Istanbul Boğazı’ndan geçerken Fatih’in inşa ettirdiği Rumelihisarı kalelerine baktığınızda, hemen arkasındaki korulukta aynı taşlardan yapılmış saat kuleli binayı görürsünüz: 1891’den bu yana tam 128 yıldır bir çağa tanıklık eden Albert Long Hall (Saatli Bina), Robert Kolej’in ve devamı olan Boğaziçi Üniversitesi’nin simgesidir. Okulun Amerikalı kurucusu Cyrus Hamlin’in oğlu Alfred Hamlin tarafından yaptırtılmış. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine, yeni kurulan Cumhuriyetin ilk coşkusuna ve bugüne kadar, nice öğrencinin üst düzey iş adamı olma yolundaki ilk adımlarına tanık olmuş.
Başlangıçta, aynı zamanda şapel olarak da işlev gören binada yıllar boyu müzik dersleri verilmiş. 1911’de Norman & Beard adlı İngiliz firmasının imal ettiği bir org getirtilmiş. İstanbul’da, sahnesinde böyle bir orga sahip olan tek salon. 1892’den beri bu kurumdan mezun olan nice öğrenci Albert Long Hall’deki törenle diplomasını almıştır. Albert Long Hall Boğaziçi Üniversitesi’nin bir simgesi olduğu kadar bugün İstanbul’un önemli bir konser merkezi olarak da bilinmekte.
1996 yılının aralık ayında rektör Prof. Dr.Üstün Ergüder’e giderek elimizde ALH gibi çok değerli, mükemmel akustikli bir salon bulunduğuna göre biz burada klasik müzik konserlerine başlasak, üstelik dinleyicimiz bile hazır: Öğrencilerimiz, öğretim üyelerimiz var, demiştim. O da, sen başla konserlere ama ben bu binayı orijinaline bağlı olarak onarmak için plan yapıyorum, dedi. O sırada bir de İdil Biret’in seçtiği Steinway konser piyanomuz vardı. Aralık ayındaki ilk konseri İdil Biret, ikincisini de yeni parlayan Fazıl Say verdi.
ALH konserleri iki yıl sonra konserlere Üstün hocanın planladığı onarım için bir mevsim ara verdi. Sonra güçlü sponsorlar bularak ünlü sanatçıları konuk ettik. Her öğretim yılında yeni öğrenci kuşaklarına, yeni dinleyicilerin coşkusuna tanık oluyoruz. Okulun 60 yıllık mezunları, öğretim üyeleri ve komşumuz huzurevi sakinleri, her çarşamba müziğin ev sahipliğinde genç öğrencilerimizle kaynaşıyor.
Şimdiye kadar gelmiş geçmiş dünya ünlüsü sanatçıların veya gençken gelmiş sonradan ünlenmiş olanların özgeçmişlerinde ALH adı yer alıyor. Nice gencin ilk kez klasik müzik dinlediği, nice gencin ilk kez sahneye çıktığı; nice dünya ünlüsünün ilk Türkiye dinletisini yaptığı, nice duayen sanatçının son konserlerinden birini verdiği; kimi Türk bestecisi ve Türk yorumcusunu bağrına basan bir mekân. Alfred Brendel, Martha Argerich, Emma Kirkby, Claudio Simone, Paul Badura Skoda, Shlomo Mintz, Midori, Spivakov, Gautier Capucon, Martin Haselböck, Charles Owen, Tatjana Grindenko ve niceleri. O sıralarda pek kimsenin tanımadığı ama sonradan çok ünlenen Daniel Müller Schott, Khatia Buniatishvilli, Alexander Markov, Salem Abboud- Askar, Charlie Siem, Alexander Melnikov, Kit Armstrong, Veriko Çumburidze gibi isimler çiçeği burnundayken bu sahneden geçtiler.
Bugüne kadar Albert Long Hall’ün Türkiye’de ve dünya müzik çevrelerinde ulaştığı saygınlıktan ödün vermeden, eğitici ve keyifle izlenebilir programlara devam edebilmesi için geçenlerde İstanbul’un en seçkin sanat kurumlarını yönetenler bir araya geldi. Şimdi hedef, ALH konserlerinin 25.kuruluş yılına hazırlanmak. Çok özel dinletiler ve çok ayrıcalıklı programlarla ALH İstanbul’un kültür yaşamına bir kez daha damga vurmalı.
Bir çağın tanığı Albert Long Hall
Yazarın Son Yazıları
Bir zamanlar Boğaziçi Üniversitesi’ndeki akademisyenlerin ürettikleri çalışmaları kamusal alana taşımak ve üniversitenin entelektüel canlılığını toplumla buluşturmak amacıyla rektörlüğün üst katındaki kütüphanede “Kitaplar Arasında Buluşmalar” düzenlenirdi.
Aya İrini: İKSV Festivali’nin tanığı
Geçen haftaki İDSO/DenizBank konserleri çerçevesindeki konseri değerli şefimiz Gürer Aykal yönetti.
Uzun yıllar önce maestro Gürer Aykal ile yaptığım bir söyleşide şöyle anlatıyordu...
Geçen hafta Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın İşSanat’taki açılış konserini dinledik.
Erdal İnönü geçen hafta ölümünün 18. yıldönümünde mezarı başında anıldı.
Bizim çocukluğumuzda Cumhuriyet Bayramı kutlamaları ilkokulda, ortaokulda yapılan törenlerle, marşlarla, okunan şiirlerle dolu dolu geçerdi.
İngiliz orkestra şefi ve viyolacı Howard Griffiths ile dostluğumuz yıllar öncesine dayanır.
Eskiden orkestraların mevsime başlarken ilk konserleri için “Daha üyeler yaz mahmurluğunu üstlerinden atamamış” diye eleştiriler çıkardı.
Yaz yavaş yavaş bitiyor.
Türk Dil Kurumu ödülüm
Leylâ Pamir (1930-2023) çok değerli bir müzik insanıydı.
Geçen hafta Atatürk Kültür Merkezi’nde 6-12 Eylül tarihlerinde yapılan “Pekinel Uluslararası Masterclass”ın AKM Tiyatro Salonu’ndaki kapanışını izledim.
Geçen hafta dört günlük bir Polonya turundaydım.
Cem Mansur’u uzun yıllardır tanırım. Özellikle gençlerin elinden tutması, onlara güvenmesi; orkesta programı hazırlarken bildik yapıtların yanı sıra çağdaş ya da az bilinen tarihi yapıtları izleyiciye ve orkestra üyelerine tanıtması onun en önemli başarılarındandır.
Bilmem dikkat ediyor musunuz son yıllarda ortaya çıkan “nehir söyleşisi” alt başlığı ile bir edebiyat türü var.
Kimi isimler, tarihe bir değil, iki imza atmıştır. Örneğin Bülent Tarcan!
İnsan ne zaman mutlu uyanır?
Osmanlılar 14. yüzyılda Balkanlar’a girmiş, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fethetmiş ve 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanmış, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuşlar.
Son zamanda yayımlanan üç kitaba değinmek istiyorum...
Bizim kuşak çok genç yaşlarındaydı İstanbul Müzik Festivali ile tanıştığında. Festivalin başlaması ilkbaharın gelmesiydi.
Çağımızın efsane piyanisti Alfred Brendel, ne harika bir çocukmuş ne de ailesinde bir başka müzisyen varmış.
Önceki hafta 53. İstanbul Müzik Festivali güzel bir coşkuyla başladı: Yöneticiler, çalanlar, dinleyiciler hepsi yıllar içinde artık kocaman bir aile olmuş.
Geçen hafta Kurban Bayramı’ydı. Dört buçuk gün kadar sürdü.
19. yüzyılın sonundaki post romantik besteci Richard Strauss (1864-1949) art arda iki opera birden besteler.
Sevgili Oya’cığım, biliyorum, birazdan arayıp: “Bu hafta beni hangi konserlere götürüyorsun” diye soracaksın.
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Carlo Tenan’ın yönettiği seçkin bir programla mevsimi kapattı.
ENKA/Can Kiracı/ Opera Bale Festivali
Muhittin ve Gülseren Sadak
Aykal, Naz İrem ve Levendoğlu
Avrupa orkestralarında iki viyolacımız
Dört dörtlük bir dinleti
Suna Korat’ı hiç dinlediniz mi?
Aya İrini: Festivalin efsane tanığı
BİFO’dan unutulmayacak bir dinleti
Maria Callas ve Leyla Gencer
Zehra Yıldız Vakfı’nın yeni atılımları
İstanbul Festivali sınırların ötesinde
Usmanbaş: Sükûnetler denizi
Boğaziçi’ndeki orgumuz