Almanya’da günlerdir süren bardaktan boşalırcasına yağmur biraz azaldı, hava serin ama Dortmund’un ünlü Signal Iduna Park Stadı’nda sıcak mı sıcak bir ortam bizi bekliyor. Heyecan dorukta. Çünkü İstanbul, Ankara henüz olayın farkına varamasa da A Milli Futbol Takımımız Euro 2024’ün hatırı sayılır bir markası. Üstelik işin şov tarafında en çok biz varız, İngiltere, İspanya, hatta ev sahibi değil biz bayağı bir öndeyiz maç önü sokak etkinliklerinde. Biz derken yanlış anlaşılmasın, Türk Milli Takımı, son dönemdeki popülist kardeşler (!) Türkiye Milli Takımı diye adlandırsa da Türk Milli Takımı’nın şovu var Ruhr Bölgesi’nde. Sadece maç günü değil her gün sokaktaki 3 kişiden birinin sırtında Ay-Yıldızlı kırmızı bir forma görüyorsunuz. İnsan heyecanlanıyor hele anavatandaki sözde millilerin Araplaştığını anımsayınca! 

Neyse konu dağılmasın; bilet bulsalar sadece Dortmund’daki Türkler bile doldurur 81 bin 365 koltuğu ama Köln, Düsseldorf, Essen’den akın akın Avrupalı Türk geliyor Türkiye-Portekiz maçına. Eh bir de bunca ekonomik krize rağmen ana karadan gelenleri sayarsak, Gürcistan karşılaşmasındaki gibi Portekiz maçında da ev sahibi olacağız. Şimdiden sloganlar hazır: “Yer kırmızı gök beyaz deplasmana hoş geldin Portekiz.” Bilet demişken; millet birbirinin gözünü oyuyor maça girmek için. Maç günü karaborsada 1000 Avro’yu gözden çıkaranlar var (Burada o ifade kullanılmıyor çünkü elindeki bileti biraz pahalı başkasına devretmek kabahat sayılmıyor). 

Saha içine dönersek; grubun finali diyorlar. Gerçi ben Çek takımının “demir leblebi” olduğunu ve en zorlu maçı onlarla oynayacağımızı düşünüyorum ama bugünkü maçı kazanan taraf grubun ağası olacak. Portekizli oyuncular teknik ağırlıklı ancak artık yaşı kemale eren Cristiano Ronaldo ağabeyleri için çok koşmayı da ödev benimsemişler. Nasıl Arjantin’de De Paul, Martinez ve Parades, Messi ağabeylerine koruma sağlıyorsa, Ronaldo’nun arkasında da Palhinha, Bernardo Silva, Leao gibi hem yetenekli hem uzun soluklu isimler var. Öyle yaldır yaldır hücum etmemek gerek Atlantik korsanlarının üzerine. Ve bu maçın bir Cristiano Ronaldo-Arda Güler kapışması olduğunu da düşünelim.