Erdoğan’ın ‘sorumluyum’ dediği ihanet
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Erdoğan’ın ‘sorumluyum’ dediği ihanet

10.08.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir varmış bir yokmuş” diye başlıyoruz. Ardından duymak istediklerimizi ağzımızdan çıkarıyoruz. Masal, ejderhaları ya da perileri öğretmiyor. Bizim “iyi” bildiğimizin kazanacağı inancını büyütüyor. Anlatılanın gerçek olmadığı ise önemsiz bir ayrıntı oluyor.

Dolar arttı” diyoruz. Üç günde doların 6 lira 90 kuruştan 7 lira 35 kuruşa dayanmasını böyle anlatıyoruz. Oysa ABD’nin ekonomik savaş ilan ettiği Çin’in, soğuk savaşta olduğu Rusya’nın, hatta ekonomik ambargo altındaki İran’ın parası da Türk Lirası karşısında zirve yaptı. Haliyle doğru ifade “Türk Lirası değer kaybetmeye devam ediyor” olacak. Yediğimiz domatesten arabaya koyduğumuz benzine kadar her şeyin fiyatının artacağını, daha da yoksullaşacağımızı gösteriyor.

Türk ekonomisinin kötü yönetildiği, bunun bedelini de halkın ödediği gerçeğinin üstünü örtmeye çalışanlar ise masal anlatmayı sürdürüyor. Perdeyi kaldırmak için ise gerçeğin ucundan tutmak gerekiyor.

Taşı toprağı borçlu İstanbul

Gazetemizin emektar muhabiri Hazal Ocak’ın “İhanet” kitabını okuyorum. Adını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstanbul’a ihanet ettik, bundan ben de sorumluyum” sözünden almış. İstanbul’un taşıyla toprağıyla yağmalanarak nasıl tüketildiğini anlatıyor.

Yerel seçimler 2019 yılının mart ayında yapıldı. İstanbul’da “bu sayılmaz” denilince haziranda bir kez daha yapıldı. Peki, 25 yıl boyunca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni (İBB) yöneten yapı, kasayı nasıl teslim etti?

Hazal Ocak’ın kitabından okuyoruz. Belediye 2018 yılını o günün parasıyla 22 milyar lira borçla kapattı. Her yıl bütçede verilen açık, 2018 yılına gelindiğinde 3 milyar 700 milyon liraya ulaşmıştı. Zira o yıl belediyenin geliri 18 milyar 400 milyon, gideri 22 milyar 100 milyon liraydı.

22 milyar liralık borç, 25 yılda yavaş yavaş birikmiştir” demeyin…

Çünkü 2014 yılında 6 milyardı. Sadece 4 senede neredeyse 4 katına fırladı. Üstelik, Ekrem İmamoğlu belediyenin başına geçtiği güne kadar, yani 2019 yılının ilk 6 ayında 22 milyardan 27 milyar liraya çıktı. Kısacası “artık bizden kimse hesap soramaz” diyenler yemelere doyamadı.

Hani “faiz” diye nutuklar atıyorlar ya…

Elbette borcun olduğu yerde faiz de oluyor. 2019 yılında belediye, İstanbullunun parasının 1 milyar liradan fazlasını faize ödemek zorunda kaldı.

Borç kimi zengin ediyor?

Tabii mesele tahmin ettiğiniz gibi. Devletin malı deniz olunca, yiyen de tabii ki tanıdık müteahhitler ya da yandaş vakıflar oluyor.

İhanet kitabından rakam verelim...

2016’da belediyenin müteahhitlere borcu 1 milyar 892 milyon iken, 2018 yılı sonunda 4 milyar 338 milyon lira oldu. 2019 yılına gelindiğinde belediyeden alacaklı firmaların 500’den fazla olduğu görülüyordu.

Bir tüccar yapsa kara listeye girer, 2018 yılı sonunda belediyenin kasasında 102 milyon lira varken, piyasaya verdiği çeklerin ve ödeme emirlerinin toplamı 508 milyon liraydı.

Dolardan bile zarar

İstanbul, bir şehirden fazla, neredeyse bir ülke. Düşünün İstanbul’un ekonomisi 130 ülkeden büyük. Peki, onu yönetenlerin kafası bu vizyonda mıydı?

Şöyle anlatalım…

2017 yılında, yani sadece 3 yıl önce, dolar bir anda 3 lirayı aşmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yine “dolar bozdurma kampanyası” başlatmıştı. İBB de bu kampanyaya katıldı. Kasasındaki 41 milyon doları bozdurdu. Ama şöyle bir sorun vardı. İBB’nin borcunun 6 milyar 400 milyon lirası o an itibarıyla döviz üzerinden dış borçtu. Bu kez yeniden dolar almaya başlayan İBB, aradaki kur farkı nedeniyle 18 milyon lira zarar etti.

Arabalarla kurulan saltanat

Kamu kaynaklarını har vurup harman savurma o halde ki...

Hazal Ocak’ın kitabından öğreniyoruz, 2019 yılına gelindiğinde belediyede çalışan sayısı 13 bin 655 kişi. Kiralanan araba sayısı ise 1717. Yani her 8 çalışana bir araba düşüyor. Belediyede 8 genel sekreter ve yardımcısı, 28 daire başkanı, 100 müdür, 29 müdür yardımcısı ve 478 şef bulunuyor. Toplandığında 643 “yönetici” sıfatlı insan ediyor. Bütün yöneticilere birer kiralık araç dahi verilse geriye binin üzerinde araba kalıyor.

Belediye, hem bol bol araç kiralama ile yandaş sermayeyi zengin etti. Öte yandan fazla arabaları protokol imzaladığı yandaş vakıflara, projelere göndererek milletin malını onlar için kullandı. Seçim sonrasında Yenikapı’da sergilenen araçlarla başlayan tartışma, kamu kaynaklarının nasıl heba edildiğinin resmiydi.

Üstelik...

31 Mart seçimlerinden tekrarının yapıldığı 24 Haziran’a kadar el çabukluğuyla 517 araç iade edilmişti. Sergilenen 730 araç eklendiğinde fazladan yıllık kira gideri 35 milyon 750 bin lira, yakıt gideri ise 13 milyon 750 bin liraydı.

Hazal Ocak, kitabında iki seçim arası apar topar elden çıkarılan araçların peşine de düşmüş:

Tam 104 tanesi lüks kategorisindeydi. 31 tane Opel Insignia, 15 tane Skoda SüperB, 37 tane Volkswagen Passat ve 18 tane de Caravelle, listede sıralanıyordu. Arabaların modelleri 2015 ile 2018 yılı arasında değişiyordu. Listede lüks araçların dışında 175 tane Renault Clio Sport, 57 tane de Renault Megane vardı.

Üretmeden yağmalanan ekonomi

Düşünün, belediye kaldırımları parsellemiş, araçları kiralayan İSPARK diye bir şirket kurmuş. Nasıl olmuş ise bu da zarar etmiş. Yani sokaklara araçlar bedavaya park etse kamu bütçesi daha rahatlayacak. Bu kadar akıldışına çıkmış bir sistemden söz ediyoruz. Hazal Ocak’ın İhanet kitabından İSPARK’ın arpalığa dönüşmesinin hikâyelerini okuyoruz. Her gün tıklım tıkış bindiğimiz metrobüslerin alımında bile iflas etmiş bir şirkete milyonlarca Avro kazandırıldığını okuyup öfkeleniyoruz.

Söylemek istediğim açık...

Türk ekonomisi masalları bir yana, 25 yıl aynı zihniyetin yönettiği İstanbul’un ekonomisinin nasıl batırıldığını hiç anlatmıyoruz. Oysa İstanbul’un hikâyesi, Türkiye’nin hikâyesi. Dürüst olsak, devlet mallarını sattık, kamu mülkiyetini yandaşlarımıza yağmalattık, millete ait varlığı kendimiz için kullandık, üretime dayanmayan bir ekonomiyle sürekli tükettik diyeceğiz. Ama “ah şu dış güçler” ya da “bize operasyon yapıyorlar” diye anlatmak işimize geliyor.

Dikkat edin, Külkedisi’ni uçuran sihirli ayakkabıyı çalan dış güçler masalını ya da Pamuk Prenses’i zehirleyen kötü kalpli lobiler masalını dinlerken uyumayın. Çünkü uyursanız, daha da yoksullaşırsınız.




Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025