Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Batsın Böyle Medya!'
Başbakan çok öfkeli; İmralı “sohbetinin” tutanaklarını kamuoyuna aktardı ya, Milliyet’e çok kızmış. “Batsın böyle medya!” diyor. Başbakan diledi diye medya doğal ki batmaz, bunu kendisi de biliyor ama öfkesini denetim altına almayı da düşünmüyor.
Bir nedenle yolu psikoloğa, psikiyatra düşenler bilirler; bu uzmanlar ıstırap çeken, acı çeken, öfkelerini, kızgınlıklarını içlerine atan, bastıran hastalarına kendilerini koyuvermelerini, bağırıp haykırarak içlerini boşaltmalarını, bu yoldan rahatlamalarını önerirler.
Bana pek “makul” bir öneri gibi gelmez ama tababet karşısında boynumuz kıldan incedir.
Başbakan’ın medya azarını televizyonda izlerken düşündüm; acaba siz, ben ve daha üç-beş kişi toplanıp yayınlarını beğenmediğimiz bir medya kuruluşuna gitsek, kapısının önünde “Batsın bu medya!” diye bağırsak, başımıza kim bilir neler gelir? En hafif olasılıkla gözümüze biber gazı sıkılır, tazyikli suyla ıslatılırız. Fakat Başbakan olunca iş farklıdır, ülkenin en özgür insanı olarak o dilediğine dilediğince bağırmak, dilediğini dilediğince azarlamak hakkını görür kendisinde.
Kendince haklıdır da, çünkü bağırıp çağırmak, azarlamak, öfke taşırmak bu ülkede geniş kesimler üzerinde “prim” yapar. En fazla bağırıp çağırana “Türkiye seninle gurur duyuyor!” diye alkış tutulur.
Türkiye ilginç bir ülkedir, burada insanlar “demokratlaşıyoruz” derken, üstelik de demokratikleştiklerine gerçekten inanırken gerçek demokratlığın giderek daha uzağına düşerler. Bu, bizim toplumumuzun en yaman çelişkisidir. Çünkü bu toplumun insanları, yaşları kaç olursa olsun hayatlarının hiçbir döneminde demokrasiyi yaşamamışlardır. Demokrasi ancak yaşayarak içselleştirilebilen bir düşüncedir.
Bu coğrafyanın insanı gözlerini dünyaya demokrasiden uzak bir ortamda açar evden okula, okuldan kışlaya, baba evinden koca evine, işyerine kadar her yerde ve her koşulda otoriter bir sarmal içinde yaşar ve öyle ölür.
Bürokrasisi otoriter, yargısı otoriter, eğitimi otoriter, aile yapısı otoriter bir toplumda bireylerin demokratlaşması olası değildir. Demokrasiyi tanımamış bireylerin oylarıyla iktidara gelen bir siyasetçinin de demokrat bir kişiliğe sahip olmaması doğaldır. Kişi, kendisi gibi olanı, kendisine yakın bulduğunu seçer.
Aslında medyamızın genelinin de demokrat olduğu pek söylenemez. Son üç-beş yıldır çalıştıkları gazete ve televizyon kanallarından kovulan, tasfiye edilen yazarların sayısı, medyamızdaki otoriterleşmenin somut göstergesidir.
Kısaca söylemek gerekirse her toplum layık olduğu yönetimce yürütülür; tencere gider kapağını bulur.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- 'Seküler müdür kalmadı'