Onurlu büyükelçi 2

Onurlu büyükelçi 2

03.09.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili,

1983’ün aralık ayında. Metris Askeri Cezaevi’ndeyiz. Bir hafta kadar önce Barış Derneği davasında karar verilmiş, çoğunluk TCK 141-142. maddelerden hüküm giymiş ve hükümle birlikte, yeniden tutuklanarak Metris Cezaevi’ne konmuşuz. Prostat kanseri olan Başkan Mahmut Dikerdem de bizimle birlikte. Şimdi tedavisi için tekrar Kasımpaşa Asker Hastanesi’ne götürülüyordu. Sağmalcılar’a sevkimizden sonra da Orhan Apaydın cezaevi hastanesine götürülecekti.

Kasımpaşa Asker Hastanesi’ne nakledileceği sabah hepimiz Başkan Mahmut Bey ile konuştuk, vedalaştık. Koğuşun kapısı açıldı, gelmişlerdi. Beklenen bir işlem olduğundan fazla üstünde durmuyorduk. Sadece Doğan Bey sonradan, ben gelenlerde gergin bir hava hissetmiştim diyecekti.

Neyse Mahmut Bey ve askerler çıktılar, kapı kapandı. Herkes kendi işine dönerken koğuşun kapısı önünde yüksek sesli tartışmalar duyduk. Ne olduğunu anlamak üzere hepimiz kulaklarımızı kapıya ve duvara yasladık.

Koğuşta herkes kulağını kalın koridor duvarına yapıştırmış, bir şeyler duyabilmeye çalışıyor. Koridorda Mahmut Dikerdem, kendisini Kasımpaşa Asker Hastanesi’ne götürecek olan timin komutanı ile tartışıyor.

***

Küp gibi sağır olan Doğan Bey’in de o haliyle duvara yapışıp dinlemesi hem de iki kulağı içinde en duymayanını yaslamasını fark eden olsaydı o gergin hava bir nebze dağılırdı; ama o hengâmede kimse bunu fark etmedi.

Arada, kesik kesik Mahmut Bey’in sesi geliyordu:

- Hayır soyunmuyorum efendim...

- Ben Türkiye Cumhuriyeti’ni yurtdışında temsil etmiş adamım, bir manga asker önünde soyunmam efendim...

- Hastaneye de gitmiyorum, tedavi de istemiyorum... Beni koğuşuma iade edin!...

Bu tartışma ne kadar sürdü bilemiyorum. Bir süre sonra Mahmut Bey’in zaferiyle sonuçlandı. Yabancı ülkelerde, uluslararası kuruluşlarda Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden onurlu büyükelçi ülkesinin onurunu kendi askerine karşı savunuyordu. Mahmut Bey askerlerin önünde çırılçıplak soyunmadan Kasımpaşa Askeri Hastanesi’nin yolunu tutmuştu. Komutanın devletin büyükelçisinin burnunu sürtme tutkusu dinmemiş meğer! Onu da yıllar sonra öğrenecektim.

Olayın üzerinden epey bir zaman geçti. Hapisten çıktıktan sonra yaşananları anlatan bir yazı yazdım. Mahmut Dikerdem’in oğlu Mehmet Ali Dikerdem, Londra’dan aradı ve öykünün sonrasını anlattı.

İntikamını almaya ahdetmiş komutan, Mahmut Bey’i bütün gün oradan oraya gezdirmiş ama tuvalete gitmesine izin vermemişti. “Eee sonra?...” dediğimde Mehmet Ali Dikerdem,

“Sonrası, prostat kanserinden mustarip biri gün boyu tuvalete gitmesi engellenerek elleri kelepçeli orada burada gezdirilirse ne olursa o olmuş...” dedi.

***

Mahmut Bey hastalığından yakınmadı. Vakur tavrını hep korudu. Yalnız Metris’te bir akşam koğuş sohbetinde şöyle bir şey oldu:

Tahsin Usluoğlu Orhan Apaydın’a laf arasında takıldı:

- Aldırma be Orhan Abi! Yaşıyorsun bak ne güzel ince saz gibi...

Orhan Apaydın hak verdi. Ben ise gamlı baykuş olarak itiraz ettim:

- Dahası ne olacak, olacak bir şey kaldı mı?

Orhan Apaydın düzeltti:

- Dahası kanser manser de olabilirdik. Etraf buz kesti. Mahmut Bey acı acı gülümsedi:

- Eee monşer dedi, biz de işte kanser manser de olduk!

Orhan Apaydın tevil yolunu tuttu:

- Öylesi değil, ben ölümcül kanserden söz ediyorum.

Kaderin şu cilvesine bak ki sevgili, o sırada sapasağlam olan Orhan Apaydın iki yıl sonra Mahmut Dikerdem’den önce kanserden ölecekti.

Mahmut Dikerdem mahkemedeki ifadesi sırasında da hastaydı. Ama dimdik durdu, bütün sorulara açık cevaplar verdi. Ama ağrılarından acı çekiyordu ve bu da yüzüne yansıyordu. 

Böyle anlarda duruşma yargıcı Atilla Ülkü, yöneticisi olduğu hukuk komedisine, adil yargı görüntüsü verebilmek için Mahmut Bey’i, müşfik bir şekilde(!) uyarıyordu:

- Dilerseniz sandalye getirsinler, oturarak devam edin.

Mahmut Bey bu önerileri geri çeviriyordu:

- İstemem efendim. Böyle devam edebilirim.

Duruşma yargıcı bir şekilde Mahmut Bey’in ifadesini zapta geçirtirken saptırıyor, Mahmut Bey arada acısından kimilerini kaçırıyor, bizler de bulunduğumuz yerden saptırmalara karşı onu uyarıyorduk.

Bir noktada duruşmaya bir süre ara verildi. Hepimiz Mahmut Bey’in çevresini sardık ve zapta doğru geçmenin önemini vurguladık. Bu arada Kemal Anadol o coşkulu ifadesiyle Mahmut Bey’i uyardı:

- Dikkat edin siz ne derseniz deyin o bildiğini geçiriyor zapta. Tarihe doğru geçmek için önce zapta doğru geçmek şarttır Mahmut Bey!

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023