Ekonomik kriz kapıda.
Piyasada uygulanan fiyatlar ne zengini ne de fakiri mutlu ediyor.
Ev almak istiyorsunuz ev fiyatları uçtu, ev kiralamak istiyorsunuz kazandığınız para kiraya gidiyor, biraz birikmişiniz var araba almak istiyorsunuz bankalar kredi vermiyor, tatile gitmek istiyorsunuz 1 yılda kazandığınız parayı 1 haftalık tatil için istiyorlar.
Bırakın her şeyi dışarıda yemek yemek, kahve içmek bile lüks oldu.
Temmuz ayına geldik tatil yerleri boş. Restoranlar müşteriye hasret. Tatil beldelerindeki esnafın durumu içler acısı. 2016 uçak krizinden bile daha kötü olduğu söyleniyor.
Ama bunu kendimiz yaptık. Nasılsa bize muhtaçlar diye fiyatları yükselttikçe yükselttik.
Bu fiyatlarla senenin başında zaten yerli turistin ayağını kestik.
Avrupa ve Hint Okyanusu’ndaki tatil yörelerinden daha yüksek fiyat politikası uygulayarak yabancı turistin gelmesini bekledik.
İŞLER TERSİNE DÖNDÜ
Kazıklandığını anlayan Ruslar, Ukraynalılar, Araplar ve az da olsa gelen Avrupalı turist rotayı İtalya’ya, İspanya’ya, Yunanistan’a, Maldivler’e, Mısır’a çevirdi.
Antalya turist yönünden en kötü günlerini geçiriyor.
Kusura bakmayın ama biz otellerimizle para kazanıyoruz, şehirlerimizle değil.
Hangi turist Antalya’ya, Kemer’e, Bodrum’a Çeşmeye, Alaçatı’ya gelip de şehire inip para harcıyor.
Kendimizi kandırmayalım. Burası bir İtalya bir İspanya bir Yunanistan değil.
İstanbul da turist yönünden en kötü günlerini geçiriyor.
Nişantaşı şu anda yeme, içme ve otel fiyatları yüzünden Avrupa’nın bütün şehirlerinden daha pahalı.
Gözüm gördükçe cebimden çıkan paranın hesabını sizinle paylaşıyorum.
Nişantaşı’nın sayılı restoranlarından Frankie’de suya 90 TL yazıyorlar. Bir de düşünün yemeğe ödediğiniz parayı.
Bu fiyatlarla müşteri bulmanız çok zor. Kimse enayi değil. Ya fiyat politikasını değiştirirsiniz ya da yaz bitmeden kapınıza kilit vurursunuz.
Bir diğer konu da Türk Hava Yolları (THY).
Evet dünyanın en büyük havayolu şirketi, evet dünyanın en çok yerine uçan havayolu, evet ikram yönünden de dünyanın sayılı havayollarından bir tanesi.
Bunlarla THY adına ben de gururlanıyorum.
Ama bunlar THY’nin de yanlış fiyat politikası uyguladığı gerçeğini değiştirmiyor.
Direkt uçuyoruz diye 2-3 katı fiyat uygulanıyor.
Bilhassa Doğu Avrupa ülkeleri için uyguladığı fiyat politikası yüzünden ülkemize mal almaya gelenler rotayı Çin’e çevirdiler.
Artık pek çok turist Rusya'dan 1.000 dolara Türkiye'ye gelmektense Çin devletinin sübvanse ettiği Çin Havayolları ile 300 dolara Çin’e gidip istediği malı alıp ülkesine dönüyor.
Kazakistan ile Çin karşılıklı olarak vizeleri kaldırdılar.
Bir iş insanı Kazakistan’dan Çin’e uçakla 300 dolara gidiyor.
Kazakistan’dan Türkiye’ye uçak bileti ne kadar biliyor musunuz? THY ile 1.000 dolar.
Siz olsanız hangi ülkeye gidip mal almak istersiniz?
Türkiye’den Avrupa’ya lojistik fiyatları da uçtu gitti.
Çin'den aldığınız 1 konteyner malı Avrupa’nın herhangi bir ülkesine göndermenin Türkiye'den göndermeye göre yarı fiyatına olduğunu biliyor musunuz?
Türkiye 1 konteyner malı Avrupa’ya 3 bin Euro’ya gönderirken Çin ise 1 konteyner malı Avrupa’ya 1.500 Euro’ya gönderiyor.
Konumuzu daha da genişletelim.
Çin’de Ritz Carlton Hotel’in deluxe odasının bir geceliği 200 dolar.
İstanbul’da bırakın bu fiyata Ritz Carlton’da kalmayı bu fiyata İstanbul’da düzgün bir otelde kalamazsın.
Bu sadece Çin ile ilgili de değil. THY’nin başka yerlere de uyguladığı fiyat politikasına da bakarsanız bunu rahatlıkla görebilirsiniz.
Varşova, Budapeşte, Zagreb, Belgrad bunlardan birkaçı.
Unutmayın üç kuruş uçak biletinden kazanacağız diye ülkeye girecek olan yüz milyonlarca dolarlık ihracat ve de turizm gelirinden oluyoruz.
