CHP’den bakana ‘normalleşme’ telefonu
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

CHP’den bakana ‘normalleşme’ telefonu

06.06.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Görüyoruz, kafası çok çalışıyor. Ama maymunu da avlıyorlar. Avcının yarığa sakladığı şekeri almak için elini uzatıyor. Avuç içindekiyle büyüyen yumruğunu dışarı çıkaramıyor. Vazgeçmeye izin vermeyen iradesi nedeniyle, kendi eliyle avcıya av oluyor.

Önce 28 Şubat davası generalleri bırakıldı. Sonra Cumartesi Annelerine izin verildi. Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, sonraki adımın Gezi tahliyeleri olacağını söyledi. Herkes merakla beklerken bir başka gelişmeyi kulislerden öğrendim. Muhataplarına da sorarak teyit ettim.

Biliyorsunuz, 2010 yılında “demokratikleşiyoruz” vitriniyle Taksim Meydanı 1 Mayıs’lara açıldı. Referandumdan evet çıktı, kumpas davalarıyla muhalefet dağıtıldı, iktidar partisi tasfiyelerle devleti adeta fethetti. “Demokratikleşiyoruz”un demir yumruğun üstünde kadife eldiven olduğu anlaşıldı. Değdiği yeri acıtıyor, şişiriyor ama kanatmıyordu. Taksim, birkaç yıl sonra “Bu kadar demokrasi size yeter” denerek kapatıldı. Eldiven elden çıkmıştı.

Son 1 Mayıs’ta geçen 14 yıl çok konuşuldu. Zira 31 Mart’ta muhalefetin seçimi kazanmasının heyecanıyla muhalifler Taksim’e yürüyüşe geçmiş, Saraçhane’de önleri kesilenler gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Tutuklananların önemli bir kısmı öğrenciydi.

ÖZEL-BAKAN GÖRÜŞMESİ

Tutuklu öğrencilerin aileleri, CHP’li vekillere dert yandı. “Üniversite öğrencisi çocuğum 1 Mayıs’a katıldığı için hapiste, sınavları var, giremiyor” diye feryat ediyorlardı. Sonra Özgür Özel’den randevu aldı. 28 Mayıs’ta çocuklarının eğitim hayatına verilen zararı anlattılar.

Peşinden kritik adımlar geldi. Aileleri dinleyen Özel, “Askerlik arkadaşımı arayayım” diyerek telefona uzandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u aradı. Bakan telefonu hemen açtı. 1 Mayıs eylemine katıldı diye tutuklanan öğrencilerin durumunu, çocukların sınavlarına giremediğini, ceza alsalar dahi yatarı olmayan bir suçlama nedeniyle eğitim hayatlarının zarar gördüğünü ve serbest bırakılmaları gerektiğini söyledi. Adalet bakanı, sorunun çözümü için elinden geleni yapacağını söyleyerek kapattı.

Bakan “yukarı” ile görüştü mü bilinmez... Ama bundan sonra hızlı bir süreç yaşandı. Özel’in telefonundan bir gün sonra 29 Mayıs’ta savcı M.Ü., kendi talebiyle tutuklanan üç öğrenci için bir anda görüş değiştirdi. Dört gündür tutuklu olan A.K.G., B.Y., Ö.B. adlı öğrenciler için “tutuklulukta geçen sürenin yeterli” olması gerekçesiyle tahliye talebinde bulundu. Öğrenciler sürpriz şekilde serbest kaldı. Savcı, tahliye talebinde öğrenciliğin özellikle altını çizdi: “Şüphelilerin öğrenci olduğu, öğrenci belgelerini ibraz ettikleri...”

GELGİT KARARLARI

Herkes diğer öğrencilerin de serbest bırakılmasını bekliyordu ki... Sanki bir el garip şekilde müdahale etti. Öğrencilerin serbest bırakılması için başvuran savcı, aynı anda iddianameleri yazıp mahkemelere göndermişti. İddianamelerin tarihi Özel-Tunç görüşme günüyle aynıydı. Mahkemelere yolladığı iki ayrı iddianameyi işaret ederek “Buradan sonrası mahkemenin kararı” diyordu. İddianameyi kabul eden 44. Asliye Ceza Mahkemesi, tensip zaptında tutukluluğa devam dedi.

“Buraya kadarmış” umutsuzluğu yayılıyordu ki yeni bir gelişme daha yaşandı. Sanki bir el yine “Devam” demişti. 25. Asliye Ceza Mahkemesi iddianameyi reddederek geri gönderdi. Böylece henüz iddianamesi yazılmayanlar ve geri dönen dosyadakilerin bir kısmıyla birlikte toplam 13 öğrenci tahliye edildi.

Son rakamı vereyim: 1 Mayıs eylemleri nedeniyle 40’ı öğrenci 82 kişi tutuklanmıştı. Dördü ilk itirazlarla çıkınca 36 öğrenci kalmıştı. Özel-Tunç görüşmesinden sonra parça parça, 16 öğrenci mahkemeye çıkmadan tahliye edildi. Şu anda 20 öğrenci içeride kalmaya devam ediyor. Öğrencilerin avukatı da bu gel-git durumunu “Savcı, aksi yönde bir görüntü çizmek istese de dosya üzerindeki siyasi baskının azalmadığını göstermiş oldu” sözleriyle açıklıyor.

Özetleyelim.

Bir; belli ki iktidar ile muhalefet arasındaki “normalleşme trafiği” kamuoyunda görünenden daha fazla derinliğe sahip. Arka planda başka hikâyeler de konuşuluyor.

İki; kimine göre iktidarın bir eliyle şeker veren öbür eliyle sopa vuran kurgusu, kimine göre ise iktidar içi çatışmaların sahaya yansıması nedeniyle “normalleşme” denilen şey gelgitli.

Üç, muhalefetin “müzakereli mücadele” diye açıkladığı sürecin karşısında iktidarın “kırmızı çizgili” cephesi var. 16 öğrenci tahliye oldu ama yazı yazıldığı sırada işsiz, işçi, esnaf vb. 59 kişi sadece 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmaya çalıştığı için hapiste kalmaya devam ediyor. Siz buna kayyumu da ekleyerek devam edin. Herkesin “normalleşme”den nasibi başka...

Dört, yargının tutuklarken de bırakırken de “Tabii ki efendim”li halini artık anlatmıyorum.

Maymun avının öğrettiği gibi. 1 Mayıs’ta gir-çık yapan öğrenciler de bize bir şey anlatıyor. Avcıyla oyun oynuyorsanız hem akıllı hem iradeli olmak zorundasınız. Yoksa bir bakarsınız, elinizde yeni anayasa ile bir çuvalın içinde yokluğa doğru ilerliyorsunuz!

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025