Açıkçası daha ofansif bir Galatasaray, daha defansif bir Trabzonspor bekliyordum. Hiç de öyle olmadı. İki tarafta maça kontrollü başladı. Maç uzun süre dengede gitti. Son 15 dakikada biraz Galatasaray üstünlüğü vardı. Pozisyon zenginliği açısından ancak bir maçtı. Galatasaray'ın tek gol pozisyonu duran toptan. Osimen'in kafa vuruşu direkte patladı. Trabzonspor’un tek gol pozisyonu da ön alan baskısından. Eren'in geri pasını kazanan Onuachu, çalım atmaya kalkınca Abdülkerim müdahale etti.
Trabzonspor'da Augusto, Zubkov hiç yoktu. Muçi vasatın üzerine çıkamadı. Mustafa, Sane karşısında zorlandı. Buna rağmen Galatasaray üstünlük kuramadı. Pina - Barış Alper mücadelesi kıran kırana geçti. Savunmanın merkezinde Batagov ve Saviç, kusursuzdu. Saviç'in yerine giren Baniya uyum sorunu yaşamadı. Yalnız Osimen'e yaptığı hareket çok tehlikeliydi!
Orta alanda Oulai ve Folcarelli, Trabzonspor’un ilk yarıda oyunu dengede tutmasının en büyük nedeniydi.
Trabzonspor, ikinci yarıya golle başlıyordu. Zubkov'un nefis kafa vuruşunu, Uğurcan aynı güzellikte kurtardı. Maçı dengede tutan isim oldu.
İkinci yarı, ilk yarının kopyasıydı. Maç karşılıklı ataklar içinde geçti. Zubkov'un direkten dönen şutuyla, direkten dönen şutlarda da beraberlik vardı.
Son 15 dakikada Trabzonspor yoruldu. Galatasaray hücumu daha çok düşünen taraftı. Ancak hücumda organize olamadılar. Bu seviyedeki oyuncuların panikle pas hatası yapması ve ritim duygusunun bozulması ilginç geldi bana. Demekki Trabzonspor’dan bayağı çekinmişler.
Trabzonspor’un takım savunması adına en iyi maçıydı bu maç. Son bölüm hariç genelde bloklar arası yardımlaşma mesafesini korudular. Ki Galatasaray’a karşı bundan daha iyi oyun olmaz.