Gülengül Altınsay

Sergen Yalçın fırsatı

27 Şubat 2020 Perşembe

Çok ilginç bir haftayı geride bıraktık. Belki de böyle bir haftayı bir daha yaşamayacağız. İlk 7 takımdan 6’sı birbiriyle oynadı. Üstelik “4 Büyük” birbiriyle karşılaştı. Ve Galatasaray’la Trabzon zirvede yerlerini korurken, mutlak kazanmaları gereken Beşiktaş ve Fenerbahçe ağır yara aldı şampiyonluk yarışında. Fenerbahçe’de doğal olarak Ersun Yanal topun ağzında şimdi. Ama Beşiktaş’ta hem yönetim hem de teknik direktör değişikliği daha yeni yapıldığından, konuşulan sadece futbolcuların yeterlilik düzeyleri.

Şansı heba etmeyin

Gerçekten de Sergen Yalçın’ın gelmesiyle birlikte var olan kadronun nasıl en iyi şekilde kullanılabildiğini gördük. Ayağının tozuyla Sergen Hoca teknik direktörlüğünde de yeteneğini gösterdi; kurguyu değiştirdi, takımın boyunu kısalttı, savunmayı daha ileride kurdu. Gözle görülür bir performans artışı yarattı. Fakat kendisinin de söylediği gibi futbolcu kalitesi bir yerde belirleyici olabiliyor. Trabzon’a karşı 29 şut atıyorsunuz ama sahadan 2-2’lik skorla ayrılıyorsunuz. Bu, tek başına şanssızlıkla ya da Uğurcan’ın kurtarışlarıyla açıklanamaz.

Yapılanma şart

Beşiktaş’ın temel sorunu -yıllardır tekrarladığım gibi- kalıcı bir takım yaratamamak. Yaşlı kiralık futbolcularla günü kurtarmaya çalışmak. Ama “gün” bazen kurtuluyor bazen kurtulmuyor. Buna karşın kulübün kasası sürekli boşalıyor ve elde enkaz bir takım kalıyor; atsan atamadığın, satsan satamadığın. Bu sezon paralar iyice suyunu çektiğinden alınan oyuncuların kalitesi düşünce ortaya ya yaşlı -90 dakikayı çıkaramayan- ya da genç ama yeteneği sınırlı futbolculardan kurulu bir takım çıkıyor. Diaby gelişse gelişse ne kadar gelişir sizce?

Yapılması gereken belli aslında. İşi bilenlerin yönetiminde yeniden yapılanmak. Ve yetenekli gençlerle yepyeni bir takım yaratmak. Tabii aralarına birkaç tecrübeli oyuncuyu katarak. Üstelik Beşiktaş’ın altyapısından zirveye çıkmış, kulübün genlerini bilen Sergen Yalçın gibi bir teknik direktörünüz varken. 

Karakartal doğru bir yeniden yapılanma ile bu şansı da heba etmemeli.

Bir numara

Beşiktaş’ta istenilen performansı hiç gösteremeyen Karius da kiralık ve süresi doluyor. Yerine düşünülecek kalecinin çok dikkatle seçilmesi gerek. Kale çok önemli olduğu için ya bir Muslera bulunacak -ki bu mali duruma bakılınca olanaksız görülüyor- ya da bir Uğurcan yaratılacak. “İdare eder” bir kaleciyle ancak eski sistemi devam ettirirsiniz. Sıçrama yapamazsınız. Hep söylediğim gibi ilk ve son adamlar; 1 ve 9 numaralar çok önemli bir takımda. Hatta 1 numara daha da önemli. Çünkü bitirişi kanat oyuncuları da yapabilir ama kaleci bir tane. Özetle transfer politikası bir kulübü batırır da çıkarır da. Mesele zaten onu veya bunu transfer edip “transfer dehası” olmak değil. Mesele uyumlu, sürekli gelişen ve bu şekilde başarıya ulaşan kalıcı, verimli bir takım tasarlayıp yaratmak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları