Hedeftekiler (2)
Altan Öymen
Son Köşe Yazıları

Hedeftekiler (2)

30.04.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bu konu üzerinde durmaya, geçen yazıda başlamıştım. Bu ikincisi...

Başlıktaki “hedeftekiler” sözcüğünün kapsamındakiler malum: 2007 yılından itibaren medyanın, siyasetin ve siyasal sohbetlerin başta gelen konusu onlardı. Bazı savcıların, hükümet darbesi yapmak için örgütlendiklerinden şüphe ederek haklarında soruşturmalar açtıkları insanlar...

O soruşturmalar 2007’de başladı. O “şüphe”lerin ilkleri, “silahlı kuvvetler”in mensuplarıydı. Bazıları emekliydi, bazıları görevdeydi. Birçoğunun rütbeleri, yüksekti. O başlangıcın sonrasını geçen yazıda özetledim. Soruşturmanın ilk adı “Ergenekon soruşturması”ydı. Sonra soruşturma sayısı arttı. “Ergenekon soruşturmaları” adı altında birçok soruşturma ve kovuşturma başladı. Suç isnat edilenlerin meslekleri de çeşitlendi. Subayların yanı sıra, bazı öğretim üyeleri, doktorlar, gazeteciler, sivil toplum örgütleri mensupları gibi çeşitli mesleklerden ve uğraş alanlarından insanlar da gözaltına alındı. Önce “Birinci Ergenekon”, “İkinci Ergenekon” diye numaralandırıldıktan sonra “Ergenekon”, hepsinin genel ismi kalsa da çoğunun ayrı ayrı isimleri de oldu. “Poyrazköy soruşturması”, “Oda TV soruşturması” gibi.

Sonrasını, geçen yazıda da belirtmiştim: Türkiye, bu “Ergenekon soruşturmaları ve davaları”ndaki aşamaları 2016’ya kadar izlemek zorunda kaldı.

Sonuçta ortaya çıkan gerçek şuydu: O soruşturmaların ve davaların hedefi olan sanıkların, kendilerine isnat edilen suçları işlemedikleri, suç delili olduğu öne sürülen iddiaların geçersizliği ve büyük bir kısmının da düzmece olduğu anlaşıldı.

Yıllarca süren o “Ergenekon süreci”nde, çok acılar yaşandı. Hapishanede veya gözaltında hastalanıp ölenler oldu. Kalanlar, o sekiz yılın bir kısmını eşlerinden, çocuklarından, yakınlarından uzakta, hapishane duvarları arkasında geçirmek zorunda kaldılar.

Ve şöyle bir gerçek de ortaya çıktı: Evet, Türkiye’de bir darbe hazırlığı yapanlar varmış. Ama onlar Ergenekon adı altında hapiste tutulan asker-sivil şüphelileri değil, onların hapiste tutulmasını sağlayanlardı. Bazıları soruşturmaları yapan savcılar ve davaları yürüten hâkimlerdi. 15 Temmuz darbe gününden hemen sonra, yurtdışına çıkmışlar ve bir daha dönmemişlerdir.

***

Evet, iktidar sözcülerinin hedef aldığı grupların ortak sıfatı, “Ergenekoncu”ydu. Ve o hedefin kapsamına giren kişilerin çoğu, “milli savunma”mızla ilgili görevlerde yer almış olan subaylarımızdı.

Hedefteki bir başka grup da başında gene “milli” sıfatının yer aldığı bir kuruluşun mensubu olan insanlarımızdı. Öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz.

Öğretmenlerimizin durumu da belli... Bir süredir, mesleklerinde atanabilmeleri ve çalışmalarını sürdürebilmeleri, aşılması giderek daha da güçleşen koşullar altında. Ayrıca ders programlarındaki ve okulların yönetilmesindeki koşullar da zorlaşıyor. Ülke çapındaki okulların sayısı azalıyor, imkânları daralıyor.

Tabii, “eğitim” denilince akla, yüksekokullar, üniversiteler de geliyor. Hele bir de “üniversite özerkliği” diye bir ilkemiz var ki Türkiye’de daha 1946’dan itibaren uygulanması başlamış... O konuda ortaya çıkan zorluklar, zaman içinde aşılmış. Fakat bu dönemde, hele bazı üniversitelerde -Boğaziçi Üniversitesi’ndeki örneğinde görüldüğü gibi- bahçe kapılarının polis nezareti altına sokulduğu zamanlar da yaşanmış...

Hele şu sıralarda yaşadıklarımız... Öğrencilerin gösterilere katılmasını önlemek için başvurulan önlemler... Katılanların gözaltına alınması, tutuklanmaları ve bayram günlerini bile hapiste geçirmeleri gibi...

***

Toplantıların, gösterilerin önlenmesi... Eskiden herkese açık olan klasik toplantı alanlarının yasaklanması... Televizyonlara ekran karartma cezası uygulanması, mensuplarının soruşturulması, ev hapisleri, ters kelepçe cezalarının uygulanması... Kısacası, basın-yayıniletişim özgürlüklerinin hiçe sayılması...

Evet, bugün karşı karşıya bulunduğumuz bu ve benzeri durumlar, sayıp anlatmakla bitmiyor.

İstanbul Barosu dahil, TÜSİAD dahil, meslek örgütlerine karşı başlatılan girişimler ve yurdun çeşitli yerlerindeki benzeri uygulamalar da öyle...

Ama hele, İstanbul’daki ve başka illerimizdeki, ilçelerimizdeki belediyelere kayyum atamalarından başlayıp sabaha karşı baskınlarıyla, gözaltına almalarla, tutuklamalarla devam eden eylemler... Sadece o hedeflere değil, o hedeflerdeki kişilerin yakınlarına, akrabalarına da yöneltilen işlemler...

Bunların hangisi, gerçekten demokratik bir ülkede, “olağan” gözükebilir?

Aslında, demokrasi alanındaki bu olağandışılıkları saymayı bırakıp demokrasi açısından “olağan” görülebilecek birkaç durum bulmaya çalışmak, belki daha iyi... Eğer başarılırsa hem daha iç açıcı bir iş yapılmış olur hem de bulunan örnekler fazla olamayacağı için yazının buradaki köşeme sığdırılması kolay olur.

Ama o örnekleri arayıp bulmak belki daha da zor. İkisini, üçünü bulmak bile, daha fazla zaman gerektirebilir.

Yazarın Son Yazıları

Kim ne istiyor?

“Anayasamız değişmelidir. Çünkü askerler tarafından yapılmıştır. Bunun yerine, siviller tarafından yapılacak yeni bir anayasa hazırlanmalı ve yürürlüğe sokulmalıdır.”

Devamını Oku
04.06.2025
Dalga... Dalgalar

Başlıktaki “dalga” sözcüğü ve onun çoğul hali, daha çok, edebiî eserlerde kullanılır. Romanlarda, hikâyelerde, şiirlerde...

Devamını Oku
28.05.2025
CHP ve ‘75 yıl’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mayıs günündeki bayramlaşmamız sırasında hatırlattı: O mayıs gününde, benim bir de özel anım var. Anımı kitaplarımda anlatmıştım. Oradan aklında kalmış.

Devamını Oku
21.05.2025
Barışın ve adaletin yolu

Barışın ve demokrasinin gerçekleşmesini ve yerleşmesini hedeflediğini ilan eden girişimlere, elbette karşı çıkılmaz. Başarılar dilenir. Eğer o dileğin gerçekleşmesine katkıda bulunacak bir öneriniz varsa bu, o girişimi yürütmek isteyenlere sunulur.

Devamını Oku
14.05.2025
Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Devamını Oku
07.05.2025
Hedeftekiler (2)

Hedeftekiler (2)

Devamını Oku
30.04.2025
Hedeftekiler…

Hedeftekiler…

Devamını Oku
16.04.2025
CHP, kurultay ve gençler

CHP, kurultay ve gençler

Devamını Oku
09.04.2025
Halkın dediği...

Halkın dediği...

Devamını Oku
26.03.2025
Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Devamını Oku
19.03.2025
Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Devamını Oku
12.03.2025
‘Barış süreci...’

‘Barış süreci...’

Devamını Oku
05.03.2025
‘5N 1K’

‘5N 1K’

Devamını Oku
26.02.2025
‘Hapishanecilik’

‘Hapishanecilik’

Devamını Oku
19.02.2025
Uğur Mumcu

Uğur Mumcu

Devamını Oku
29.01.2025
Turplar...

Turplar...

Devamını Oku
22.01.2025
‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

Devamını Oku
15.01.2025
Barış süreci

Barış süreci

Devamını Oku
08.01.2025
Yeni yıl kutlu olsun!

Yeni yıl kutlu olsun!

Devamını Oku
01.01.2025
‘Silkeleme...’

‘Silkeleme...’

Devamını Oku
18.12.2024
Suriye ve iki soru...

Suriye ve iki soru...

Devamını Oku
11.12.2024
Gene gündemde

Gene gündemde

Devamını Oku
04.12.2024
Hangi alanda iyiyiz (2)

Hangi alanda iyiyiz (2)

Devamını Oku
27.11.2024
Hangi alanda iyiyiz?

Hangi alanda iyiyiz?

Devamını Oku
20.11.2024
Atatürk ve İnönü

Atatürk ve İnönü

Devamını Oku
13.11.2024
Kayyumlu rejim...

Kayyumlu rejim...

Devamını Oku
06.11.2024
Kutlu olsun...

Kutlu olsun...

Devamını Oku
30.10.2024
İstanbul Sözleşmesi

İstanbul Sözleşmesi

Devamını Oku
23.10.2024
TBMM’de ayağa kalkmak

TBMM’de ayağa kalkmak

Devamını Oku
11.10.2024
Kapalı ve açık...

Kapalı ve açık...

Devamını Oku
09.10.2024
Meclis açılırken...

Meclis açılırken...

Devamını Oku
02.10.2024
Bir o eksikti...

Bir o eksikti...

Devamını Oku
25.09.2024
Eylül ve CHP (3)

Eylül ve CHP (3)

Devamını Oku
18.09.2024
Eylüldeki yıldönümleri (2)

Eylüldeki yıldönümleri (2)

Devamını Oku
11.09.2024
Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Devamını Oku
04.09.2024
Meclis’teki ‘darbe’ler...

Meclis’teki ‘darbe’ler...

Devamını Oku
21.08.2024
Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Devamını Oku
14.08.2024
Normalleşme...

Normalleşme...

Devamını Oku
07.08.2024
Savaş ve Meclis...

Savaş ve Meclis...

Devamını Oku
31.07.2024
Kıbrıs ve barış...

Kıbrıs ve barış...

Devamını Oku
24.07.2024