Dünya hızla zayıflamaya başladı sanki! Buna sevinmeli miyiz? Bunun için çok erken. Bu hızlı değişimler oldum olası beni korkutur. Zayıflatıyor ama yan etkisi? Uzun vadede sonuçları? Ya kalıcı zararı olur ise? Konuşulan riskler? Neyse tamam bunları zamanla göreceğiz ama şu an büyülenmiş gibi herkes, bol bol reçete ediliyor ve bol bol da deneniyor. Tabii ki bu kadar çok sevilmesinin sebebi, bazı durumlarda (insülin direnci, hiperinsülinemi, duygusal açlığa bağlı fazla yeme durumları...) o kadar hızlı iştahı kapatıyor ki, uymanız gereken programa rahatlıkla uyabiliyorsunuz. Riskli yanı ise elinizde iyi bir beslenme programı yok ise aç kalarak zayıflıyorsunuz ki bu durum gerekli olan vitamin ve minerallerin eksik kalmasına ve buna bağlı hastalıklara sebep olabilir. Bağışıklık sistemi, sinir sistemi, sindirim sistemi gibi diğer sistemler sizden istediğini düzenli alamazlar ise sorun çıkarmaya başlarlar. Bu sebeple Ozempic gibi ilaçları kullanırken size özel hazırlanmış bir beslenme programı ile takipte olmalısınız.
OZEMPIC İSRAFI ARTIRIYOR MU?
Yeni bir araştırma farklı bir yanını göstermiş durumun. Ozempic gibi GLP-1 ilaçları kullanan kişiler arasında yapılan bir ankette, katılımcıların %25'i ilaçları kullanmaya başladıktan sonra daha fazla yiyecek israf ettiklerini kabul ederken, %61'i ise buna katılmadı. İlaçlardan mide bulantısı yaşayan kişilerin artan yiyecek israfını bildirme olasılığı daha yüksekti. Ohio Eyalet Üniversitesi Tarım, Çevre ve Kalkınma Ekonomisi Bölümü'nde profesör ve araştırmanın kıdemli yazarı Brian Roe, "Bu, bu ilaçların etkilerini incelemeye başlamak ve ilaca başladıktan sonra hangi geniş gıda kategorilerinin daha fazla veya daha az tercih edildiğini anlamaya yönelik bir pilot çalışmaydı" dedi.
"Hastaların ilaca alışmasıyla birlikte yiyecek israfının azaldığı gerçeği, oldukça basit bir çözüm olabileceğini düşündürüyor: Bu ilaçları yeni kullanmaya başlayan hastalara, diyetleri değiştikçe yiyecekleri atma olasılığı hakkında tavsiyede bulunmak, yiyecek israfını azaltabilir ve harcamalarını düşürebilir."
Hiç bu açıdan düşünmedik belki de ama çok önemli bir konu. Eski alışkanlıklar ile eve bol bol malzeme aldınız veya her zamanki restoranda her zamanki yemekleri sipariş ettiniz ama yiyemediniz. Bu israfı artırır ama bir süre sonra kendinize göre almaya başlarsınız. Danışanlarımdan en sık duyduğum şey bunun doğru olduğunu gösteriyor. “Eskisi kadar atıştırmıyorum, kilo verdiğim için midem küçüldü ve daha az yiyorum, daha çabuk doyuyorum. Eve eskisi kadar sipariş vermiyorum” gibi.. İlk başta israfa sebep olsa da bir süre sonra aksine dönüyor ve kontrol artıyor. Bu olumlu tarafı diyelim. Bir olumlu haber daha var. Bu ilaçların kullanımı o kadar arttı ki, bariatrik cerrahi (obezite cerrahisi) ameliyatlarının sayısı azaldı. Bu gerçekten ilginç! Ameliyata gerek kalmadan doyabilmek. Asla doygunluk hissi oluşmayanlar için önemli bir fark.
SİROZU ÖNLEYEBİLİR Mİ?
Erken klinik çalışmalardan elde edilen sonuçlar ayrıca GLP1 agonistlerinin karaciğer hasarı riskini azaltabileceğini de göstermiş. Bu nedenle, Karolinska Institutet'teki araştırmacılar, İsveç'te kronik karaciğer hastalığı ve tip 2 diyabeti olan tüm insanları kayıt tabanlı bir çalışmaya dahil ettiler. Daha sonra GLP1 agonistleri ile tedavi edilenler ve tedavi edilmeyenler arasındaki ciddi karaciğer hasarı riskini karşılaştırdılar. Sonuçlar, ilacı uzun süre kullananların daha sonra siroz ve karaciğer kanseri gibi daha ciddi karaciğer hastalığı formları geliştirme riskinin daha düşük olduğunu göstermiş.
Biz bu haberleri takip edeceğiz. Bu kadar çok kullanım olduğu için iyi haberler de kötü yan etkiler de daha hızlı konuşulur diye tahmin ediyorum. En güvenilir yol, sağlıklı beslenme ve spor olsa da biliyoruz ki böyle seçenekler de çıkacak ve artacak. Güzel haberler vermek dileğiyle..
