Hangi geçmiş?
Deniz Ülkütekin
Son Köşe Yazıları

Hangi geçmiş?

17.08.2024 13:42
Güncellenme:
Takip Et:

Hafıza ilginç bir deneyimdir. Anılar dönem dönem yeniden üretilir. 10 yaşımızda bizim için anlamı farklı olan bir olay 20 yaşında bambaşka anlamlar içerir, 40 yaşında bambaşka.

Sırf yaşanmışlıkların taşıdıkları anlamlar değildir değişen. Taşıdığı anlam ile bağlantılı olarak anıya konu olan olay örgüsü de değişikliklere uğrayabilir.

Anıların zaman içinde değişikliğe uğraması aslında olağan bir süreçtir ve bireyin gelişimi açısından yararlı olduğu da söylenebilir.

Bireysel hafızamız yanında bir de kolektif hafıza vardır. Ailemizle, çevremizdekilerle, benzer yaşam biçimini, görüşünü paylaştıklarımızla, aynı sokakta, kentte, ülkedekilerle oluşturduğumuz...

Ortak anıları ve yaşanmışlıkları tek bir olay örgüsü içinde bize yeniden sunar kolektif hafızamız. Bu kimi zaman akademik tarih olarak karşımıza çıkar kimi zaman sözlü anlatılar eşliğinde.

Yakın tarih söz konusu olduğunda hâlâ yaşayanlar olduğu ve anılar da tazeliğini koruduğu için sözlü anlatı baskın gelir.

Bu da bizi Türkiye’nin en büyük sorunlaırndan birisine götürür: Geçmiş hakkında anlaşamamak.

Türkiye geleceği veya günceli bırakmış ve halâ geçmişinde ne olduğunu tartışan bir ülke.

Bir açıdan anlaşılabilir. Çünkü çoğumuz nostaljiye asla bırakmak istemediğimiz bir tutku gibi bağlıyız.

İlginç olan şu ki nostalji tıpkı hafızamız gibi kendini tekrar tekrar farklı anlamlar içinde üretir.

Örnek vermem gerekirse Türkiye’de 90’lı yıllarda özel kanallarda her akşam oynatılan ve reyting rekorları kıran Kemal Sunal filmleri entelektüel camia tarafından yerin dibine sokulurdu.

Ne zamanki Sunal yaşamını yitirdi, Türkiye 2000’lerle birlikte daha önce görmediği siyasal ve sosyal bir değişim sürecine girdi o filmler de sosyolojik açıdan değer kazanmaya başladı.

Aslında Kemal Sunal’ın resmettikleri bir ölçüde 1990’lar ve öncesinde televizyon ekranından dışlanmış insanlardı. 

Hiciv yoluyla Türkiye’nin 70’ler ve 80’lerine dönük insan portreleri oluşturmak aynı yıllarda sinemamızın bir kesimini etkisi altına alan politik dalgadan çok daha işlevseldi ancak ne yazık bu değer çok geç anlaşılacaktı.

Toplumdan dışlananlar ve toplum hakkında söz söyleyenler arasındaki uzaklıkTürkiye’nin son 50 yılında epey açıldı. Bu da ortaya farklı tarih senaryoları çıkarıyor.

Bir gün faili meçhullerle, devlet içine çöreklenen yapıların kirli emelleri için yaptığı operasyonlarla sarsılmış 1990’lar anlatısı karşınıza çıkıyor.

Bir başka gün ise "Türkiye’ye AKP karanlığı çökmeden önceki son güzel günlerimiz" başlığı ile 1990’lı yılların güzellemesine maruz kalıyoruz. Aynı şey 1970’ler için de geçerli değil mi? 

Bir yanda emek mücadelesinin, hak savaşının tavan yaptığı altın yıllar öbür yanda her köşe başını tutmuş siyasi örgütler nedeniyle evden dışarı çıkmanın tehlikeli olduğu, annelerin öğrenci çocukları hava kararmadan gelsin diye pencere başlarında beklediği 12 Eylül’e giden süreç.

2000’li yıllar için de benzer şeyleri konuşabiliriz. Bugün muhalefet saflarında yer alan pek çok kanaat önderi!, “iktidara yeni gelen AKP’nin ekonomideki iyi gidişi demokratik atılımlar ile taçlandırdığı prime dönemi” güzellemesi yapmıyor mu?

Aynı dönem aydınların birer birer içeri alındığı, Türk ordusunun komuta kademesinin neredeyse tamamının hapse atıldığı Ergenekon ve Balyoz davalarının yaşandığı, Cumhuriyetin yoktan var ettiği kurumların birer birer satıldığı yıllar.

2000’lerden söz etmek nostalji anlamında ilginç çünkü kiminiz için hâlâ yakın bir dönem gibi olsa da pek çok genç bugün 2000’li yıllardaki pop kültürünün nostaljisi ile yaşıyor.

İnternetle birlikte zaman algısının hızlanmasıyla nostalji eşiğinin azalmasından mı yoksa çağın gençlerde yarattığı toplu bir depresyon etkisi mi bilinmez ama bugünlerde 1998 civarlarında doğmuş bir yakınınızı nostaljik hissederken görebilirsiniz. Şaşırmayın.

Sinefiller, 1998 yapımı “Dark City” (Karanlık Kent) isimli filmi bilirler. Her uyandıklarında hafızası ve anıları değiştirilmiş insanların bulunduğu bir evreni anlatıyordu. Bu evrende cinayetle suçlanan hafızasının kaybetmiş bir karakterin gerçeği arayışını izliyorduk.

Bugün ise gerçeğin değiştirilerek sürekli yeniden üretildiği bir dünyada ve ülkede hakikatı arıyoruz.

Sık sık, “Aynı gemideyiz” söylemiyle karşılaşıyoruz. Peki bu gemi nereden geliyor, nereye gidiyor?

Yazarın Son Yazıları

Öfke Yemi

Oxford Sözlüğü tarafından yılın sözcüğü seçilen kavram, sırf dilsel bir yaklaşım değil, aynı zamanda dijital çağa yönelik önemli bir teşhistir.

Devamını Oku
06.12.2025
Pandeminin mirası bir sessiz salgın: Gooning

Pandeminin ardından yalnızlık yeni bir biçime büründü. Ekranların ritmiyle biçimlenen çağda “gooning”, sırf bir cinsel pratik değil, dijital odak ekonomisinin bir yansıması.

Devamını Oku
08.11.2025
Zamanın parçalanmış belleği

Zaman artık yalnızca ölçülebilir bir akış değil belleği, siyaseti ve ekonomiyi biçimlendiren bir iktidar aracı

Devamını Oku
25.10.2025
Samimiyet çağında samimiyetsizlik

Samimiyet, insanlık tarihi boyunca güven ve içtenliğin karaktere yansımış bir göstergesi olarak tanımlanırdı.

Devamını Oku
05.10.2025
Diziler, şarkılar, davalar: Kimin sahnesi?

Diziler, şarkılar, davalar: Kimin sahnesi?

Devamını Oku
21.09.2025
Gündem zehirlenmesi

Artık “Yine ne oldu?” hissiyle uyanmak, politikleşmiş bir yorgunluğa dönüştü.

Devamını Oku
17.08.2025
Kamusal şizofreni

Söylenemeyenlerin çoğaldığı, herkesin birden fazla benlik taşıdığı bir çağda yaşıyoruz. “Kamusal şizofreni” artık siyasetçilerin değil hepimizin hastalığı.

Devamını Oku
26.07.2025
Makbul queer

Makbul queer

Devamını Oku
12.07.2025
Düşünüyorum, öyleyse susayım!

Düşünce artık içerikten çok niyetiyle, sahibinden çok kökeniyle yargılanıyor. Bu sessizlik çağında en büyük özgürlük, hâlâ düşünebiliyor olmak.

Devamını Oku
28.06.2025
1000 > 100 bin

İnfluencer dünyasında artık takipçileriyle derin bağlar kuran içerik üreticileri yani mikro etkileyiciler yüz binlere ulaşan hesaplara göre markaların çok daha fazla ilgisini çekiyor.

Devamını Oku
16.06.2025
Gülerken kızmak: Türkiye’de ofansif mizahın sınırları

Gülerken kızmak: Türkiye’de ofansif mizahın sınırları

Devamını Oku
25.05.2025
Kodlarda gizli erkek bakışı

Kodlarda gizli erkek bakışı

Devamını Oku
10.05.2025
Ne diyorsunuz? Anlamıyorum!

Ne diyorsunuz? Anlamıyorum!

Devamını Oku
03.05.2025
Elveda özgür Avrupa

Elveda özgür Avrupa

Devamını Oku
20.04.2025
Gerçeğin yokluğu

Gerçeğin yokluğu

Devamını Oku
12.04.2025
Umudu yaratanlar

Umudu yaratanlar

Devamını Oku
28.03.2025
Aklın çölleşmesi

Aklın çölleşmesi

Devamını Oku
15.03.2025
Korku ve ecel

Korku ve ecel

Devamını Oku
01.03.2025
Kendini gerçekleştiren kehânet ve Antigone

Kendini gerçekleştiren kehânet ve Antigone

Devamını Oku
23.02.2025
'Yapay zekâ kullanıyorum'

'Yapay zekâ kullanıyorum'

Devamını Oku
08.02.2025
Dünyanın en büyük sorunu (şimdilik)

Dünyanın en büyük sorunu (şimdilik)

Devamını Oku
01.02.2025
İhmalkâr

Bolu’da 78 yurttaşımızı yitirmemizle sonuçlanan otel yangınından beri sık duyduğumuz ve sürekli zihnimde tekrar eden kelime: İhmalkârlık.

Devamını Oku
25.01.2025
Ucubelerin sanatı

Ucubelerin sanatı

Devamını Oku
18.01.2025
Kaliforniya’da suyun başını tutanlar

Kaliforniya’da suyun başını tutanlar

Devamını Oku
10.01.2025
Genel izleyicinin tragedyası

Genel izleyicinin tragedyası

Devamını Oku
02.01.2025
Düş adacıkları

Düş adacıkları

Devamını Oku
30.11.2024
Tepkisiz toplum etkisiz siyaset

Tepkisiz toplum etkisiz siyaset

Devamını Oku
23.11.2024
Tekinsizliğe karışan deli

Birkaç farklı yerde, farklı tonlarda ve farklı cümlelerle bilgi sahibi olduğum bir anektod:

Devamını Oku
17.11.2024
Çaresizliğin zorbalığı

Çaresizliğin zorbalığı

Devamını Oku
08.11.2024
3F’den tek F’ye

3F’den tek F’ye

Devamını Oku
26.10.2024
4K netliğinde bir çaresizlik

4K netliğinde bir çaresizlik

Devamını Oku
05.10.2024
Hibrit kimlik ve sanal töreler

Hibrit kimlik ve sanal töreler

Devamını Oku
29.09.2024
Beyaz yakalı çobanlar

Beyaz yakalı çobanlar

Devamını Oku
22.09.2024
Gölgesinden korkan ülke

Gölgesinden korkan ülke

Devamını Oku
07.09.2024
Hangi geçmiş?

Hangi geçmiş?

Devamını Oku
17.08.2024
X etkisi ve cinsiyet politikası

X etkisi ve cinsiyet politikası

Devamını Oku
10.08.2024
Instagram’daki taşralı hayaleti

Instagram’daki taşralı hayaleti

Devamını Oku
03.08.2024
İdeoloji, adi suçlar ve pozitif ayrımcılık

İdeoloji, adi suçlar ve pozitif ayrımcılık

Devamını Oku
26.07.2024
İç ve dış düşmanlar, gölgeler

İç ve dış düşmanlar, gölgeler

Devamını Oku
19.07.2024
Modifiye arabalar ve tek kullanımlık kalıplar

Modifiye arabalar ve tek kullanımlık kalıplar

Devamını Oku
05.07.2024