Kim ne istiyor?
Altan Öymen
Son Köşe Yazıları

Kim ne istiyor?

04.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Anayasamız değişmelidir. Çünkü askerler tarafından yapılmıştır. Bunun yerine, siviller tarafından yapılacak yeni bir anayasa hazırlanmalı ve yürürlüğe sokulmalıdır.”

Bu talep, zaman zaman, aynı gerekçeyle gündeme getirilir, iktidardaki partilerin sözcüleri tarafından...

Ancak bu talepte ve özellikle gerekçesinde, bir dizi yanlış var.

Bir kere, bu anayasa, askerler tarafından yapılmamıştır. Gerçi temelinde 1961’in 27 Mayıs’ında iktidara gelen askeri yönetimin müdahalesi vardır. Askeri müdahale, elbette istenilecek bir şey değildir. Ama o müdahaleyi yapan “Milli Birlik Komitesi” adındaki askeri heyet, beş ay sonra ikiye bölünmüş, bir kısmı görevlerinden ayrılıp yurtdışı görevlerine tayin edilmiştir.

Geriye kalanlar ise yeni anayasa metnini hazırlamak üzere iki Meclisli bir “Kurucu Meclis” kurmuştur. O Kurucu Meclis, “iki Meclisli” bir yapı oluşturmuştur. Biri, mevcut siyasal partilerin yetkili organları ve belirlenen sivil toplum örgütlerinin yetkili kurullarınca ve hukuki denetim altında yapılan seçimlerle oluşturulan, yaklaşık 280 sivil üyeli bir Temsilciler Meclisi’ydi. Öteki Meclis de eski Milli Birlik Komitesi’nin, üyelikleri sona erdirilip yurtdışı görevlere atanan mensuplarının ayrılmasından sonra, görevde kalan ve 23 üyesinden oluşan “yeni Milli Birlik Komitesi”... Anayasa çalışmaları, bu iki Meclis’in Genel Kurulları’nda ayrı ayrı yapılacaktı. Gerektiğinde ortak toplantıların da yer alabileceği bir programla tamamlanacaktı.

Yeni anayasa çalışmaları bitirilip, hazırlanacak yeni anayasa tasarısı, iki Meclis’in de onayını aldıktan sonra, halkoyuna da sunulacaktı. Kabul edilmesi halinde yürürlüğe girecekti.

***

1961 yılının ocak ayında oluşup çalışmalarına başlayan o Meclis, 1961 Anayasası’nı hazırlamayı, 27 Mayıs 1961 günü tamamlamış, kabul ettiği yeni anayasa metni 15 Temmuz’da halkoyuna sunulup kabul edilmiştir.

Demokratik dünyada konuyla ilgili anayasa uzmanlarınca da dönemin en demokratik anayasalarından biri olarak nitelenen o anayasanın talihsizliği, 27 Mayıs 1960’taki müdahale sonrasında başlatılan Yassıada duruşmalarının sonucunda, üç idam cezası uygulanmasıdır ki bu, hangi siyasal çizgide olursa olsun, Türkiye kamuoyunun her kesiminde olduğu gibi dış dünyada da çok olumsuz etkiler yapmış, yeni anayasayla varılan olumlu sonucu gölgelemiştir.

***

O anayasanın ilkeleri ve kurallarının, Türkiye’deki demokratikleşme sürecinin de gelişmelerine katkısının önemi, ancak zaman içinde anlaşıldı. O da kolay olmadı.

1960’ların başında başlayıp 70’lerde devam eden gerginlik hareketleri sonrasında, Türkiye gene bir askeri darbe dönemi yaşadı, 12 Mart 1971 darbesini. Gerçi darbeciler, Meclis’i kapatmak, rejim değiştirmek gibi bir yola girmediler. Ama o dönemdeki hareketleri önlemek için, 1961 Anayasası’nın insan hak ve özgürlükleriyle ilgili maddelerinin bir ölçüde değiştirilmesi için baskı uyguladılar. Gerekçeleri, 1961 Anayasası’nı, bizim ülkemizin koşullarına göre hayli “bol dikilmiş bir elbise”ye benzetmeleriydi. Ve o görüşlerine uygun olarak anayasada bazı değişiklikler yapılmasını sağladılar. O görüşe uygun olarak anayasanın 36 maddesinin değiştirilmesini istediler. Etkileri altındaki hükümetin de katılmasıyla Meclis o değişiklikleri kabul etti. 36 maddenin birçoğunun değişiklik gerekçesi, insan hak ve özgürlükleri konusundaki maddelerle ilgiliydi. Maddelerin uygulanmasında yönetimin yetkilerinin artırılmasını, sınırlarının genişletilmesini amaçlıyorlardı.

***

“Bol elbiseyi” daraltma hedefi, 1980’deki 12 Eylül darbesi yönetimi sırasında da devam etti. O yönetimin gerçekleştirdiği anayasa değişikliklerindeki “elbiseyi daraltma” hedefleri arasında, gençlerin siyaset hayatına girme hakları da darlaştırılıyordu. Üniversitede okuyan gençler ile öğretim üyelerinin daha önce var olan “siyasal partilerde görev alma hakları” kaldırılıyor, siyaset yasaklarının sınırları genişletiliyordu.

O dönemin de sona ermesi, kapatılan siyasi partilerin, siyasal yasaklarının kaldırılmasından sonra, 1995’te yapılan yeni anayasa değişiklikleriyle gerçekleşti. “Hak ve özgürlükler”i sınırlandırma süreci o gelişmeyle sona erdi. Ve ülkemiz, yeniden demokratik bir sürece girdi.

O süreç ne kadar sürebildi: Ondan sonra, 2007’de “Ergenekon davaları”yla başlayan “dalgalar” dönemine girilinceye kadar.

Sonrası, hep hatırlarda: 15 Temmuz darbesinden sonraki anayasa değişiklikleriyle girdiğimiz -resmi adıyla- “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”. O da tabii, askerlerin değil, bugünkü “sivil”lerin yaptığı bir anayasa.

O anayasayla kurulan yeni yapıların ve uygulamaların sonucu meydanda.

O açıdan, 1960’tan sonra birçok değişiklik geçiren bugünkü anayasaya, “Askerler yaptı. O yüzden değiştirmeliyiz” diye bir değişiklik “gerekçesi” oluşturmanın inandırıcı tarafı yok.

Siyasal tartışmalarda, herkes istediği neyse, onu açıkça söylemeli. Ama anlaşılıyor ki bugünkü siyaset alanımızda aktif olanlardan büyük bir kısmı, neyi istediğini, neyi hedeflediğini kendisi de bilmiyor.

Yazarın Son Yazıları

Kim ne istiyor?

“Anayasamız değişmelidir. Çünkü askerler tarafından yapılmıştır. Bunun yerine, siviller tarafından yapılacak yeni bir anayasa hazırlanmalı ve yürürlüğe sokulmalıdır.”

Devamını Oku
04.06.2025
Dalga... Dalgalar

Başlıktaki “dalga” sözcüğü ve onun çoğul hali, daha çok, edebiî eserlerde kullanılır. Romanlarda, hikâyelerde, şiirlerde...

Devamını Oku
28.05.2025
CHP ve ‘75 yıl’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mayıs günündeki bayramlaşmamız sırasında hatırlattı: O mayıs gününde, benim bir de özel anım var. Anımı kitaplarımda anlatmıştım. Oradan aklında kalmış.

Devamını Oku
21.05.2025
Barışın ve adaletin yolu

Barışın ve demokrasinin gerçekleşmesini ve yerleşmesini hedeflediğini ilan eden girişimlere, elbette karşı çıkılmaz. Başarılar dilenir. Eğer o dileğin gerçekleşmesine katkıda bulunacak bir öneriniz varsa bu, o girişimi yürütmek isteyenlere sunulur.

Devamını Oku
14.05.2025
Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Devamını Oku
07.05.2025
Hedeftekiler (2)

Hedeftekiler (2)

Devamını Oku
30.04.2025
Hedeftekiler…

Hedeftekiler…

Devamını Oku
16.04.2025
CHP, kurultay ve gençler

CHP, kurultay ve gençler

Devamını Oku
09.04.2025
Halkın dediği...

Halkın dediği...

Devamını Oku
26.03.2025
Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Devamını Oku
19.03.2025
Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Devamını Oku
12.03.2025
‘Barış süreci...’

‘Barış süreci...’

Devamını Oku
05.03.2025
‘5N 1K’

‘5N 1K’

Devamını Oku
26.02.2025
‘Hapishanecilik’

‘Hapishanecilik’

Devamını Oku
19.02.2025
Uğur Mumcu

Uğur Mumcu

Devamını Oku
29.01.2025
Turplar...

Turplar...

Devamını Oku
22.01.2025
‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

Devamını Oku
15.01.2025
Barış süreci

Barış süreci

Devamını Oku
08.01.2025
Yeni yıl kutlu olsun!

Yeni yıl kutlu olsun!

Devamını Oku
01.01.2025
‘Silkeleme...’

‘Silkeleme...’

Devamını Oku
18.12.2024
Suriye ve iki soru...

Suriye ve iki soru...

Devamını Oku
11.12.2024
Gene gündemde

Gene gündemde

Devamını Oku
04.12.2024
Hangi alanda iyiyiz (2)

Hangi alanda iyiyiz (2)

Devamını Oku
27.11.2024
Hangi alanda iyiyiz?

Hangi alanda iyiyiz?

Devamını Oku
20.11.2024
Atatürk ve İnönü

Atatürk ve İnönü

Devamını Oku
13.11.2024
Kayyumlu rejim...

Kayyumlu rejim...

Devamını Oku
06.11.2024
Kutlu olsun...

Kutlu olsun...

Devamını Oku
30.10.2024
İstanbul Sözleşmesi

İstanbul Sözleşmesi

Devamını Oku
23.10.2024
TBMM’de ayağa kalkmak

TBMM’de ayağa kalkmak

Devamını Oku
11.10.2024
Kapalı ve açık...

Kapalı ve açık...

Devamını Oku
09.10.2024
Meclis açılırken...

Meclis açılırken...

Devamını Oku
02.10.2024
Bir o eksikti...

Bir o eksikti...

Devamını Oku
25.09.2024
Eylül ve CHP (3)

Eylül ve CHP (3)

Devamını Oku
18.09.2024
Eylüldeki yıldönümleri (2)

Eylüldeki yıldönümleri (2)

Devamını Oku
11.09.2024
Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Devamını Oku
04.09.2024
Meclis’teki ‘darbe’ler...

Meclis’teki ‘darbe’ler...

Devamını Oku
21.08.2024
Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Devamını Oku
14.08.2024
Normalleşme...

Normalleşme...

Devamını Oku
07.08.2024
Savaş ve Meclis...

Savaş ve Meclis...

Devamını Oku
31.07.2024
Kıbrıs ve barış...

Kıbrıs ve barış...

Devamını Oku
24.07.2024