Polis evlatlarıma sesleniş: Benim polisim!

Polis evlatlarıma sesleniş: Benim polisim!

04.02.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

2 Şubat 2021 Salı günü, Kadıköy’de göstericilerin arasına katılan provokatörü ve polisin öğrencilere nasıl zalimce davrandığını görünce, bu evlatlarımıza ve özellikle de onların amirlerine bir kez daha seslenmek ihtiyacı hissettim.

***

Polisler Ve Onların Amirleri, Müdürleri, Sıradan Devlet Memurları Değildir:

Onlar, canımızı, malımızı, namusumuzu, şerefimizi, haklarımızı, kısacası “varlığımızı” koruyan Demokratik Devletin, meşru olarak zor kullanma hakkına sahip olan, yani bu koruma işlevini bizzat sahada uygulayan görevlileridir.

Benim Polisim Faşist Devletin Değil, Demokratik Devletin Polisidir:

İzinsiz olarak Demokratik ve Anayasal haklarını kullanan göstericileri korumanın da ana görevleri arasında olduğunu bilir.

Kamu düzenini korurken, amirlerinin emirlerini yerine getirirken, izinsiz olarak barışçı eylemler yapan göstericilerin haklarını da korumanın esas görevleri arasında olduğunu unutmaz.

Bütün vatandaşların, ırk, din, dil, cinsiyet kimlikleri açısından fark olmaksızın, devlet karşısında eşit olduğunu bilir; hiçbir kimlik grubuna “potansiyel suçlu” veya “sapkın” gözüyle bakmaz.

Benim Polisim Din Devletinin Değil, Laik Devletin Polisidir:

Bütün dinler ve mezhepler bakımından inançlı ya da inançsız bütün vatandaşlara eşit davranır, hepsini çoğunluğa veya birbirine karşı korur.

Hiçbir dinin, mezhebin, tarikatın, cemaatin emrinde değildir.

Görevini yaparken, kendi inancını da ön plana çıkarmaz.

Benim Polisim Hukuk Devletinin Polisidir:

Zor kullanma hakkını hukuktan aldığını, ancak hukuka uygun olarak orantılı bir biçimde zor kullanabileceğini bilir.

Her tutum ve davranışının hukuk denetimine tabi olduğunun bilincindedir.

Hiçbir zümrenin, partinin, örgütün, kişinin emrinde değildir.

Sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, Anayasa’ya, yasalara, yönetmeliklere bağlıdır.

Kamu hukukuna olduğu kadar, vatandaşın kişisel hak ve hukukuna da uygun davranır.

Gösteri, yürüyüş ve açıklama yapma hakkının izinsiz olarak kullanılabileceğinin bir Anayasa hükmü yani hakkı olduğunu bilir.

Benim Polisim Sosyal Devletin Polisidir:

Vatandaşa, zulüm yapmak için değil, devletin şefkatli, yardımcı ve koruyucu eli olarak, onun kişisel haklarını ve özgürlüklerini korumak üzere uzanır.

Benim Polisim, Evlattır, Anadır, Babadır, Kardeştir, Eştir:

Vatandaşlara, insanlığını bilerek, anası, babası, evladı, kardeşi, eşi imiş gibi saygı ve sevgiyle davranır.

Ve elbette onlardan da böyle insanca, saygılı ve sevgili davranış bekler.

Benim Polisim Özverilidir:

Sabit geliriyle geçim sıkıntısı çekerken, zor koşullarda görev yaparken, devleti ve vatandaşları korumak için gerektiğinde hayatını tehlikeye atar.

Ve elbette bu özverisinin hak ettiği muameleyi de toplumdan bekler.

Benim Polisim Öfkeyle Değil, Anlayışla Hareket Eder:

Vatandaşlara nefretle değil, sevgiyle yaklaşır.

Ve elbette o da nefret edilmek değil, sevilmek ister.

Zor kullanırken, zalimce değil, insanca davranır.

Gözaltına aldıklarına kötü muamele etmez, hele hele asla işkence yapmaz.

Benim Polisim Dürüst ve Namusludur:

Kuralları herkese eşit olarak uygular.

Politikacılara iltimas yapmaz, boyun eğmez, gerçekleri saptırmaz, asla rüşvet almaz.

***

İDEALİMDEKİ BU POLİSİ ANCAK DEMOKRATİK VE LAİK, SOSYAL HUKUK DEVLETİ YETİŞTİREBİLİR VE İSTİHDAM EDEBİLİR:

Bu polis ise bütün bu özellikleri içselleştirmiş amirler, müdürler tarafından yönetildiğinde bu niteliklerini koruyarak görev yapabilir.

Böyle amirler ve müdürler de ancak “Demokratik ve Laik, Sosyal Hukuk Devleti” tarafından yetiştirilir ve göreve atanır.

O nedenle, bir kez daha bütün gücümüzle:

KAHROLSUN FAŞİZM...

YAŞASIN DEMOKRATİK, LAİK VE SOSYAL HUKUK DEVLETİ OLAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ!

Yazarın Son Yazıları

Açılım: Stockholm Sendromu ve şok doktrini (4)

Bu yazı Özgür Özel’in “Stockholm Sendromu” uyarısı üzerine, geçen hafta Salı günü başladığım yazıların dördüncüsü.

Devamını Oku
07.12.2025
Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025