Gizlice yazılan mektuplar
Barış Pehlivan
Son Köşe Yazıları

Gizlice yazılan mektuplar

22.03.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir cam düşünün… İki insanın arasına girmiş. Biri çığlık atsa diğeri duymaz. Önce bir el sanki dokunacakmış gibi o cama yapışır, sonra diğer el öndeki telefonu açar. Kayıt başlar, ilk söz “Nasılsın?” olur. 

Kapalı görüşe hoş geldiniz. Buyurun, hasret giderin. 

Beş gün önceydi… Hakkı Kılınç, Sincan Cezaevi’nin maltasından yürüyerek bir odaya alındı. Saat 13.15 görüşü için ailesi camın öte yakasındaydı. İki taraf da ses duymak için telefona sarıldı. Birden, 82 yaşındaki tutuklu Kılınç fenalaşmaya başladı. Sandalyesinden düşmek üzereydi. Eşi karşısında çaresiz, sadece gardiyanlara haber verebildi. Aldılar götürdüler, diğer yaşlı gözler sadece izledi. 

Arada cam var. Kapalı görüşe veda vakti. Hasretinizi alıp gidin. 

Hakkı Kılınç, 28 Şubat davasının tutuklu askerlerinden biriydi. Oğlu Mehmet Koray o gün bilgisayarını açtı, CİMER’e girdi, mektubunu yazdı. 

“Sayın Cumhurbaşkanım, sayın devlet büyüklerim…” diye başladı. 

“Lütfen ömrünü vatan için adamış bu komutanların zindanlarda ölmesine müsaade etmeyiniz ve gerçek adaletin ivedi olarak tecelli etmesini sağlayınız Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Adalet Bakanım…” diye bitirdi. 

Kaçıncı mektuptu bu? 

İlkini 30 Ağustos 2021’de posta yoluyla gönderdi. Ne tutuklu komutanların ne de ailelerin haberi vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben gizlice yazıyordu. “Geçmişte size ait olan ‘Siyasi görüşü ne olursa olsun, bize oy versin vermesin, bu ülkenin tüm vatandaşlarını eşit mesafede kucaklayacağım’ sözünüzden aldığım güvenle -affınıza da sığınarak- bu adımı atıyorum” diyordu. 

Amacı neydi? Şöyle anlatıyordu satırlarında: 

“Tekrar tekrar ifade etmek istiyorum: Babam ve bu davada hüküm giymiş silah arkadaşları darbeci değildir ve bu vatana ihanet etmemişlerdir. Size bu mektubu gönderme amacım; bu davayla ilgili olarak yargıda bulamadığımız hak ve adaleti, yüce makamınızın yasal af gücünü kullanarak ve/veya yine güçlü bir hukuk aracı olan Anayasa Mahkemesi karar sürecini hızlandırarak sağlamanız ve mağdur olmuş bu askerlere el uzatmanızdır.”

Bir büyük yalana karşı bu mektupları yazmakla sorumlu hissediyordu tutuklu askerin oğlu. 27 Aralık’taki mektubunda şöyle diyordu: “Gerçekçi ve vicdan sahibi bir kişi olarak net söylüyorum; her kim ki bir suç işlemiş ise kesinlikle cezalandırılsın, ancak kimin hakkı yeniyor, haksız yere cezalandırılıyor ise sesine lütfen kulak verilsin ve adalet tecelli etsin!”

AKAR’DAN VEFA TALEBI  

Mehmet Koray Kılınç, babası gibi eski bir asker olan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a da mektup yazdı. 21 Şubat’ta kapanan o zarfın içinde bakın ne diyecekti Akar’a: 

“Bu mektubu size gönderme amacımı şöyle açıklamak isterim… 

- Eski bir TSK mensubusunuz. Dolayısıyla biz asker ailelerinin hassasiyetlerini iyi biliyorsunuz. 

- O dönem için (1994 - 1997 yılları arası) Genelkurmay Karargâhı’nda görevli ve komuta kademesine çok yakın pozisyonda kurmay bir subaydınız, dolayısıyla ilgili sürecin yakın tanığısınız. 

- Genelkurmay Başkanlığı yapmış ve şu anda da T.C. Milli Savunma Bakanı olarak, bu davada hüküm giymiş askerlerin tamamını tanıyorsunuz. 

Bu faktörleri dikkate alarak, sizin o askerler ve biz aileleri için bir ses olabileceğinizi düşündüm.” 

28 Şubat davasından hüküm giymiş askerlerin gözü kulağı Anayasa Mahkemesi’nden gelecek haberde. Zira, bekledikleri ihlal kararının çıkması yeniden yargılanmaları ve özgürlüklerine kavuşmaları anlamına geliyor. Peki, ne zaman? 

Oğul Kılınç, Hulusi Akar’dan bu konuda yardım istiyordu: 

“Anayasa Mahkemesi elindeki iş yoğunluğunu gerekçe göstererek bu dosyayı inceleme işini aylar/yıllar sonrasına bırakabilir. Ancak bu insanların öyle bir zamanları yok! Hepsi sağlık sorunları yaşamaktadır ve onlar için değil aylar, bir saat bile önemlidir.” 

Bakan Akar’a mektup “Destek talebi bir vefa beklentisidir” diye bitiyordu. 

Cezaevi görüşlerinde iki taraf da iyi olduğunu göstermek, karşısındakini üzmemek için rol yapar. O da bitti. İçeriden kötü haberler gelmesi an meselesi.

Yazarın Son Yazıları

Ya o başkan CHP’li olsaydı…

Masada yine onlarca sayfalık dosya...

Devamını Oku
19.12.2025
166 günlük eziyet

Adı: Aslı Aydemir.

Devamını Oku
17.12.2025
TRT de mahkemeyi tanımadı

“Öncelikle belirtmek isterim ki görevimi layığı ile yerine getirerek savaş bölgelerinde, olağanüstü şartlarda TRT adına elde ettiğim başarılar sebebiyle Eğitim ve Araştırma Dairesi’nde görevlendirildim.

Devamını Oku
12.12.2025
CIA’nın şüpheci tavrı

The World Factbook’u bilenler bilir. CIA’nın resmi web sitesinde yer alan ve dünyadaki tüm ülkelere dair güncel verilerin yayımlandığı, kamuya açık bir veri havuzu.

Devamını Oku
10.12.2025
Sen misin halıya boya bulaştıran!

“Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet...

Devamını Oku
05.12.2025
Furkan ne yapacak?

Bu satırları İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki bankta oturarak yazıyorum.

Devamını Oku
03.12.2025
Bakın, kimler tahliye edildi

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Devamını Oku
28.11.2025
Bursa Nutku için karar anı

24 Kasım gecesi “Onlar” yayınından çıktıktan sonra bir mesaj aldım.

Devamını Oku
26.11.2025
Telefondaki notlar gerçek mi, ekleme mi yapıldı?

Kimliği belirsiz kişilerin, kimin kullandığı bilinmeyen hesabın bulunan sahibinin “itirafçı olduğuna” dair iddiaları yalanlanırken o hesabı kullanan kişi telefonundan çıkan “İtirafçı olmak istiyorum” sözünü de hatırlamadığını ileri sürdü.

Devamını Oku
21.11.2025
Sizin hiç kızınız öldü mü?

Diyelim ki beş gün boyunca uyuyorsunuz.

Devamını Oku
19.11.2025
Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?

Kökü “örmek” filine dayanıyor.

Devamını Oku
14.11.2025
İddianamenin rakamları

Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis.

Devamını Oku
12.11.2025
Müjde kuşu

“Maya’nın annesi ve babası...

Devamını Oku
07.11.2025
Yeni Şafak’ın dokunulmazlığı

Furkan Karabay...

Devamını Oku
05.11.2025
Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor.

Devamını Oku
29.10.2025
O avukatın ölmesi mi gerekiyordu?

Görkemli cenaze törenleri düzenlemekte, hüzünlü ağıtlar yakmakta ve “Unutmayacağız” sözleri vermekte üstümüze yok.

Devamını Oku
24.10.2025
Kimler tutuklanacak?

Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir.

Devamını Oku
17.10.2025
ABD’nin Türkiye senaryoları

Gazetelere bakıyorum...

Devamını Oku
15.10.2025
10 yılın özeti

10 Ekim 2015 sabahı, ülkenin dört bir yanından barış mitingi için gelen binlerce insan, Ankara Garı önünde toplanmış ve kortejlerini oluşturmaya başlamışlardı.

Devamını Oku
10.10.2025
Adım adım cinayet nasıl geldi?

Tarih: 17 Mayıs. Yani bundan yaklaşık 5 ay önce...

Devamını Oku
08.10.2025
'Tarihe düşülen notlar da unutuldu...'

Herkes gibi ben de o fotoğrafa uzun uzun baktım. Churchill’in şu sözü aklıma düştü.

Devamını Oku
03.10.2025
Ankara bu dosya için neyi bekliyor?

Anadolu Ajansı’nın haberini okuyorum:

Devamını Oku
01.10.2025
Emniyet’in tepesinden kritik tespitler

“Kimsenin olmadığı bir yere geçerek telefonu açık tutmanız gerekiyor.”

Devamını Oku
26.09.2025
Furkan’ın öyküsü

Griyi kendinden utandırıp öfkelendirecek kadar gri Silivri’nin kasveti, eylül ayında kendini mıh gibi hatırlatıyordu.

Devamını Oku
24.09.2025
Devletin verileri nasıl ele geçirildi?

Önce 79 kelimeden oluşan şu cümleyi okuyalım...

Devamını Oku
19.09.2025
Bu yazı da yasaklanır mı?

Sadece siyaset konuşmaktan büyük emek verilen bir raporu köşeye taşıma fırsatım olmadı.

Devamını Oku
17.09.2025
Konuşmadığımız 9 konu

Haklı olarak CHP’yi tartışıyoruz.

Devamını Oku
10.09.2025
Yok mu başka Kuzu’lar?

Gururla hep aynı hatırlatmayı yaptılar: “Türkiye, kozmik marangozu Sabah gazetesinden öğrendi.”

Devamını Oku
05.09.2025
MHP’li başkanın oğlu kaza yapınca...

“Bize çarpan araca baktım. Ancak içinde kimse yoktu. Çevrede toplananlara sorduğumda, araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını söylediler.”

Devamını Oku
03.09.2025
3 soruda Kapki-Birinci olayı

Özgür Özel’in dünkü açıklamalarının özeti ne?

Devamını Oku
15.08.2025
Kim bu President?

“Devletin önemli bir kademesinde iş alımlarına etki edebilecek bir pozisyonda çalışıyorum. Pek çok üst düzey bürokratlarla ilişkilerim bulunuyor.”...

Devamını Oku
13.08.2025
Tartışılan şirketin sicilindeki leke

Açıkçası unutmuştum. Bir bilişimci dostum anımsattı:

Devamını Oku
08.08.2025
E-imza skandalının perde arkası

Önce iddianamedeki şu uzun cümleyi dikkatlice okuyalım...

Devamını Oku
06.08.2025
Türkiye’den siyasetçi kaçırma planının arkasında kim var?

Sabahın erken saatleri... Otel odasındayken telefonu çaldı. Numara tanıdıktı, bir polisti, uyarısı vardı...

Devamını Oku
01.08.2025
Allah’tan değil, kameradan korkanlar

Videoyu izledik: Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek elindeki paraları sayıyordu.

Devamını Oku
30.07.2025
Ört ki ölem!

Gazetelere bakıyorum; “Yeşil vatan uğruna şehit oldular” yazıyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Sahi, kimler imam hatipli?

Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakıyorum. Haber şöyle...

Devamını Oku
23.07.2025
PKK’nin şikâyet ettiği komutan

PKK’nin yayın organındaki bir haberi okurken Aldous Huxley’nin o bilinen sözü düştü aklıma...

Devamını Oku
18.07.2025
6 soruda af meselesi

Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?

Devamını Oku
16.07.2025
Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.

Devamını Oku
11.07.2025