İktidar olmak, muktedir olmak

İktidar olmak, muktedir olmak

02.06.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

2023 seçimlerinde bir, bir de ne söz, birçok gariplik vardı, herkes tabii ki kazanmaya odaklanmıştı. Kimsenin B planı yok gibiydi. Oysa daha ikinci turun ertesi günü herkes bir kıyamete uyanacaktı. Öyle de oldu.

İçinde bulunduğumuz koşullarda neyin ne olacağını kestirmek imkânsız.

Türkiye her alanda iflas etmiş durumda, ekonomi allak bullak olmuş, tarım tümüyle çökmüş, vatandaş yoksulluk sınırından açlığa doğru savrulmakta, enflasyonun görünür bir gelecekte düşmesi hayal. Yanlış anlaşılmasın, enflasyonun artış hızı düşebilir ama fiyatlar tırmanmayı sürdürecektir. İşsizliğin yanı sıra 10 milyon dolayında olan sığınmacı sorunu ile karşı karşıya bulunan iktidar bunları geri göndermemek konusunda çok çeşitli yönlerden gelen baskılara karşı koymak konusunda da çaresizlik çıkmazına sürüklenecektir.

Toplumsal hoşnutsuzluk sürekli artacak, bu hoşnutsuzluk karşısında sorunlara çare bulamayan iktidar, toplumsal baskıyı yoğunlaştıracaktır. Bağımsız televizyon kanallarına baskıyı artıracak önlemler hazırlanmaya başlanmıştır bile. Önümüzdeki dönemde PYD-YPG-ABD işbirliğiyle uluslararası hale gelmiş olan Kürt sorununda talepler gelip kapıya dayanacaktır.

Açlık, terör, anarşi, etnik sorunlar ve toplumsal baskı artarak kaotik bir ortamı yaratırken gelecekle ilgili sağlıklı öngörüde bulunmak neredeyse imkânsızlaşacaktır.

Böyle bir ortamda ülkenin hangi gücün yönetiminde olursa olsun, demokrasi üretmeyeceği açıktır.

Bütün bu koşulların egemen olduğu sırada beklenen büyük İstanbul ya da Marmara depreminin patlak vermesi halinde neler olabileceğini insan düşünmek bile istemiyor.

Bu durumda ne yapmak gerek??

Öyle görünüyor ki iktidarı ve muhalefetiyle, devletin bütün kurumlarıyla siyasetin bütün aktörleri soğukkanlı davranarak, bir ulusal sağduyu seferberliği ilan edip, objektif bir bilanço çıkararak, duruma doğru bir teşhis koyup ilk ağızda gerginliği azaltacak adımları saptamak zorundadırlar.

***

Toplumun karşı karşıya bulunduğu koşullarda içinde bulunduğumuz Rubicon’u geçmek ancak toplumsal mutabakat ile mümkündür. Dayatma ve sindirme girişimleriyle içinde bulunulan güçlükleri aşmak mümkün değildir.

Her şeyden önce geride bıraktığımız seçimlere ayrıştırıcı gözle baktığımızda krize verilecek yanıt bulamamak konumunda kalırız.

Bu durumda en büyük yanlış, çıkmazı derinleştirecek yeni gerginlik girişimleri olacaktır.

En fazla ihtiyaç duyulan şey sağduyunun egemen olmasıdır.

Bütün buraya kadar yazdıklarım özlemlerin değil, gözlemlerin ürünüdür.

Önümüzdeki dönemde, artan toplumsal hoşnutsuzluk, iktidarın baskısını artırmasına neden olabilir. İktidar, daha önce de gördüğümüz gibi baskıyı artırma yolunu tutabilir. Ama baskıyı artırmak iktidarı muktedir kılmaz, baskı ve zulüm başka şeydir, muktedir olabilmek daha başka bir şey. Sorunlar muktedir olmakla çözülebilir baskıcı olmakla değil.

Çok zor günler yaşıyoruz. Bu zor koşullardan tek başına kurtuluş yoktur. Seçim başka türlü sonuçlansaydı da durum çok farklı olmayacak, yine ilk alınacak önlem olarak gerginliğin azaltılması önerilecekti.

Türkiye her alanda iflas etmiş konumda. 

Bu durumda toplumun bir yarısının batarken, öbür yarısının çıkması mümkün olmadığından “kazananlar” cephesinde bulunanlar ile “kaybedenler” pek farkında görünmeseler bile aslında aynı teknenin yolcusu konumundadırlar.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023