Kim ne derse desin, futbolda oyun şansı çok önemlidir. İlk maçı 2-1 kazanan Trabzonspor'a maça golle başlaması büyük moral olurken, Fenerbahçe'yi de demoralize etti. Ki kupa gibi eleminasyonlu maçlar da bu büyük avantaj.

Maçın seyircisiz oynanması da Bordo Mavilileri inanılmaz rahatlattı. Oyun boyunca kendilerini baskı altında hissetmediler. Topu kaybettiklerinde kendi yarı alanlarına çekildiler. Topu kazandıklarında ayağa paslarla çok iyi çıktılar. Hızlı hücumla gol aradılar. İkinci golü bulacak çok tehlikeli ataklar da geliştirdiler. Özellikle Şörloth ve Ekuban'la maçı koparacak fırsat da yakaladılar. Ancak değerlendiremediler. Bu sevinci yaşamak Novak'a nasip oldu.

Fenerbahçe maç boyunca kapanan Trabzonspor savunmasını açmaya çalıştı. Oyunun kontrolünü hep elinde tuttu. Topu ceza alanı önüne ve çevresine kadar başarıyla getirdi. Ancak aynı başarıyı ceza alanı içinde gösteremediler. Çünkü doğru oynamıyorlar. Trabzonspor savunmasına hata yaptıracak hücum prensiplerini uygulayamadılar. Yan pasla Bordo Mavililerin yerleşmesini sağladılar. Hasan Ali ile bir kez sıfıra indiler. Onda da gölü buldular.

Fenerbahçe ikinci yarıda daha baskılı oynadı. Tüm hatlarıyla rakibinin üzerine gitti. Ancak ilk yarıda olduğu gibi sürekli soldan hücum ettiler. Oysa savunmanın dengesini bozabilmek için her iki kanadı da etkili kullanmaları gerekiyordu.

Mehmet Ekici girdikten sonra ikinci bloktan şut attılar. Ancak bu şutlarda Uğurcan çok başarılıydı.

Trabzonspor'da takımının hücumda çoğalmasını sağlayan Nwakaeme' nin sakatlanması hücum gücünü azalttı. Ilerde ayağında top tutan oyuncunun olmaması oyunu kendi yarı alanında kabul etmesine neden oldu. Ancak karşısında bu zaaflardan yararlanacak rakip yoktu. Sabırla bekleme yaptı. Az ama öz gitti. Son bölümde farkı ikiye çıkarak finale adını haklı olarak yazdırdı.

...

Şamil Ekinci'den sonra Trabzonspor'da cebinden en çok harcama yapan başkan Muharrem Usta.

Gelirlerin tamamı ana borcun faizine giderken elini cebine cömertçe attı; en zor dönemde kulübün dönmesini sağladı, çok iyi bir kadro bıraktı.

Ancak gelen yönetim geleceğe yönelik hesap yapacağına Usta'yla hesaplaşmayı seçti.

Provokatörler de Ahmet Ağaoğlu'nu kışkırtınca konu kontrolden çıktı.

Konu gereksiz bu noktalara geldi.

Bu uzlaşmanın yapılmasını ilk gün önerdik.

Eğer zamanında uzlaşma yapılsaydı UEFA ile böyle bir sorun yaşanmayacaktı.

Neyse geç oldu ama temiz oldu.

Umarım bu barış UEFA'nın koyduğu yasağın kaldırılmasını sağlar