını Oku
16.05.2022
Dip dalga büyüyecek

Dip dalga büyüyecek

Devamını Oku
11.05.2022
Savaşın gidişatı

Savaşın gidişatı

Devamını Oku
02.05.2022
İki büyük sorun

İki büyük sorun

Devamını Oku
18.04.2022