Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

05.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor. Algıları oluşturulan inançlar beklentilerin tersine giderken, önemsiz görünen her tanımlama tüm bir coğrafyayı yanlış yola sokmaya yetebiliyor.

Her şey göründüğü gibi değildir. Hatta, hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bugün size bu konuda çok farklı dönemlerden ve algılardan örnekler vereceğim.

24 Şubat 2022’de Rusya, Ukrayna’ya saldırdı. “Komedyen” Zelenski’nin ülkesini felakete taşıdığı, Rusya’nın Ukrayna’yı bir haftada işgal edeceği ve bunu durdurmanın artık mümkün olmadığı söylendi. İşin komik tarafıysa Rusya’nın bu ağır saldırılarını destekleyen ve neredeyse sosyalizm ve hümanizm üzerinden bunun sağlamasını yapmaya kalkışan çok sayıda insan olmasıydı. Aradan 40 ay geçtikten sonra tabii ki Rusya umduğunu bulamadı. Demokratik ülkelerde Putin’in izlediği politika yalnız insan hakları ihlali olarak değil insanlık dışı eylemler olarak görüldü.

O insanların acıdığı, mahvolacaklar diye baktığı Ukraynalılar yalnız direnmekle ve 21. yüzyılda savaş tarihine kalacak izler bırakmakla kalmadılar, geçtiğimiz hafta sonu belki Rusların bile gizlice hayran hayran bakacakları akıl dışı bir drone saldırısı yaptılar ve 3000-4000 km uzaklıktaki hedeflerini, kendilerine saldıran ülkenin milyarlarca dolarlık saldırı uçaklarının üçte birini yerle bir ettiler. Truva atı gibi transport kargo kamyonlarının içine gizlenmiş 117 adet drone Rusya’ya belki de savaş tarihinin en ağır mağlubiyetini yaşattı. Bu olayın tarihte kıyaslanabileceği bir tek Pearl Harbor felaketi var deniyor… 3,5 yıl öncesine dönersek, demek ki hiçbir şey göründüğü gibi değilmiş.  

İKİNCİ CUMHURİYETÇİLER NASIL YANILDILAR? 

12 Eylül sonrası siyasi tartışmalarda, demokrasinin yaşama geçmesi için ordunun üstünün örtülmesi gerektiği vurgulanıyordu. Yaratılan bütün antidemokratik görüntüler yani parti, sendika ve dernek kapatmalar, işkenceler, gençlerin asılması, TSK’nın bir daha ortaya çıkmaması gibi bir inancın yerleşmesini körüklüyordu. 80’lerin ortasından itibaren ortaya çıkan “İkinci Cumhuriyetçi” yazar güruhuna göre Kemalistler ve ordu demokrasi açısından büyük engeller dizisi oluşturuyordu. Medyada dört koldan sürdürülen faaliyetlerle, Atatürkçü yazarlar adeta yok sayıldı. Büyük gazetelerde İkinci Cumhuriyetçi yazarların sazı ele alması bir “medya tarzı” olarak dayatıldı. Daha sonra da FETÖ, Abant’ta yaptığı paralı buluşmalarla “gazetecileri” kafa kola aldı. TSK, siyasi gidişat hakkında ağzını her açtığında kendilerine darbeci dendi ve sonuçta hangi davalarla hangi komplolarla etkisiz hale getirildiler bunu artık ezbere biliyoruz. Bu yıkıcı moda, Ergenekon ve Balyoz davalarıyla Türk siyasi ortamını şekillendirmeye girişti. TSK bağımsız duruşunu kaybetti ve bugün siyasetle ilgisi sıfır olan ve kimsenin sesini duymadığı bir kurum haline geldi. Kritik soruyu soralım: Demokrasinin karşısındaki en büyük engel denilen TSK susunca demokrasi tavan yaptı mı? Yoksa tersine Türkiye’de artık demokrasi, insan hakları, medya ve ifade özgürlüğü yerlerde mi sürünüyor? En şatafatlı ve iddialı lafları yayanlar yine haksız çıktılar. Aynen Yetmez ama Evetçiler gibi… Demek ki, hiçbir şey göründüğü gibi değilmiş.  

ÖZEL KİMLERLE TARİH KONUŞMALI, KİMLERİN KİTAPLARINI OKUMALI?

Özgür Özel, özellikle çok beğendiğim, büyük bir başarı hikayesine imza atmakta olan genç bir lider. Aynen İmamoğlu gibi o da Cumhuriyetimizin kaderinde çok önemli roller üstlenecek. Kendisinin enerjisine, cesaretine hayranım.

Özel’in grup konuşmalarına da hayranım. Siyasi tarihimizde bu derece başarılı hatip iki elin parmaklarından azdır. Sevgili Özel, son grup konuşmasında, 27 Mayıs konusunda kendisinden daha tecrübeli olan onca duayen CHP’liyi üzecek bazı sözler sarf etti. Eminim niyeti demokrat bir analiz yapıp herkese özeleştiri konusunda da ne kadar açık olduğunu göstermekti.

Konu zaten çok hassas. Bir makalenin son paragrafında kimseye 27 Mayıs konusunda bir eğitmenlik yapacak değilim. “27 Mayıs İlk Aşkımızdı” kitabımın başlığı, Uğur Mumcu’nun bir cümlesi... Özel “27 Mayıs’ı yapanların torunları sokağa çıkıp ‘dedem 1960 darbesini yaptı’ diyemez” derken, aynen Kılıçdaroğlu gibi hataya düşüyor. Genel başkanlığı kazandıktan üç gün sonra Radikal’de “27 Mayıs’ı yapanlar bugün utanıyor” demişti, Kemal Bey. Ben, 27 Mayıs’a giden aylarda büyük sorumluluklar alan ve İsmet İnönü gibi gerilimin düşmesi adına Celâl Bayar’ı ve Adnan Menderes’i istifaya ve seçime gitmeye davet eden Dr. Suphi Baykam’ın o dönemde yaptığı bütün konuşmalardan gurur duyuyorum. Aynen Millî Birlik Komitesi üyesi askerlerden Suphi Karaman’ın oğlu Suay Karaman gibi…

Sayın Özel bilmeli ki, o dönemin önde gelen bütün CHP’li siyasetçileri “Keşke 27 Mayıs mecbur edilmeseydi, Bayar ve Menderes çağrılara kulak vermiş olsalardı ve ülkede gerilimi azaltıp demokrasinin inkıtaya uğramasına neden olmasalardı, keşke idamlar olmasaydı” derler.

Sayın Özel’e yapacağım hatırlatma, çok ivedi olarak yakın tarihimizin en önemli dönemeci olan bu tarihi ihtilal hakkında birinci elden bilgi edinmesi…

Sayın Özel, eski genel başkanlarımız Altan Öymen ve Hikmet Çetin ile ne mutlu ki çok yakınsınız. Lütfen kendileriyle bir akşam yemeği sohbetinde buluşun. Bu yemeğe, Cumhuriyet gazetesinin başyazarı Dr. Alev Coşkun’u, hukuk ve basın dünyasının duayenleri Yekta Güngör Özden’i ve Oktay Ekşi’yi de davet edin. Sizin iyi niyetinizden ve demokrat kişiliğinizden kimsenin şüphesi yok ama “bilgi eksikliğim olabilir” şüphesiyle konuya yaklaşmanızı rica edeceğim.

Demokrasi, kesinlikle durdurulmaması gereken en kutsal parlamenter rejimin adıdır. Fakat Sayın Özel, demokrasiyi inkıtaya uğratan hamleyi komutanlar değil, 18 Nisan 1960’ta CHP’yi “Tahkikat Komisyonu” ucubesiyle kapatmaya çalışan Demokrat Parti yapmıştır. Darbe kesinlikle odur, 27 Mayıs değil. Ayrıca lütfen bu konularda Kemalizm’in ve sosyal demokrasinin temel taşları olan ve teröre kurban verdiğimiz çok değerli dostlarım Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’nın kitaplarını da okuyun. Orada, neden 27 Mayıs’a diğer “darbeler” gibi yaklaşılmadığını detaylı gerekçeleriyle görürsünüz. Devlet radyosunda uydurma bir şekilde DP’ye katılan isimleri “Vatan Cephesi” adı altında sayarak bölücülük yapan, gazetecileri ve gençleri hapse atan, hukuku hiçe sayan DP’nin yalnız adı “demokrat” idi, tavrının tarifine uygun ismi siz bulun. Bu görüşmelerden sonra yine hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını eminim algılayacaksınız. Çok tarihi bir dönemde görev yapıyorsunuz Sayın Özel, sizi çok seviyoruz ve ağzınızdan çıkan her cümlenin tarihin süzgecinden geçmiş olması gereğini hatırlatıyoruz.  

 

İlgili Konular: #CHP #Özgür Özel

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025