‘Ben Türkan Saylan’
Ayşe Emel Mesci
Son Köşe Yazıları

‘Ben Türkan Saylan’

19.12.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

13 Ekim Salı günü Maltepe Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde son derece güncel bir oyunun galası vardı: Levent Üzümcü Tiyatrosu yapımı olan “Ben Türkan Saylan”. Yazan ve yöneten Cengiz Toraman. Oynayan Şenay Gürler. 

Niyetim, oyunu izleyip bu yazıyı öyle yazmaktı. Ama sonunda yakalanmayı başardığım COVID-19 engeline takıldım. Ancak Türkan Saylan’ın Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’yle (ÇYDD) birlikte verdiği mücadeleyi bugün hatırlamanın kazandırdığı trajik güncellik nedeniyle bu değerli çabadan yine de söz etmek istedim.

CUMHURİYET DEĞERLERİ

Cumhuriyetin kurucu felsefesiyle 1950’den itibaren iktidar olanaklarını kullanmaya başlayan gericilik arasındaki çatışmanın girdaplı suları yakın tarihimizin en önemli fay hattı oldu. Genç Cumhuriyetin çabaları iki yüzyılı aşkın bir geçmişi olan bu mücadeleye son noktayı koymaya yetmese de değerlerine sahip çıkan kuşaklar yetiştirmeyi de başardı. Günümüze kadar uzanan süreç bu iki zihniyetin çeşitli versiyonları arasındaki gerilimle şekillendi. Gerilimin en önemli üç odak noktasını ise laiklik, eğitim ve kadın sorunu oluşturdu.

Türkan Saylan ve ÇYDD bünyesinde öncülük ettiği “Kardelenler” projesi bu üç hassas telin yani laiklik, eğitim ve kadın sorununun (bu alanda belirleyici öneme sahip kız çocukların eğitimi sorununun) kesiştiği noktada yer alıyordu. O nedenle siyasal iktidarla birlikte çalışan tarikatçı savcıların boy hedefi oldular. “Ergenekon” kumpası içinde, bu proje sayesinde eğitim olanağı bulan kız öğrenciler üzerinden, ÇYDD’yi ahlaksızca suçlamaya cüret ettiler.

Şimdi bir an durun ve daha altı yaşındaki bir kızın, babası olan “şeyh” tarafından otuz yaşında bir müridiyle “evlendirilmesi”nin, bu korkunç cinsel istismar vakasının çeşitli unsurlarını, tarikatçı savcı tarafından Türkan Saylan’a ve ÇYDD’ye utanmazca yöneltilen suçlamaları düşünerek yeniden gözden geçirin. O suçlamaların aslında kendi pratiklerinin itirafı olduğunu göreceksiniz.

Hiç unutmamalıyız: Cumhuriyet değerleri her alanda böylesine yıpratılmasaydı, yıprattırılmasaydı, bu gerici zihniyet katiyen böyle serbestçe at koşturamaz, kız çocuklarımız bu kadar kolay, bu kadar sinsice ve canavarca av haline getirilemezdi.

Daha önce yazdığı ve yönettiği oyunları tiyatro adına sevinerek izlediğim Cengiz Toraman’ın Levent Üzümcü Tiyatrosu’nda “Cumhuriyetin 100. yılını Türkan Saylan’la selamlıyoruz” ana cümlesiyle gerçekleştirdiği “Ben Türkan Saylan” projesi, bütün bu yaşanmışlıkla birlikte düşünüldüğünde farklı bir önem kazanıyor. Mutlaka izleyeceğim, siz de kaçırmayın.

ALİ CEM KÖROĞLU: CEZASIZ KALAN SUÇ

COVID-19 kuşkusuz herkesin hayatında yaralar, acılar bıraktı. Benim yaşadığım en büyük acılardan biri, 5 Aralık 2020’de Türkiye’nin yetiştirdiği en değerli sahne tasarımcılarından, güzel insan Ali Cem Köroğlu’nu, 2021’in ilk gününde de kardeşi Ayşe Köroğlu’nu, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nden başlayan inanılmaz bir ihmaller zinciri sonucunda, COVID-19’dan yitirmemiz oldu. Suçun cezasız kalması acıyı iyice derinleştirdi.

Kültür Sanat-Sen’in suç duyurusu üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan devlet memuru olan ilgililer hakkında soruşturma izni talep etmişti. Bakanlık 2021’de bu izni verdi ama başta Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt olmak üzere, soruşturmaya uğrayan kişiler adli kovuşturma açılmasını engellemek için Danıştay’a başvurdular ve aklanarak değil, bu yasal ayak oyunuyla yakalarını sıyırdılar. O sırada CHP milletvekili, bugün TİP milletvekili olan Sera Kadıgil’in “Bir Cinayetin Anatomisi” diyerek Meclis’e taşıdığı olay elbirliğiyle sümen altı edildi.

Tarihinin en kritik seçimine hazırlanan Türkiye’nin her türlü suçla yoğrulmuş son 20 yılından aklanmaya ne kadar ihtiyacı varsa, Devlet Tiyatroları’nın da bu trajediden aklanmaya ihtiyacı var. 

Ben Köroğlu kardeşleri hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğim, ilgililere duyurulur.

Yazarın Son Yazıları

İnsan idrak ettiği ruha benzer

Aleksandr Puşkin, “dramatik büyünün titreştirdiği düş gücümüzün üç telinden” söz eder. Bunlar; gülme, acıma ve dehşettir. Vsevolod Meyerhold ise Charlie Chaplin ve Sergey Ayzenştayn’ı karşılaştırırken, her iki sinemacıda bu “üç tel”in ne denli ustalıkla kullanıldığına değindikten sonra, bir ayrım yapar: “Chaplin’de gülmece ve acımanın ön planda olduğunu, dehşetin gölgede kaldığını söyleyebiliriz oysa Ayzenştayn’da gülmece geri plana kayarken acıma ve dehşet öne çıkar.”

Devamını Oku
24.11.2025
Goethe: İkilem ve Deha

Büyük yazarın kendi yaşam sürecinin de derinlemesine nüfuz ettiği “Faust”un ilk bölümü ise, kendisinden önce Christopher Marlowe’un 16. yüzyıl sonunda oyunlaştırdığı (“Dr. Faustus”) ruhunu şeytana satan Faust efsanesinden yola çıkmakta ama bu bölümde Faust’un Mefistofeles ile macerası kadar, “ayarttığı” Gretchen’in trajedisi de göze çarpmaktadır. Goethe dahi sanatçı duyarlılığıyla içinde yaşadığı toplumun “mahalle baskısı”nı, ikiyüzlü ahlak kurallarını kendi siyasi ve toplumsal kimliğinin çok ilerisinde bir noktadan eleştirir. Viktor Glass’ın “Goethe’nin İnfazı” romanında (çev. Regaip Minareci, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) anlattığı olayda, evlilik dışı hamile kaldığı çocuğu öldürmekle suçlanan genç kadın hakkındaki idam cezasını siyasi kimliğiyle onaylayan Goethe, “Faust”ta konuya bambaşka bir duyarlılıkla yaklaşır. Büyük sanatçı ve düşünürün, “Almanların en büyüğü”nün tüm hayatına yayılan ve “Faust”a da yansıyan bu ikilemi aslında çağının, yükselen modernitenin etkisi günümüz

Devamını Oku
10.11.2025
Mucize 102 yaşında

Böyle zamanlarda geçmişe dönüp bugünkünden çok daha ağır koşullar içinden düze çıkmayı bilmiş, hem memleketin ufkunu kaplayan sisi hem ileriye doğru koşmak isteyenleri engelleyen karanlığı yarıp geçmiş kurucu kuşağın mücadelesini, Kocatepe’den Afyon Ovası’na doğru bakarken sadece biraz sonra cereyan edecek o büyük muharebeyi değil, oradan geleceğe açılan yolu da gören çelik iradeli bir çift mavi gözü, o mucizeyi hatırlamak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
27.10.2025
Bir ödül töreninin ardından

Cumhuriyetin kurucu felsefesinin kültür alanındaki en önemli adımlarından biri tiyatro, opera, bale ve müzik alanlarında modern, kalıcı sanat kurumları yaratarak sanat sevgisini tüm yurt sathına yaymaktı.

Devamını Oku
13.10.2025
Işık, biraz daha ışık

O yıl Doğan Hoca’dan bir gün önce, 21 Eylül 2021’de tiyatro alanından çok değerli bir hocamızı, sevgili Prof. Dr. Hülya Nutku’yu hem de çok vakitsiz yitirmiştik.

Devamını Oku
22.09.2025
Hayatımdaki iki Güney

Gerçekçilik, içtenlik, hayatın sihrini, gizini yakalayıp onu kendi kişisel büyüsünü katarak yeniden yaratmak... Yılmaz Güney’in sinemasının da edebiyatının da en önemli özellikleridir bunlar.

Devamını Oku
08.09.2025
Eğitim ve sanat

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin üzerinde yükselmesi gereken dört sütunu, “mektep, iktisat, sanat, imar” diye sıralamıştı. Bu dört sütundan ikisini oluşturan “mektep” ve “sanat” maddelerine yakın tarih içinde bir arada bakıldığında, yani sanatta eğitim ve eğitimde sanat alanlarında nereden nereye geldiğimize bakıldığında umut verici bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz söylenemez.

Devamını Oku
18.08.2025
Altmış yıl önce altmış yıl sonra

İzmir’de tam anlamıyla “ağır, koyu bir sıcak” vardı. “Kerbela” oyunu 2 Ağustos tarihinde bir zamanların fuar alanı, günümüzün Kültürpark’ı içindeki açık hava tiyatrosunda oynanacağı için İzmir’deydim.

Devamını Oku
04.08.2025
Hatırlamak bir eylemdir

Ergin Yıldızoğlu, 7 Temmuz tarihli Cumhuriyet gazetesinde “Faşizm ve kültür” başlıklı önemli bir yazı kaleme aldı.

Devamını Oku
21.07.2025
‘Umutsuz çağın sesi’

'Medea-Material' Romanya'da köklü Sibiu Tiyatro festivalindeydi...

Devamını Oku
30.06.2025
Vahşi bir dünya

Vazgeçilmez dört elementten biri olan havayı yine paramparça ediyor bombalar, füzeler... Doğal yerinden koparılıp insanın elinde oyuncak olmuş ateş, gecenin karanlığını kızıla boyuyor.

Devamını Oku
16.06.2025
Beyaz gecelerde Medea-Material

23-27 Mayıs tarihleri arasında, Dostoyevski’nin unutulmaz novellasının fonunu oluşturan St. Petersburg “beyaz geceler”indeydik.

Devamını Oku
02.06.2025
İyimserlik önyargısı

İyimserlik önyargısı

Devamını Oku
12.05.2025
Bir kez daha Kerbela

Bir kez daha Kerbela

Devamını Oku
28.04.2025
Bursa ve tiyatro Bursa...

Bursa ve tiyatro Bursa...

Devamını Oku
14.04.2025
Dünyayı sevgi kurtaracak

Dünyayı sevgi kurtaracak

Devamını Oku
31.03.2025
Sonrası gündüz

Sonrası gündüz

Devamını Oku
17.03.2025
Tiyatroantropolojisi ve Metin And

Tiyatroantropolojisi ve Metin And

Devamını Oku
03.03.2025
Tiyatroda eğitimin önemi

Tiyatroda eğitimin önemi

Devamını Oku
10.02.2025
Toplumsal çürüme ve sanat

Toplumsal çürüme ve sanat

Devamını Oku
27.01.2025
Ben bir veri bankasıyım!

Ben bir veri bankasıyım!

Devamını Oku
13.01.2025
Umarım gelen gideni aratmaz

Umarım gelen gideni aratmaz

Devamını Oku
23.12.2024
Bir ödülün düşündürdükleri

Bir ödülün düşündürdükleri

Devamını Oku
09.12.2024
Heiner Müller ile bir kez daha

Heiner Müller ile bir kez daha

Devamını Oku
25.11.2024
Buzdağının altı

Buzdağının altı

Devamını Oku
04.11.2024
Toplumsal çürüme

Toplumsal çürüme

Devamını Oku
21.10.2024
Ali Cem Köroğlu’nu yaşatmak

Ali Cem Köroğlu’nu yaşatmak

Devamını Oku
30.09.2024
'Keşke bir parti olsaydı...'

Yılmaz Güney’in bakışı

Devamını Oku
16.09.2024
Franz Kafka: Yüzyılın kâhini

Franz Kafka: Yüzyılın kâhini

Devamını Oku
02.09.2024
Issızlaşıyoruz

Issızlaşıyoruz

Devamını Oku
12.08.2024
Ahmet Cemal’i hatırlamak...

Ahmet Cemal’i hatırlamak...

Devamını Oku
29.07.2024
Belediyeler ve kültür-sanat politikası

Belediyeler ve kültür-sanat politikası

Devamını Oku
15.07.2024
Güvenilir olmanın sırrı

Güvenilir olmanın sırrı

Devamını Oku
24.06.2024
Bir döngü daha tamamlandı

Bir döngü daha tamamlandı

Devamını Oku
10.06.2024
Taşın ve tarihin büyüsü

Taşın ve tarihin büyüsü

Devamını Oku
27.05.2024
Cumhuriyet 100 yaşında

Cumhuriyet 100 yaşında

Devamını Oku
13.05.2024
‘Devlet Ana’ Macaristan’daydı

‘Devlet Ana’ Macaristan’daydı

Devamını Oku
29.04.2024
Tahsin İncirci: Bu toprağın kokusu

Tahsin İncirci: Bu toprağın kokusu

Devamını Oku
15.04.2024
Dünya bir sahnedir

Dünya bir sahnedir

Devamını Oku
01.04.2024
On yıl sonra...

On yıl sonra...

Devamını Oku
18.03.2024