Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Algı ile Kılgı...
Önce AKP’nin ustalıkla yönettiği şu algı stratejisinin gölgesinden kurtulalım. AKP’nin bu seçimlerde zafer kazandığı doğru değildir. O da bunun çok iyi farkında olduğu için işi gürültüye getirmeye çabalıyor.
Duruma bir bakalım.
AKP 2011 seçimlerinde 21.4 milyon oy almıştı. 2014 rakamları bu partiye oy verenlerin sayısında ciddi bir düşüş gösteriyor; AKP’yi seçenlerin sayısı 19 milyona inmiş bulunuyor. İki seçim karşılaştırmasında CHP’nin yerinde saydığını da söylemekte yarar var. 2011’de de 2014’te de 11 milyon seçmen CHP’ye oy verdi. MHP ise oylarını artıran parti. 2011’de 5 milyon, 2014’te 7 milyon 700 bin seçmen MHP’den yana oy kullanmış.
Başka bir karşılaştırma daha durumu anlama açısından fikir verebilir.
Eğer bu oylar bir genel seçim yapılsaydı parlamentoya nasıl yansıyacaktı?
İl genel meclisi oylarına bakılarak yapılacak bir dağılım AKP’nin 327 milletvekilinden 44’ünü yitirerek 283 milletvekiliyle yetinmek zorunda kalacağını gösteriyor. Oylarında ciddi bir artış olmayan CHP yalnızca 6 milletvekili daha fazla çıkaracak, MHP ise 81 milletvekiliyle güçlü bir gruba sahip olacaktı. BDP ise 43 milletvekiliyle temsil edilecekti. Bu arada Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi de birer milletvekiliyle Meclis’e girebileceklerdi. Bu projeksiyon yalnızca il genel meclisi oylarına dayanılarak yapıldı. Oysa doğrusu il genel meclisi ile belediye meclislerine verilen oyların ortalaması alınarak yapılmalıdır. O durumda AKP’nin kaybının 50 dolayında olacağı rahatlıkla söylenebilir.
***
Demek ki AKP’nin “zaferi” o kadar büyütülmesi gereken bir zafer değildir.
Daha doğrusu ortada bir zafer yoktur. Peki ne vardır? Algı ve kılgı vardır.
Algıyı anladık, “varmış gibi” yapıyor ve milleti de bu “mış gibi”ye inandırıyorsun. Ya kılgı ne? O da işin pratiğidir. Almadığın oyu alıyor, büyük şehirlerdeki başa baş durumları yok farz ediyor, balkona çıkıp zafer ilan ediyor, azalan oylarla düğün bayram havası yaratıyor, korku yaratmadaki ustalığını, bu kez gerçeği görüp azıcık ürpererek ve tehdit dozunu artırarak sürdürüyorsun.
Her neyse, sonuç anlatıldığı gibi değildir. AKP bir inişin tehlikeli virajındadır.
AKP’nin zafer kazandığı içi boş bir iddiadır da bu durum muhalefetin hanesine yazılacak bir şey mi? En azından ana muhalefet açısından durumun parlak olmadığını söylemek ve peki neden sorusuna yanıt aramak gerekiyor.
***
Seçim öncesi tehlikeli bir stratejinin olası sonuçlarını anlamaya çalışan bir yazı yazmıştım. Özetle AKP ile kapıştığı için birdenbire “muhalefet partisiymiş” gibi ortaya çıkan, ama polis ve yargıdaki gücü ile aydınları, gazetecileri, gençleri, politikacıları, ki ikisi CHP milletvekiliydi, Kürtleri zindanlara yollamaktan sabıkalı cemaatle işbirliği yapıldığı algısı -işte bakın bir algı daha ya da kılgısı- işte bir kılgı daha işe yaramamış, tam tersine oy vermeyi düşünenlerin eli bir türlü “evet”i CHP hanesine basmaya gitmemiştir. Cemaatin katkısının ne olduğunu bilen varsa o da beri gelmelidir. O zaman “sola kulak vermeyi deneseydiniz daha iyiydi ya, hadi hayırlısı” demiştim. Hayırlısı budur!
Solu küçümseme, “sen bana mecbursun” hastalığı eski bir hastalık. ‘Eskiyende ısrar’ ise konformizm denilen illetin elinden bir türlü kurtulamamak demektir. Yeni şeyler söylemek, yapmak yerine eski söyleme cila cekmek işe yaramıyor. Ve herkes de bilir ki sol yenilenmekle, ustaların kitaplarını okudukça yeni şeyler keşfetmekle hayat buluyor. Yerinizde olsaydım, oylarının azaldığının fena halde farkında olan iktidar partisinin, ipuçları çoktan ortaya konmuş olan tehlikeli eylemlerini en azından anlamak için Marx’ın “18. Brumaire”ine bir göz atardım.
Bu arada AKP’nin kuşatmasını yaran, CHP’nin böbürlenmesini boşa çıkaran TKP ve ÖDP adaylarını kutlamak da bu alçakgönüllü analizin kapsamına girer ve unutmak ayıp olurdu.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- 'Seküler müdür kalmadı'