Arzu Süzmen

Konuşmanın zamanıdır

21 Mart 2016 Pazartesi

Karşılıklı geçip bir türlü konuşamadık. Oysaki zamanı çoktan geldi de, geçiyor bile. Hem bak giysiler bile suskun değil, son zamanlarda onların da dili çözüldü. Karşılıklı mıdır sohbet, kendi kendilerine mi konuşmaktadırlar bilinmez ama, susmuyorlar artık.

Giysilerin de bizim gibi zaman zaman sustukları, korkup içlerine kapandıkları oldu elbet. Lakin gelecek sonbaharda giysileri üzerlerine yazılan kelimelerle konuşturmak belki de hiç olmadığı kadar moda olacak... “Sosyal medyanın etkisidir” dersen, olabilir. “Bugüne dek sustular da ne oldu, belki çığlık atmanın vaktidir” dersen, o da mümkün.

Önemsiz ayrıntılarmış gibi görünseler de, giysilerin bizleri sıcak tutmaktan daha önemli işlevleri vardır. Bizim dünyaya bakışımızı ve dünyanın bize bakışını değiştirirler” demiş Virginia Woolf. İşlevlerinden biri de bizim sustuklarımızı söylemek olmasın?

Haute couture (yüksek moda) konuşmayı pek tercih etmez. Meramını sloganlarla dile getirmek, genellikle "bizden biri" olan tişörtlere düşer. Politik mesajlar veren giysileriyle bilinen İngiliz moda tasarımcısı Katharine Hamnett gibi, konuşmayı tercih etmediğimiz anlarda tişörtümüzdeki sloganı rahat bırakırız ki derdimizi dile getirsin.

Hamnett, 1984’de düzenlenen Downing Street Resepsiyonu’nda Pershing füzelerinin İngiltere’de kurulmasını onaylayan dönemin başbakanı Margaret Teacher’in elini sıkarken giydiği “Halkın %58’i Pershing füze istemiyor” yazılı tişörtle mesajını vermişti. Beklenmedik anda, beklenmedik şeyler söylemek kelimelerin gücünü artırıyor olacak ki, Demir Leydi’nin çaresizliğinin yüzüne yansıdığı an, tarihe geçti.

      
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ben bir terörist değilim, beni tutuklamayın! 

Giysileri konuşturmak konusunda İngiliz tasarımcı ve aktivist Vivienne Westwood da elini hiç korkak alıştırmadı. Punk akımının öncüsü Westwood, 2005 yılında İngiltere'de büyük tartışmalara neden olan anti-terör yasasına karşı insan hakları örgütü Liberty için "Ben bir terörist değilim, beni tutuklamayın" yazılı tişörtler tasarladı. Tek bir tişörtle elbet dünya kurtarılmazdı ancak, mesajın yerini bulması kolaylaşırdı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2016 Sonbaharında da giysiler konuşmaya devam edecek; hepsi ayrı telden çalarak, özgürce, kendi dilince. Yeni hippi stilinde, örgü elbiselerin üzerine işlenmiş harflerle, grafik yazılamalar halinde, logoya bürünmüş biçimde. Kah Japon tasarımcı Yohji Yamamoto'nun "yakında geri döneceğim" sözüyle, kah bir süveterin üzerindeki soru işareti ile...

Biz ise karşılıklı geçip bir türlü konuşamadık. Oysaki zamanı çoktan geldi de, geçiyor bile.



 

 


      

       
       
      
     
      
 
 
 
 
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları