Hangi alanda iyiyiz (2)
Altan Öymen
Son Köşe Yazıları

Hangi alanda iyiyiz (2)

27.11.2024 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Başlıktaki soruyu geçen hafta sormuş ve yanıtını aramaya başlamıştık. Devlet yönetiminin görevleri kapsamındaki hangi alanlarda iyi durumdayız? Ekonomi alanında mı? Adalet alanında mı? İç güvenlik, dış güvenlik, sosyal güvenlik alanında mı? Sanayide, istihdamda mı, çevrenin korumasında mı?

Bu soru, tüm ülkelerde de zaman zaman sorulan, yanıtı anketler yoluyla da aranan bir sorudur. Tabii, hiçbir devletin, görev alanı içindeki çalışmalarının hepsinin çok başarılı olduğunu, hiçbir sorunu bulunmadığını öne sürecek hali olamaz. Her birinin çalışmalarının bazı bölümlerinde çok iyi durumda olsalar da bazılarında güçlüklerle karşılaştığı ve o güçlükleri henüz aşamadığı haller vardır. Bunu, yöneticileri de açıklamaktan kaçınmazlar. O güçlükleri zaman içinde aşacaklarına, vatandaşlarını inandırmaya çalışırlar.

Bunu başaramazlarsa karşılarında onları, her an hesap vermeye davet etme yetkisine sahip olan bir meclisleri vardır.

Bizdeki parlamenter sistemde de durum öyleydi. “Sözlü sorusu”, “genel görüşmesi”, “Meclis soruşturması” ve -hepsinden önemlisi- “gensoru” mekanizmasıyla.

“Gensoru” denilince, şunu gene hatırlayalım: Meclis, oyçokluğuyla bir bakanı veya başbakan dahil hükümetin tümünü görevden uzaklaştırmak yetkisini kullanabiliyordu.

Ülkemizdeki durum malum, uzun bir zamandır hayli farklı. Şimdi, ortada devletimizin kurumlarının eksiklerini, yanlışlarını tespit etmek ve o eksiklerin giderilmesine, yanlışların düzeltilmesine sağlıklı bir şekilde katkıda bulunacak ve tüm sorunlarına çare bulacak mekanizmalar artık işlemiyor.

Oysa, o mekanizma, “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” denilen “sistem”in ortaya çıkmasından önce tüm gerekli unsurlarıyla birlikte vardı. Bir kısmı, anayasa ve/veya iç tüzük değişiklikleriyle birlikte yok oldu. Bir kısmı varlığını muhafaza ediyor ama fiilen işletilemiyor.

Böyle bir durumda da “Hangi alanda daha iyiyiz” sorusunu yanıtlamak daha güçleşiyor.

Sadece, geçtiğimiz pazartesi ve salı günkü gazetelere, televizyonlara yansıyan haberlerden birine bakalım:

İstanbul’da, Ekrem İmamoğlu’nun yönetimindeki büyükşehir belediye başkanlığı olmak üzere, muhalefet belediyelerince açılan kreşlere karşı girişilen hareketin haberlerine.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın kaleme aldığı bir resmi yazı yazılmış. Kim olursa olsun, bu kreşlerin kapatılması veya yenilerinin açılmasına imkân verilmeyeceği izlenimini veriyor.

Ve bu, tabii, hem o kreşlerden faydalanan ailelerin hem de onların ne kadar faydalı olduğunu gören vatandaşların tepkisine yol açıyor. Televizyon programlarında, sosyal medyada o tepkiler dile getiriliyor.

Çünkü herkes farkında, hele bu ekonomik sarsıntılar içinde ailesinin geçimine nasıl katkıda bulunabileceğini düşünmekten yorulmuş insanlarımız başta olmak üzere, o kreşlerin ne kadar yaşamsal önemi olduğunun.

***

Pazartesi günü akşam saatlerine kadar o tepkiler devam ediyor. Hükümet tarafından hiçbir haber yok. Daha sonraları ise önce bir söylenti yayılıyor, o haber yanlışmış, kreşler kapatılmayacakmış ama yenileri yapılamayacakmış diye.

Daha sonra da Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yeni bir açıklama yapılıyor. Bakanlığın daha önceki resmi yazısının yanlış yorumlandığı öne sürülüyor. Bakanlık kreşlerin kapatılacağını söylememiş. Bundan sonra yapılacak kreşlerin durumuyla ilgili bir konuya değinmiş.

Yazıyla ne kastedildiği hâlâ anlaşılmış değil. Ama şu belli ki anlaşılması da kolay değil.

Onu da Hürriyet yazarı ve yöneticisi Ahmet Hakan dünkü yazısında belirtmiş. Şöyle diyor:

“Belediyeler ve kreş” tartışmasını doğuran resmi yazıyı okudum.

Bir kere değil, iki kere değil, üç kere değil, on kere okudum.

Yazının meramını tam olarak anlayamadım.

“Öyle mi demek istiyor, böyle mi demek istiyor” diye uğraşmaktan iflahım kesildi.

Yazının bir cümlesini okudum: “Kreşler kapatılıyor” sonucunu çıkardım. Başka bir cümlesini okudum: “Yok kapatılmıyor” sonucunu çıkardım.

Yazının cümleleri arasında dolaşırken:

“Uyarı yapıyorlar, kapatma yok” da dedim. “Bundan sonra açtırmayacaklar” da dedim.

***

Şimdi, bir ikilem karşısındayız: Bu sonuca memnun olmak mı gerekir, kreşlerin kapatılmasına teşebbüs edilmesi ihtimalini azalttığı için? Yoksa üzülmek mi gerekir, başka bir acı tabloyu ortaya koyduğu için?

Çünkü, o on defa da okunsa anlaşılmayan yazının sorumlusu olan kişi, ülkemizin milli eğitim bakanıdır. Yani çocuklarımızın eğitilmelerinin (Türkçe öğrenimi dahil) en iyi düzeyde olmasını sağlamakla görevli bakanlığın başındaki kişi.

Yazarın Son Yazıları

Kim ne istiyor?

“Anayasamız değişmelidir. Çünkü askerler tarafından yapılmıştır. Bunun yerine, siviller tarafından yapılacak yeni bir anayasa hazırlanmalı ve yürürlüğe sokulmalıdır.”

Devamını Oku
04.06.2025
Dalga... Dalgalar

Başlıktaki “dalga” sözcüğü ve onun çoğul hali, daha çok, edebiî eserlerde kullanılır. Romanlarda, hikâyelerde, şiirlerde...

Devamını Oku
28.05.2025
CHP ve ‘75 yıl’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mayıs günündeki bayramlaşmamız sırasında hatırlattı: O mayıs gününde, benim bir de özel anım var. Anımı kitaplarımda anlatmıştım. Oradan aklında kalmış.

Devamını Oku
21.05.2025
Barışın ve adaletin yolu

Barışın ve demokrasinin gerçekleşmesini ve yerleşmesini hedeflediğini ilan eden girişimlere, elbette karşı çıkılmaz. Başarılar dilenir. Eğer o dileğin gerçekleşmesine katkıda bulunacak bir öneriniz varsa bu, o girişimi yürütmek isteyenlere sunulur.

Devamını Oku
14.05.2025
Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Devamını Oku
07.05.2025
Hedeftekiler (2)

Hedeftekiler (2)

Devamını Oku
30.04.2025
Hedeftekiler…

Hedeftekiler…

Devamını Oku
16.04.2025
CHP, kurultay ve gençler

CHP, kurultay ve gençler

Devamını Oku
09.04.2025
Halkın dediği...

Halkın dediği...

Devamını Oku
26.03.2025
Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Devamını Oku
19.03.2025
Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Devamını Oku
12.03.2025
‘Barış süreci...’

‘Barış süreci...’

Devamını Oku
05.03.2025
‘5N 1K’

‘5N 1K’

Devamını Oku
26.02.2025
‘Hapishanecilik’

‘Hapishanecilik’

Devamını Oku
19.02.2025
Uğur Mumcu

Uğur Mumcu

Devamını Oku
29.01.2025
Turplar...

Turplar...

Devamını Oku
22.01.2025
‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

Devamını Oku
15.01.2025
Barış süreci

Barış süreci

Devamını Oku
08.01.2025
Yeni yıl kutlu olsun!

Yeni yıl kutlu olsun!

Devamını Oku
01.01.2025
‘Silkeleme...’

‘Silkeleme...’

Devamını Oku
18.12.2024
Suriye ve iki soru...

Suriye ve iki soru...

Devamını Oku
11.12.2024
Gene gündemde

Gene gündemde

Devamını Oku
04.12.2024
Hangi alanda iyiyiz (2)

Hangi alanda iyiyiz (2)

Devamını Oku
27.11.2024
Hangi alanda iyiyiz?

Hangi alanda iyiyiz?

Devamını Oku
20.11.2024
Atatürk ve İnönü

Atatürk ve İnönü

Devamını Oku
13.11.2024
Kayyumlu rejim...

Kayyumlu rejim...

Devamını Oku
06.11.2024
Kutlu olsun...

Kutlu olsun...

Devamını Oku
30.10.2024
İstanbul Sözleşmesi

İstanbul Sözleşmesi

Devamını Oku
23.10.2024
TBMM’de ayağa kalkmak

TBMM’de ayağa kalkmak

Devamını Oku
11.10.2024
Kapalı ve açık...

Kapalı ve açık...

Devamını Oku
09.10.2024
Meclis açılırken...

Meclis açılırken...

Devamını Oku
02.10.2024
Bir o eksikti...

Bir o eksikti...

Devamını Oku
25.09.2024
Eylül ve CHP (3)

Eylül ve CHP (3)

Devamını Oku
18.09.2024
Eylüldeki yıldönümleri (2)

Eylüldeki yıldönümleri (2)

Devamını Oku
11.09.2024
Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Devamını Oku
04.09.2024
Meclis’teki ‘darbe’ler...

Meclis’teki ‘darbe’ler...

Devamını Oku
21.08.2024
Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Devamını Oku
14.08.2024
Normalleşme...

Normalleşme...

Devamını Oku
07.08.2024
Savaş ve Meclis...

Savaş ve Meclis...

Devamını Oku
31.07.2024
Kıbrıs ve barış...

Kıbrıs ve barış...

Devamını Oku
24.07.2024