İmam hatibe gitmeyen ölsün mü!
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

İmam hatibe gitmeyen ölsün mü!

10.01.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kritik karar yine bir gece yarısı geldi. Cuma yatağa girdiğimizde Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ahmet Emre Bilgili’ydi. Sabah uyandık Nazif Yılmaz oldu. Milyonlarca yurttaşın çocuğunun hayatını ilgilendiren Milli Eğitim, yine “yaptım oldu”ya teslim edildi.

Peki bu sıradan bir atama mı?

Hayır değil…

Nazif Yılmaz, bu göreve 8 yıldır başında olduğu Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nden geldi. Tesadüf de değil. İmam hatip ve ardından ilahiyat mezunu olan Yılmaz, ömrünü dini eğitim ile geçirdi. Ensar Vakfı, İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği’nde  (ÖNDER) çalıştı. Hafızlıktan başlayan Milli Eğitim’in tepesine uzanan bir kariyeri var.

Yılmaz, eğitimden neredeyse “dini eğitimi” anlıyor. Bütün uzmanlığı bunun üzerine. Doktora tezinin başlığı “İmam Hatip Liselerinde Kur’an-ı Kerim Öğretiminde Yeni Yöntemler ve Materyal Kullanımı”.  Matematik, fizik, Türkçe onun alanına girmiyor.

Haliyle, bu atama bize gayri resmi olanın alenileştiğini söylüyor: Milli Eğitim artık dinci vakıfların, tarikat ve cemaatlerin resmen elinde. Eğitim deyince artık din esaslı eğitimi anlayacağız. Okullar imam hatip ve diğerleri diye ayrıştırılacak.

DİNCİ VAKIFLAR İSTEDİ

Milli Eğitim kulislerinde bu atamanın anlamını soruşturdum. “Bilal Erdoğan bakan olsa ancak bu kadar olurdu” dediler. Hayır kastettikleri sadece Bilal Erdoğan bağlantılı vakıfların Milli Eğitim’i yönetir hale gelmesi değil. Nazif Yılmaz, Bilal Erdoğan’ın doğrudan tanıdığı, bildiği, desteklediği bir isimmiş.

Anlatılana göre TÜGVA, TÜRGEV, ENSAR, İlim Yayma Cemiyeti ve Cihannüma dernekleri bir süredir okullarda dini eğitimde yaşananlardan şikâyet ediyor, kulis yapıyorlardı. “Bizim için okullardaki dini eğitim önemli” diyen vakıf temsilcileri Bilal Erdoğan’la bir araya geldi. Uzun yıllardır Milli Eğitim’de din öğretiminde çalışan Nazif Yılmaz’ın Bilgili’nin yerine getirilmesini istiyorlardı. Ardından Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile görüşerek onu da ikna ettiler. Son olarak vakıf temsilcileri, bizzat Cumhurbaşkanı ile görüşerek, “Dini eğitim ile ilgili problemler yaşıyoruz, Nazif Yılmaz’ı istiyoruz” dediler. Erdoğan’ın da olumlu bakması üzerine, atama gerçekleşti. Böylece her kesimin çocuğunu eğitmekle görevli Milli Eğitim, bir grubun amaçlarına teslim edildi.

İMAM HATİP VE ‘ÖTEKİLER’

Nazif Yılmaz, Milli Eğitim’de din eğitiminde radikal tutumuyla biliniyor. 2014’te Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne getirilen Yılmaz, tüm okulların imam hatibe dönüşmesi için çalıştı. Yılmaz, 13 Eylül 2017 tarihli bakanlığa hitaplı yazıda şu ifadeleri kullanmıştı: “Eğitim sistemi içerisinde faaliyetlerini sürdüren imam hatip ortaokullarına halkımızın ilgisi artmakta, mevcut okullarımızın kapasitesi vatandaşlarımızın taleplerini karşılayamamaktadır. Bu nedenle valiliklerince teklif edilerek isimleri konulan ve ilgi yönetmelikte belirlenen şartları taşıyan öğretim binalarında imam hatip ortaokulu açarak vatandaşlarımızın taleplerinin karşılanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.”

Yılmaz’a göre, halk imam hatip istiyordu, bulamıyordu. Bunun için diğer okullar imam hatibe dönüşmeliydi. Öyle de oldu. Türkiye’nin her yerinde birçok okul aşama aşama imam hatibe çevrildi. İstanbul’un bazı büyük mahallerinde bile imam hatip olmayan ortaokul bulunamaz hale geldi. Veliler sırf imam hatibe göndermemek için çocuklarını uzak yolculuklara hazırladılar.

Anadolu’da “zorla imam hatipleşme” öyle hale geldi ki… ÇYDD’nin bağışlarla kız çocuklarının okuması için inşa ettiği okullar dahi imam hatibe dönüştürüldü. Kısacası imam hatip dayatması, diğer okulların üvey evlat muamelesi gördüğü bir sisteme neden olmuştu.

Lafın gelişi değil…

Aynı binada yarı imam hatip eğitimi verilen okullardaki velilerle konuşuyorum. İmam hatip olmayan öğrencilerin ikinci sınıf sayıldığını anlatıyorlar. İmam hatibi seçen öğrencilere, Nazif Yılmaz’ın desteklediği vakıflar aracılığıyla, ayrıcalıklar yaratıldığını söylüyorlar. İmam hatip sınıfına geçene hediye tablet, yemek bursu ya da ücretsiz servis bunlardan bazıları. Nazif Yılmaz, 8 yıllık görev süresi boyunca eğitimi imam hatipleştirmek, diğerlerini “ötekileştirmek” için çalıştı. Şimdi bütün Milli Eğitim onun elinde.

TEK SORUN DİN EĞİTİMİ

Bu “ötekileşme” her şekilde ifade edilir haldeydi. Üç yıl önce, Nazif Yılmaz’ın katılımıyla düzenlenen Bursa’daki ÖNDER organizasyonunda, ilk açılan imam hatip liselerinden mezun olanlar bir araya getirilmişti. Kürsüye çıkan Hayrettin Karaman şu ifadeleri kullandı: “Kaybolmuş nesilleri, ümmetin kayıp çocuklarını tekrar dinimize ve medeniyetimize kazanacağız” diyordu. Onlara göre imam hatibe gitmeyenler dinden kopmuş kayıp nesillerdi. Kürsüye çıkan Yılmaz da “Bize örnek oldunuz” dedikten sonra kendi döneminde artan imam hatiplerin sayısını övünerek anlattı.

Nazif Yılmaz’ın desteğiyle düzenlenen çalıştaylardan çıkan sonuçlara bakıyorum. Birçoğunda dinci vakıflar var. Sanki Türkiye’de eğitimin tek sorunu din öğretiminden ibaretmiş gibi tespitlerde bulunuyorlar. Din öğretimi arttıkça eğitimin sorunlarının çözüleceğine inanıyorlar. “İmam hatip olmayan okul kalmasın” düşüncesiyle bir tür fethi savunuyorlar. Çocukların bilim, kültür, sanat, edebiyat eğitimi onlar için teferruat.

‘TÜRKÇE ÖLDÜ’

Dahası…

Nazif Yılmaz “Türkçe öldü” diyerek imam hatiplerde Türkçe konuşmayı yasaklamayı öneren isim. Yayımladığı bildiri unutulur mu:

Arapça öğretilirken ikinci bir dil kullanılmaması gerekir. Öğrenciler, öğretmenleri ile ancak Arapça diyalog kurabileceklerdir. Öğrenci teneffüslerde öğretmeni ile ancak Arapça konuşabilir. Ya konuşur ya da yanında tercüman getirir.”

Yılmaz, kendisi öğretmenken yaptığı uygulama sayesinde aldığı sonucu şöyle anlatıyor:

Türkçe konuşmanın yasak olmasıyla öğrenciler mecbur kaldıkları için ister istemez Arapça konuşmaya başladılar. Rüyalarında dahi Arapça konuşanlar oldu.

Dün Atatürk fotoğrafının parçalandığı Kabataş Lisesi’nin Müdür Yardımcısı’nın beş yıl önceki söylediği sözleri hatırladınız mı: “Bütün okullarımızın imam hatip lisesi gibi olması zamanı geldi.” Beş yıl sonra Nazif Yılmaz’lar sayesinde o noktaya ulaştık!

Hepimizin vergileriyle finanse edilen, bir yurttaşlık hakkı olan kamu eğitimi, dinci vakıfların insafına terk edilmişti. Yeni görevlendirme bunun sembolü oldu. Kendi çocuklarımızın geleceğine bile karar veremediğimiz düzene Türkçe bir kelime bulsak ne derdik? 

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025