Anti-Semitizmin tacirleri

14 Mart 2016 Pazartesi

Bir memlekette “utançtan yerin dibine girmek” en baş insanlık kriteri olmuşsa, korkmalı. Diz boyu ahlaksız, yolsuzluk ve gaspın olumlanması, nefret dilinin kanıksanıp “övünç kaynağı” kılınması, toplumsal kokuşmuşluğun göstergesi haline gelmişken...

***

Pazar sabahı AB ile sığınmacı krizini yazmayı planlayarak bilgisayar başına oturduğumda bir gün önce yaşadıklarımı aklımdan atamadım. Cumartesi akşamı “Holokost ve Türkiye: Geçmişten Günümüze Anti-Semitizm” paneline gittim. Pınar Dost Nyego moderatörlüğünde; alanında uzman Corry Guttstadt, Nora Şeni, Rita Ender’den 2. Dünya Savaşı öncesi, savaş sırasında ve günümüzde Türkiye’nin uygulamalarını dinledik. Son derece objektif, tartışmaya açık ve bilgilendiriciydi. Katılımcıların büyük kısmı maalesef zaten meselenin bilincindeki Yahudi vatandaşlarımızdı.
Akşam evde televizyonu zaplarken kendimi Cübbeli Ahmet Hoca’yı dinlerken buldum. “Hoca” İsrail politikalarını eleştirirken, genellemeler saçmaktaydı, “Yahudiler üzülmez...” diye. Asabım zıpladı, beş dakika bakıp kapattım. Karambolde dış politika uzmanlığına da maruz kaldım! Konuşsun elbette, gözümüz yok. Hiç olmazsa memleketin üç büyük kanalından birinde fikir saçma fırsatının kimlere verildiğini ibretle görüyoruz.

*** 

Memlekette karambolde birkaç sinagog onarılıyor hatta icabında Yahudi vatandaşların bayram kutlamaları için mekân tahsis ediliyor. Lakin medyayı belirleyenlerin topluma “saçtığı zehirli dil” düşünülürse, ne manası kalıyor? Hitler’in biyografisinin marketlerde (Almanya’daki izahatlı versiyonu değil) satıldığı, Neve Şalom’u hedef diye işaretleyen öğretmenin çoluk çocuğa ders verdiği, “Allah Hitler’den razı olsun” diyen sanatçılarımızın eksik olmadığı bir ülkede yaşıyoruz.

*** 

Panelde Rita Ender, havuz medyasında salt 17 Mart’ta çıkan yazılardan örnekler verdi. Olabildiğince “arınmış” kalmaya çabalarken, atlamışım.
Türkiye gazetesi yazarı Hasan Yavaş yazısında “ufuk açıcı bir derinlik!” sergilemiş: “İslama hizmet, insanlığa hizmettir. İnsanlığa düşman olanlar, İslamiyeti yok etmeye çalışmıştır. Saldırmalarının en tesirlisi, Müslümanları aldatmak, içeriden yıkmak olmuştur. Onları bölmüşler, birbirlerine düşman etmişler, dinsizlerin pençesine düşmelerine sebep olmuşlardır. İslamiyete hücum edenlerin başında, Yahudiler ve İngiliz casusları gelmektedir.
Başbakan basın danışmanlığı da yapmış AA’nın eski şefi Kemal Öztürk, Yeni Şafak’ta, Güney Afrika’nın ırkçı Apartheid rejimini eleştirdiği yazısında, iki tokatı da Yahudilere (İsrail değil) çakmış: “Güney Afrikalı beyaz ırk (AfrikansBoer) kadar kendi ırkını kutsayan, yaratılmış her canlıdan daha üstün tutan ve geri kalanını köleleştirmeyi reva gören başka bir ırk, sadece Yahudiler vardır.
Mehtap Yılmaz, Akit’te son dönem “muhalefete geçenBülent Arınç’ın “ikiyüzlülüğünü” 2002’deki alıntısıyla aktarmış: “..3 Kasım 2002 seçimleri öncesi, Yahudiler için şöyle diyordu: ..Müslümanlarla Yahudiler harp etmedikçe kıyamet kopmayacaktır. Bu harpte Müslümanlar galip gelecektir, öylesine galibiyettir ki, Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak, ağaçlar haber verecektir, ‘Ey Müslüman arkama Yahudi saklandı gel onu öldür’ diyeceklerdir.’ ”
Metap Hanım’ın derdi elbette “O eski halinden eser yok şimdi Bülent Arınç!” diyerek esef etmek. Nitekim, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ sussun da kim konuşsun” başlıklı yazısında “Yahudi tıynetliler sizi!” yakıştırmasını eksik etmemiş.

*** 

Bunları tersine çevirseniz Ceza Kanunu’ndaki 216’dan başınız derde girebilir. Peki, bu tıynettekiler eskiden yok muydu? Vardı. Lakin toplumda bu denli “normları belirleme güçleri” yoktu. İsrail politikaları ve kurucu ideolojisi olan Siyonizm hep eleştirildi. Irkçılık ve nefreti bu denli rahat saçmak ise en başta ayıp sayılırdı.
Fakat artık ben tükendim. İnsanlık adına atıp tutan bu “antisemitizm tacirlerinden” ne çıkabilir, siz hesap edin.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları