Gizli ziyarette alınan karar
Barış Pehlivan
Son Köşe Yazıları

Gizli ziyarette alınan karar

15.07.2021 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Meclis tarihinde bir ilk oldu. 

Aradan yıllar geçmesine rağmen; büyük umutlarla başlayan, 15 Temmuz’u ve FETÖ’yü araştıran komisyonun nihai raporu basılmadı.  

Neden korkuldu? Neyin bağlayıcılığı olacaktı o rapor? Ve kapalı kapılar ardında neydi matbaanın kapısına kilit koyduran?  

İşte bu sorulara dair birçok tez ortaya atıldı. 

AKP kulislerinde ise çarpıcı bir iddia vardı. 

Buna göre... 

Cumhurbaşkanı Erdoğan önce komisyon başkanı Reşat Petek’e “raporu basın” onayı verdi. Ancak tam da bu onay sonrasında, hem hukuk profesörleri hem de Meclis’in ilgili uzmanları bazı komisyon üyelerini ziyaret etti. İşte o gizli ziyaretlerde şu uyarılar yapıldı: 

Eğer TBMM, bu 15 Temmuz raporunu resmi olarak basarsa... 

1- AİHM bu raporu delil kabul eder ve darbeye bire bir karışanlar dışındaki FETÖ’cüleri aklar. 

2- FETÖ yargılamaları siyasi ayağa da sıçrar. 

İşte bu uyarılar dikkate alındı ve Erdoğan geri adım attı; nihayetinde TBMM kendisini bombalayan örgütü raporlaştırmadı. 

Halk TV’deki “Açıkça” programında özetlediğim bu kulis bilgisini, Darbe Komisyonu’nun başkanvekili Selçuk Özdağ da canlı yayında doğruladı. 

15 Temmuz’a dair suskun kalan isim

15 Temmuz’un perde arkasına dair çok şey bilenlerden biri kuşkusuz Necip Cem İşçimen. 69 ayrı FETÖ davası açan, Yurtta Sulh Konseyi’ni isim isim deşifre eden, dönemin Ankara Anayasal Düzene Karşı Suçlar Bürosu Başsavcıvekili’ydi. 

2017’de kızağa çekildi. Şimdi suskun. 

Ama Savcı İşçimen, keşke bir gün şu konulara açıklık getirse: 

1- Hulusi Akar ve Hakan Fidan’ın 15 Temmuz’a dair ifadelerini almak istediği için mi görevden alındı? 

2- Ankara’daki hangi çok kritik bürokrata gözaltı yapacakken engellendi? FETÖ kumpasları döneminde Emniyet Genel Müdürü olan o bürokrata operasyon yapmaması için kimler tarafından arandı? 

3- Önemli isimlerle yaptığı güvenlik toplantısında, kimin 15 Temmuz’daki hangi kamera kayıtlarını gördüğünü söyledi? Rehin sanılan o isim o görüntülerde neler yapıyordu? 

4- “Akıncı Üssü’nde kimi bulursak alalım” talimatını o vermesine rağmen, Adil Öksüz neden kendisine değil de başka adliyeye teslim edildi? 

5-Darbe girişiminin ertesi günü, Hulusi Akar’la birlikte Çankaya Köşkü’ne gelen Mehmet Dişli aslında nasıl gözaltına alındı? Dişli’nin Çankaya Köşkü’nde olduğunu dönemin Ankara Başsavcısı Harun Kodalak’a kim ihbar etti? 

6- Teknokent soruşturması kapsamında Hacettepe Üniversitesi’ne ait bazı yerler TÜRGEV’e mi verilmek istendi? Buna direnince başına neler geldi? 

7- İstanbul yargısı PDY (Paralel Devlet Yapılanması) ismini kullanırken, onlar neden FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) demeyi tercih etti? FETÖ teriminin ilk kullanıldığı resmi belge olan 2015’teki TÜBİTAK iddianamesinin yazım sürecinde neler yaşadı? 

 Bu arşiv, Bahçeli’nin hoşuna gitmeyecek

Hani ne demişti filozof: Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz. Haklı değil mi, hem nehir hem sen değişirsin. Belki Erdoğan’ın konuşmalarını görse filozof karar değiştirirdi. 

Neden mi? Cumhurbaşkanı, geçen cuma günü Diyarbakır’a gitti. Bölge halkına el uzattı. En çok da AKP’lilerin “Biji Serok Erdoğan” sloganı tartışıldı. MHP’nin Davutoğlu’na karşı yıllardır dilinden düşürmediği “Serok Ahmet” sloganına gönderme yapılıp “buna ne diyeceksiniz” denildi. 

Ama asıl mesele Erdoğan’ın, “Biz Diyarbakır’da 2005 yılında size ne demişsek dün de oradaydık, bugün de aynı yerdeyiz, yarın da aynı yerde olacağız” ifadelerindeydi. 

Peki, Erdoğan 2005’teki o ziyaretinde ne demişti? Şunu: 

Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur.” 

Lakin, açıp bakıyorum... 

Erdoğan aslında hep bunu söylemiş. 2009’da da 2012’de de 2013’te de... 

Şimdi... 

Buraya kadar her şey konuşuldu. Asıl gizlenmek istenen ise MHP lideri Bahçeli’nin ne dediğiydi. Zira, muhalefetteyken defalarca Erdoğan’ın 2005 Diyarbakır konuşmasını yerden yere vurmuştu. 

MHP’nin sitesini açıyorum. Erdoğan’ın 2005 Diyarbakır çıkışına Bahçeli’nin aynı tarihlerde verdiği tepki halen orada duruyor: 

Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin karşısındaki silahlı bölücü terör sorununu etnik bir kimlik talebi olarak görmüş ve buna siyasi ve hukuki statü kazandırılması anlamına gelecek sorumsuz beyanlarıyla bölücü heveslerin iştahını kabartmıştır. Sorunun teşhisinde ve tedavisinde tam bir gaflet içinde olan Başbakan Erdoğan, siyasi çözüm talepleri için zemin hazırlamış, bölücü terörün siyasi kimlik ve meşruiyet kazanma çabalarının önünü açmıştır.” 

Bahçeli yıllar boyu aynı üslubu isim ve yer vererek sürdürdü. Örnek olsun, 2009 yılında şunu söyledi: 

“Başbakan 2005 yılında Diyarbakır ziyaretinde yıllarca var olan bölücü terör olayını Kürt sorununa dönüştürerek, bölücü terörü bu ülkede yaşayan toplumun insanları arasında bir etnik çatışmaya temel olabilecek tarihi bir hatayı işliyor.” 

Örnekler çoğaltılabilir ama sanırım anlaşıldı. 

Kısacası “başkan” kelimesinin Kürtçesi olan “serok” lafı büyük kriz değil. Kriz, Erdoğan’ın geri dönüp 16 yıl önceki konuşmasına yeniden atıf yapmasında. Aynı yerde durduğunu söylemesinde. O günkü pozisyonunu korumasında. 

Zira “Kürt açılımı”nın başlangıç tarihi olarak görülen 2005’teki o konuşma, MHP tarafından da “ihanet” olarak okunuyor. Haliyle Bahçeli’ye asıl sorulması gereken soru şu: 2005 Diyarbakır konuşması hakkında fikriniz değişti mi?

Yazarın Son Yazıları

Sen misin halıya boya bulaştıran!

“Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet...

Devamını Oku
05.12.2025
Furkan ne yapacak?

Bu satırları İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki bankta oturarak yazıyorum.

Devamını Oku
03.12.2025
Bakın, kimler tahliye edildi

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Devamını Oku
28.11.2025
Bursa Nutku için karar anı

24 Kasım gecesi “Onlar” yayınından çıktıktan sonra bir mesaj aldım.

Devamını Oku
26.11.2025
Telefondaki notlar gerçek mi, ekleme mi yapıldı?

Kimliği belirsiz kişilerin, kimin kullandığı bilinmeyen hesabın bulunan sahibinin “itirafçı olduğuna” dair iddiaları yalanlanırken o hesabı kullanan kişi telefonundan çıkan “İtirafçı olmak istiyorum” sözünü de hatırlamadığını ileri sürdü.

Devamını Oku
21.11.2025
Sizin hiç kızınız öldü mü?

Diyelim ki beş gün boyunca uyuyorsunuz.

Devamını Oku
19.11.2025
Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?

Kökü “örmek” filine dayanıyor.

Devamını Oku
14.11.2025
İddianamenin rakamları

Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis.

Devamını Oku
12.11.2025
Müjde kuşu

“Maya’nın annesi ve babası...

Devamını Oku
07.11.2025
Yeni Şafak’ın dokunulmazlığı

Furkan Karabay...

Devamını Oku
05.11.2025
Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor.

Devamını Oku
29.10.2025
O avukatın ölmesi mi gerekiyordu?

Görkemli cenaze törenleri düzenlemekte, hüzünlü ağıtlar yakmakta ve “Unutmayacağız” sözleri vermekte üstümüze yok.

Devamını Oku
24.10.2025
Kimler tutuklanacak?

Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir.

Devamını Oku
17.10.2025
ABD’nin Türkiye senaryoları

Gazetelere bakıyorum...

Devamını Oku
15.10.2025
10 yılın özeti

10 Ekim 2015 sabahı, ülkenin dört bir yanından barış mitingi için gelen binlerce insan, Ankara Garı önünde toplanmış ve kortejlerini oluşturmaya başlamışlardı.

Devamını Oku
10.10.2025
Adım adım cinayet nasıl geldi?

Tarih: 17 Mayıs. Yani bundan yaklaşık 5 ay önce...

Devamını Oku
08.10.2025
'Tarihe düşülen notlar da unutuldu...'

Herkes gibi ben de o fotoğrafa uzun uzun baktım. Churchill’in şu sözü aklıma düştü.

Devamını Oku
03.10.2025
Ankara bu dosya için neyi bekliyor?

Anadolu Ajansı’nın haberini okuyorum:

Devamını Oku
01.10.2025
Emniyet’in tepesinden kritik tespitler

“Kimsenin olmadığı bir yere geçerek telefonu açık tutmanız gerekiyor.”

Devamını Oku
26.09.2025
Furkan’ın öyküsü

Griyi kendinden utandırıp öfkelendirecek kadar gri Silivri’nin kasveti, eylül ayında kendini mıh gibi hatırlatıyordu.

Devamını Oku
24.09.2025
Devletin verileri nasıl ele geçirildi?

Önce 79 kelimeden oluşan şu cümleyi okuyalım...

Devamını Oku
19.09.2025
Bu yazı da yasaklanır mı?

Sadece siyaset konuşmaktan büyük emek verilen bir raporu köşeye taşıma fırsatım olmadı.

Devamını Oku
17.09.2025
Konuşmadığımız 9 konu

Haklı olarak CHP’yi tartışıyoruz.

Devamını Oku
10.09.2025
Yok mu başka Kuzu’lar?

Gururla hep aynı hatırlatmayı yaptılar: “Türkiye, kozmik marangozu Sabah gazetesinden öğrendi.”

Devamını Oku
05.09.2025
MHP’li başkanın oğlu kaza yapınca...

“Bize çarpan araca baktım. Ancak içinde kimse yoktu. Çevrede toplananlara sorduğumda, araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını söylediler.”

Devamını Oku
03.09.2025
3 soruda Kapki-Birinci olayı

Özgür Özel’in dünkü açıklamalarının özeti ne?

Devamını Oku
15.08.2025
Kim bu President?

“Devletin önemli bir kademesinde iş alımlarına etki edebilecek bir pozisyonda çalışıyorum. Pek çok üst düzey bürokratlarla ilişkilerim bulunuyor.”...

Devamını Oku
13.08.2025
Tartışılan şirketin sicilindeki leke

Açıkçası unutmuştum. Bir bilişimci dostum anımsattı:

Devamını Oku
08.08.2025
E-imza skandalının perde arkası

Önce iddianamedeki şu uzun cümleyi dikkatlice okuyalım...

Devamını Oku
06.08.2025
Türkiye’den siyasetçi kaçırma planının arkasında kim var?

Sabahın erken saatleri... Otel odasındayken telefonu çaldı. Numara tanıdıktı, bir polisti, uyarısı vardı...

Devamını Oku
01.08.2025
Allah’tan değil, kameradan korkanlar

Videoyu izledik: Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek elindeki paraları sayıyordu.

Devamını Oku
30.07.2025
Ört ki ölem!

Gazetelere bakıyorum; “Yeşil vatan uğruna şehit oldular” yazıyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Sahi, kimler imam hatipli?

Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakıyorum. Haber şöyle...

Devamını Oku
23.07.2025
PKK’nin şikâyet ettiği komutan

PKK’nin yayın organındaki bir haberi okurken Aldous Huxley’nin o bilinen sözü düştü aklıma...

Devamını Oku
18.07.2025
6 soruda af meselesi

Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?

Devamını Oku
16.07.2025
Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.

Devamını Oku
11.07.2025
CHP’nin ‘çözüm’ süreci

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın duyurdu...

Devamını Oku
09.07.2025
Erdoğan’ı savunan hocanın ‘İmamoğlu’ arzusu

“İmamoğlu’na hukuki mütalaa için tabii ki varım. Türk demokrasisini kurtarmak için varım.” Bu sözler Prof. Dr. Doğan Soyaslan’a ait.

Devamını Oku
04.07.2025
Masadaki 17 sayfa

Günlerdir düşünüyorum: Fatih Altaylı o gün yayın yapmasaydı, yapsaydı da Emre o soruyu sormasaydı yahut sorsaydı da tarihsel gerçekleri hatırlatan yanıtlar verilmeseydi ne olurdu?

Devamını Oku
02.07.2025
Fatih Altaylı neden tutuklandı?

Lynn Hasher, David Goldstein ve Thomas Toppino...

Devamını Oku
25.06.2025