Güneşi Özlemek

17 Şubat 2013 Pazar

Beş gündür kitap fuarı nedeniyle Antalya’dayım. Burada çok değişken bir hava var. Üç gün önce kent bir sel felaketi yaşadı. Bu doğa olayını “felaket” olarak tanımlamakta haklıyım; çünkü arabalarıyla sele kapılan dört kişilik bir aile, bir bebeğini yitirdi. Önce kapkaranlık bulutlar kaplamıştı gökyüzünü, derken birkaç damla, ardından bardaktan boşanırcasına bir yağmur, sonra da her biri fındık büyüklüğünde dolu inmeye başladı bulutlardan. İnsansız caddeler göle dönüşmüştü. Sağanaktan göz gözü görmüyordu, sürücüler arabalarını yol kenarlarına çekmişler, doğanın baş edilemez hırçınlığının geçmesini bekliyorlardı.
Saatler sonra, akşam karanlığı iyice çöktükten sonra dindi yağmur.

\n

***

\n

Ertesi sabah korkuyla uyandık. Hava yine bulutluydu, fakat birbirine oldukça yakın duran bulutların arasından güneş, “Korkmayın, bugün dün gibi olmayacak” dercesine ışınlarını gönderiyordu ama doğa arada bir de çiseleyen yağmurla tehdidini üzerimizden eksik etmiyordu.
Umutla korku arasında gidip gelerek geçirdik cuma gününü. Doğa, o gün için sağanak yağmuru öngören meteoroloji uzmanlarını yalancı çıkardı.

\n

***

\n

Bu yazıyı cumartesi sabahı oteldeki odamda yazıyorum. Masam, otelin arkasındaki tenis kortlarına açılan pencerenin önünde. Gökyüzü masmavi. Kortlardan birinde iki genç kız tenis oynuyor. Üzerlerinde kısa kollu, ince tenis giysileri var; arada bir terlerini siliyorlar bir havluyla.
Balkona çıkıyorum. Güneşin vurduğu yerler sıcacık. Bir bahar havası; içime çekiyorum, başım döner gibi oluyor.
Güneş öyle güzel, öyle sıcak, öyle aydınlık ki insana dünün karanlığını unutturuyor.

\n

***

\n

“Karanlığı unutmak” diye mırıldanıyorum. Bir sabah güneşe, aydınlığa, sıcacık bir dünyaya uyanmak… Ölümlerin, zulümlerin, acıların olmadığı, yeryüzündeki her türlü canlının layık olduğu yaşanası bir dünyaya uyanmak…
Çekilen acılar, insanı boğan, insanın insanlığını yok eden karanlık ancak böyle bir dünyaya uyanarak unutulabilir.
Ve hayat yeniden başlayabilir. Barış dolu, insanın insanı sevdiği, hırsların aklın önüne geçmediği, kardeşliğin, dayanışmacılığın, eşitliğin, özgürlüğün, iyiliğin egemen olacağı yeni bir hayat…
Özlüyorum…

\n

***

\n

Not: Değerli okurlarım, yolda olacağımdan pazartesi günü burada yokum. Çarşamba günü buluşmak üzere saygılar, sevgiler…

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları