Yarışmak yerine, seçime sokmamak...
Altan Öymen
Son Köşe Yazıları

Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

19.03.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Önceki zamanlarda bir seçim dönemi yaklaştığında, siyasal partilerin yöneticilerinin ve yandaşlarının amacı, kendi adaylarının veya aday adaylarının seçilmesinin daha isabetli olduğunu anlatmaktı. Daha önceki görevlerinde nasıl çalışmışlar, hangi başarıları kazanmışlar, onlardan örnekler vermekti. Geçmişteki deneyimlerinin katkısıyla gelecekte daha da başarılı olacaklarını söylemekti.

Bunu en fazla iktidardaki parti yapardı. Çünkü ne kadar başarısız olursa olsun, iktidarda bulunduğu yıllar içinde toplum için faydalı işler yapma ve onları hatırlatma imkânı en fazla ondaydı. Hele iktidarda uzun bir süre kalmışsa o faydalı işlerin çeşitli alanlardaki örnekleri, daha somut ve daha fazla olurdu.

Önceki dönemlerde muhalefette kalan partiler ise tabii, kendi vaatlerini anlatırken seçime iktidar partisi olarak giren partinin faaliyetindeki başarısızlık örneklerini de hatırlatırlar, onun dönemini eleştirirlerdi.

İktidar partisinin sözcüleri de o eleştirileri yanıtlamaya çalışırlardı. Seçim propagandası süreci o karşılıklı tartışmalarla sürerdi.

***

Şimdi, yeni bir seçim dönemine fiilen girmiş durumdayız. Demokrasi sürecine ilk girdiğimiz yıllarda, o durum için “Seçim sath-ı mailine girdik” denilirdi. “Sath-ı mail” Osmanlıca bir deyim. Bugünkü dile sözcük olarak “eğik düzey” diye çevrilebilir. Yani: “Yokuş aşağı gidiyoruz. Artık seçimden vazgeçip geriye dönmeye imkân yok” anlamına... İmaj, bugünkü duruma da uyuyor. Seçimsiz olarak daha fazla yıllar geçirmenin, birçok açıdan imkânsız olduğu görülüyor.

Fiilen başlamış olan seçim propagandasının manzarasına gelince... Bu dönem, geçmiş seçim dönemlerinkinden bambaşka konular ve tartışmalar içinde geçiyor.

İktidarın konusu, ana muhalefet partisinin potansiyel adaylarıyla tartışmak değil. Onların aday olamamasını sağlamak için adalet sistemini, üniversite yönetimlerini ve yandaş medyasını harekete geçirmeye uğraşıyor. Ve o konuda atılan adımları, bir başarıyı kutlar gibi kamuoyuna duyuruyor.

Örnek: Bir siyaset yazarı meslektaşımın, bir iktidar gazetesindeki yazısı şöyle başlıyor:

“Bazı siyasetçiler gül bahçesinde yürür bazı siyasetçiler ise mayınlı arazide. Ekrem İmamoğlu’nun şansına da mayınlı araziler düştü. Hakkında açılan davalar var. Diplomasının iptali gündemde. Siyasi yasak aldığı ‘ahmak davası’ ise istinafta bekliyor.

Düğüm üstüne düğüm. Ancak kördüğümü bir hamlede çözecek İskender’in kılıcına sahip değil. Tam aksine düğüm üstüne düğüm atıyor. Çıkmaz sokağa giriyor.

Süreç, İmamoğlu’nun diplomasının iptali yönünde ilerliyor. Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne yatay geçişinde usulsüzlükler tespit edildi.”

Yazar, İmamoğlu’nun ve siyaset arkadaşlarının defalarca ve kanıtlarıyla yanıtladığı o iddiayı bir kere daha öne sürdükten sonra, o hikâyenin sonucu hakkındaki görüşünü şöyle ifade ediyor:

“İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını iptal ettiği takdirde cumhurbaşkanı adayı olamayacak.”

***

Evet, şu sıradaki seçim döneminde başlıca amaç şu: CHP’nin şu sırada aday adayı olarak, parti içi seçim arifesinde bulunan İmamoğlu’nun karşısında seçim kazanmak değil. Onu zaten başaramayacaklarını biliyorlar. Amaç, onun adaylığını seçim dışı yollarla önlemek. Onun için gerek İstanbul Üniversitesi’ndeki yönetimi, gerek adalet mercilerini etki altında tutmak...

Aslında, anayasamızın, üniversitelerin özerkliğini vurgulayan ve adalet mercilerinin, kimse tarafından, “talimat” bir yana, “telkin” altında dahi tutulmasını yasaklayan hükümleri, demokratikleşme dönemine geçişimizden beri yerlerinde duruyor. Ama zamanımızda onların, birçok kişi tarafından çoktandır unutulmuş olduğu anlaşılıyor. Ama bu “unutulmalar”ın artık, en kısa zamanda kalkması gerekiyor. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti anayasasının ilk maddesinde yazılı olduğu gibi devletimizin “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olduğunu ifade etmek, giderek daha da güçleşiyor.

***

Bu yazı İstanbul Üniversitesi’nin diploma kararı öncesinde yazılmıştır.

Yazarın Son Yazıları

Kim ne istiyor?

“Anayasamız değişmelidir. Çünkü askerler tarafından yapılmıştır. Bunun yerine, siviller tarafından yapılacak yeni bir anayasa hazırlanmalı ve yürürlüğe sokulmalıdır.”

Devamını Oku
04.06.2025
Dalga... Dalgalar

Başlıktaki “dalga” sözcüğü ve onun çoğul hali, daha çok, edebiî eserlerde kullanılır. Romanlarda, hikâyelerde, şiirlerde...

Devamını Oku
28.05.2025
CHP ve ‘75 yıl’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mayıs günündeki bayramlaşmamız sırasında hatırlattı: O mayıs gününde, benim bir de özel anım var. Anımı kitaplarımda anlatmıştım. Oradan aklında kalmış.

Devamını Oku
21.05.2025
Barışın ve adaletin yolu

Barışın ve demokrasinin gerçekleşmesini ve yerleşmesini hedeflediğini ilan eden girişimlere, elbette karşı çıkılmaz. Başarılar dilenir. Eğer o dileğin gerçekleşmesine katkıda bulunacak bir öneriniz varsa bu, o girişimi yürütmek isteyenlere sunulur.

Devamını Oku
14.05.2025
Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Devamını Oku
07.05.2025
Hedeftekiler (2)

Hedeftekiler (2)

Devamını Oku
30.04.2025
Hedeftekiler…

Hedeftekiler…

Devamını Oku
16.04.2025
CHP, kurultay ve gençler

CHP, kurultay ve gençler

Devamını Oku
09.04.2025
Halkın dediği...

Halkın dediği...

Devamını Oku
26.03.2025
Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Devamını Oku
19.03.2025
Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Devamını Oku
12.03.2025
‘Barış süreci...’

‘Barış süreci...’

Devamını Oku
05.03.2025
‘5N 1K’

‘5N 1K’

Devamını Oku
26.02.2025
‘Hapishanecilik’

‘Hapishanecilik’

Devamını Oku
19.02.2025
Uğur Mumcu

Uğur Mumcu

Devamını Oku
29.01.2025
Turplar...

Turplar...

Devamını Oku
22.01.2025
‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

Devamını Oku
15.01.2025
Barış süreci

Barış süreci

Devamını Oku
08.01.2025
Yeni yıl kutlu olsun!

Yeni yıl kutlu olsun!

Devamını Oku
01.01.2025
‘Silkeleme...’

‘Silkeleme...’

Devamını Oku
18.12.2024
Suriye ve iki soru...

Suriye ve iki soru...

Devamını Oku
11.12.2024
Gene gündemde

Gene gündemde

Devamını Oku
04.12.2024
Hangi alanda iyiyiz (2)

Hangi alanda iyiyiz (2)

Devamını Oku
27.11.2024
Hangi alanda iyiyiz?

Hangi alanda iyiyiz?

Devamını Oku
20.11.2024
Atatürk ve İnönü

Atatürk ve İnönü

Devamını Oku
13.11.2024
Kayyumlu rejim...

Kayyumlu rejim...

Devamını Oku
06.11.2024
Kutlu olsun...

Kutlu olsun...

Devamını Oku
30.10.2024
İstanbul Sözleşmesi

İstanbul Sözleşmesi

Devamını Oku
23.10.2024
TBMM’de ayağa kalkmak

TBMM’de ayağa kalkmak

Devamını Oku
11.10.2024
Kapalı ve açık...

Kapalı ve açık...

Devamını Oku
09.10.2024
Meclis açılırken...

Meclis açılırken...

Devamını Oku
02.10.2024
Bir o eksikti...

Bir o eksikti...

Devamını Oku
25.09.2024
Eylül ve CHP (3)

Eylül ve CHP (3)

Devamını Oku
18.09.2024
Eylüldeki yıldönümleri (2)

Eylüldeki yıldönümleri (2)

Devamını Oku
11.09.2024
Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Devamını Oku
04.09.2024
Meclis’teki ‘darbe’ler...

Meclis’teki ‘darbe’ler...

Devamını Oku
21.08.2024
Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Devamını Oku
14.08.2024
Normalleşme...

Normalleşme...

Devamını Oku
07.08.2024
Savaş ve Meclis...

Savaş ve Meclis...

Devamını Oku
31.07.2024
Kıbrıs ve barış...

Kıbrıs ve barış...

Devamını Oku
24.07.2024